Epeyi bir zaman önce, yüzlerce
sayfalık önemli incelemeleri bulunan
bir yazarın gönderilen kitabını okumuştum.
Çok da yararlıydı insancı
l/toplumsal/yurtsal yönden. Oldukça
da yararlandığım da söylenilebilirdi
bu ustanın emek işi kitabından. Fakat
takıldığım şey, dünya görüşü nedeniyle
sanatın olmazsa olmazlarını bir çırpı
da silip atmasıydı. Örneğin, yeteneğe
inanmıyordu. Nasıl sanatçı do-
ğulduğuna şaşıp kalıyordu. Doğru ya,
yeteneğin dışlandığı bir bakış açısında
okuyarak, birikimle sanatçı olunabilirdi
o usta dosta göre.
İşte burda birçok önemli sanatçının
da hayatında yer alan, daha okuyup yazmadan,
ya da daha yeni okuyup yazarken
sanatsallığının ilk örneklerini vermesi
ve evrensel anlamda, sanatçıdaki
dürtü olayının yaşandığı gerçeğiyle söze
başlamak istiyorum.
İster şair, yazar, ressam ya da besteci,
müzisyen olsunlar, yeteneksellikten
kaynaklanan bu tatlı dürtü onları hiç rahat
bırakmamıştır. Bir sanat eseri için en
zor işleri, olayları gerçekleştirmişlerdir.
Sanatçı biyoğrafileri bunun sayısız örnekleriyle
doludur.
Sonuçta söz konusu bu insanlar kendilerini
daha da geliştirerek snatçılık düzeyine
erişebilen insanlar olmuşlardır.
Yani salt okumakla bir şey olmaz? Resimde
el yeteneğine yarar sağlamaz okumak.
Müzikte, bestecilik için iyi bir kulak
gereksinimine de katkı sağlamaz. Edebiyatta
sadece okuyarak da yazılmaz.
fiu da var ki, sakın yanlış anlaşılması
n. Okumadan da olmaz elbette. Fakat
önce bu okumaların geliştireceği bir yetenek
gerektirir. Okuma, özümseme
aşamasından sonra siz ancak kendi özünüze
kavuşursunuz ki, bu da, sanatçılık
adına ise özgün olacak demektir.
Bir de şu var ki? İstisnalar kaideleri
bozmaz türünden, az da olsa okumadan
şair-yazar olanlar görebilmekteyiz. Bunlar
başka şairlerin etkisi altında kalmamak
için bilinçaltını bu yolla korumak
gereğine inanırlar. Okumadan da şair-yazar
olunur elbet, hem de hiç okumadan.
Olmasaydı, okuma şansı olmayan antik
çağ yazarları olmazlardı. Yetenek varsa,
duygu, etki doğrultusunda insan bir şeyler
yazabilir geldikçe. Fakat bilinçaltına
duvar çekmek doğru değil?
Aday kişi okuduğu örneklerden kimin
hangi sanatı nasıl yaptığını görür ve okuya
okuya zamanla kendi özümsemesini
gerçekleştirerek kendi özgünlüğüne erişebilir.
Hataya gelince, herkes bilinçaltı-
nın oyununa gelebilir onlarca yıl sonra
da olsa. Bu sorun değildir. İyi bir dikkat
ve inceleme gerekir. Olsa da dert değil,
düzeltme olanağı var çünkü.