Prof. Dr. Özer OZANKAYA


SIRADA “GENÇLİĞE SESLENİŞ” Mİ VAR?

“ANDIMIZ”I KALDIRMA SALDIRISI ÜZERİNE TÜM DEMOKRATİK KURUMLARA ÇAĞRI-


2013 Yılında, AKP yönetimi, okullardan Atatürk’ün “Gençliğe Sesleniş”ini kaldırmak istemişti. Bu “ulusal egemenlik, yani Cumhuriyet karşıtı” düşünce yapısıyla AKP yönetimi, bugün okullarda “Ulusal And”ımızın okunmasını yasaklamış bulunuyor! Sırayı yeniden Atatürk’ün “Türk Gençliğine Seslenişi”ni yasaklamaya getirmesi şaşırtıcı olmaz.

AKP yönetiminin 2013 yılındaki girişimi üzerine başta siyasal parti yönetimleri olmak üzere tüm demokratik kurum ve kuruluşlara seslenmek amacıyla yaptığım değerlendirme, bugün daha da açıklıkla geçerliğini koruyor kanısındayım. Bu nedenle paylaşmak istiyorum:

Zamanında Demokrasi Düşmanlarının Adını Koyup Etkisiz Kılma Görevini Yapmayan Kurumlar, Kendi Yıkımlarını Hazırlarlar!

Bir siyaset adamı, örneğin yabancı bir devlet ve hükümet yöneticisiyle, başbaşa ve ulusundan gizli görüşmeler yapar da, ülkenin siyaset, basın, üniversite, yargı kurumları … yeri göğü inletip, o siyaset adamı sahneden çekilinceye değin bunun ulusal egemenlik düzeninde meşruluğunu yitirme anlamına geldiğini söylemezse, hem o siyaset adamına, hem de o yabancı hükümete “sarı ineği” vermiş, yani boyun eğmiş olurlar.

Yine örneğin bir siyasal parti, ülkenin en yüksek yargı organı kararıyla, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan “laikliğe saldırı eylemlerinin odağı” olarak nitelenir de yine demokratik meşruluğunu yitirmenin yaptırımıyla cezalandırılmaz, o eylemlerini sürdürmesine seyirci kalınırsa, bu edilginlik de aynı anlama gelir.

Yani demokrasi düşmanının adını koyup ona karşı ulusun egemenlik ve bağımsızlığını koruma ve kollama ödevini yerine getir(e)memekle, o kurumlar kendilerinin de ortadan kaldırılması yolunu açmış olurlar.

Bu bağlamda Türk siyaset, yönetim, basın, bilim ve düşün … insanları bilmeliler ki, bir toplum geçerli düşünce önderliği, yani yarınlarına nasıl hazırlanması gerektiğini gösteren kılavuz düşünce olmadan varlığını sürdüremez! Ulusal Andımız'ın ya da Türk Gençliğine Seslenişin yasaklanmasının, bu düşünce önderliğinden ulusumuzu ve gençliğimizi yoksun kılma anlamına geldiğini de bilmelidirler.

Çağdaş insanlığa örnek bir uygarlık tasarımının sahibi olan Atatürk’ün düşünce önderliğinin yerini de başka hiçbir şey tutamaz!

Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı yoluna çıkarken Havza’dan tüm ulusuna yaptığı çağrı da, padişahlık ve halifelik gibi demokrasi dışı kurumları sürdürmek isteyenlere yaptığı uyarı da, şimdi okullardan kaldırılmak istenen “Gençliğe Sesleniş”i de, özgürlük, bağımsızlık ve hukukun üstünlüğü düzenini korumak ve savunmak yolunda her zaman için geçerlidir ve tüm ulusumuzun bilincine ulaştırılmalı, bunun için o günkü Osmanlıcasının yanı başında, yine Atatürk’ün önderliğine borçlu olduğumuz güzel Türkçesiyle anlatılmalıdır:

“Sessiz, durgun, başı eğik kalmayınız; uyanınız.

"Ulusal bağımsızlığımızı çiğniyorlar.

"Haklarınızı savunmak için birleşiniz, düşmanın karşısına dikiliniz.

"Sesinizi duyurunuz, bütün dünyaya, 'Ben Türküm, bağımsızlık bana atalarımndan miras kaldı, onu sana vermem!' diye haykırınız.”

* * *

“Osmanoğulları zorla Türk ulusunun egemenlik ve saltanatına el koymuşlardı … şimdi de Türk ulusu bu saldırganların hadlerini bildirerek, egemenlik ve saltanatını, başkaldırarak, kendi eline eylemli olarak almış bulunuyor. Sorun, 'ulusa saltanatını, egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız?' sorunu değildir. Olmuş-bitmiş bir gerçeği anlatıma kavuşturmaktan ibarettir. Bu kesinlikle olacaktır. Burada oturanlar, meclis ve herkes sorunu doğal görürse, düşünceme göre uygun olur. …”

* * *

“Birinci ödevin, Türk bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini sonsuzluğa dek korumak ve savunmaktır.

Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli hazinendir. Gelecekte de seni bu kaynaktan yoksun kılmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır. Bir gün bağımsızlık ve Cumhuriyeti savunmak zorunluğuna düşersen, göreve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin. Bu olanak ve koşullar çok elverişşiz bir nitelikte belirebilir. Bağımsızlığını ve Cumhuriyetini yıkmak isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir üstünlük elde edebilirler. Zorla ve aldatmayla sevgili yurdun bütün kaleleri alınmış, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesi düşman eline geçmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acı ve daha korkunç olmak üzere, ülkede yönetimi elinde bulunduranlar, aymazlık, sapkınlık ve hatta hainlik içinde bulunabilirler. Hatta bu yöneticiler, kişisel çıkarlarını, ülkeye giren düşmanların siyasal amaçlarıyla birleştirebilirler. Ulus yokluk ve yoksulluk yıkılmış, bitkin düşmüş olabilir. Ey Türk geleceğinin çocuğu! İşte bu ortam ve koşullar içinde bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Gerekli olan güç, damarlarındaki soylu kanda vardır!"

 

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92