SİZİN MEMLEKETTE EŞEK YOK MU?

Bana “ Sizin memlekette eşek yok mu?” diye sorsalar. Yok derim; en başta kendim eşekliği kabul etmem ama altmışı geçtiğim halde büyüyememiş bir çocuğum ben...
Aziz Nesin’in “Sizin memlekette eşek yok mu?” isimli kitabı 1995 yılında 85 baskı yapmış. Daha sonraları ne kadar baskı yapmıştır? Bilmiyorum!
Ben ilk baskısını okumuştum. Bir tatil köyünde kumlara uzanmışım; millet denize giriyor, çapkın erkekler karı kız tavlamaya çalışırken kırk takla atıyorlardı. Ben ise Aziz Nesin’in 28 seçme hikayesinin toplandığı bu kitabı okumaya çalışıyorum.
Çalışıyorum diyorum, çünkü gülmekten kitabı okuyamıyorum. Abartısız, bir sayfayı yarım saatte zor  okuyabiliyorum.
Gülme krizine girmişim, hem de ne gülmek; nerede olduğumu unutmuşum, çevremde olanları görmüyorum. Bir bayan arkadaşım gelip omuzumdan tutup silkeliyor beni...Arkadaş sen ne yapıyorsun? Herkes sana bakıyor, yoksa delirdin mi?
Gülmekten konuşamıyorum, kitabı kızın eline bırakıyorum ve kendimi denize atıyorum.
Benim hayatımda en zor okuduğum iki kitap var. Biri bu, diğeri de Orhan Pamuk kitapları. Aziz Nesin’i gülmekten, Orhan Pamuk’u da başka sebeplerden okumaya zorlanıyorum. Bir gün bu konuda da bir şeyler yazarım.
Neyse ki daha sonra bu kitabı eve kapanıp okudum, hem de rakı içerek okudum.
Kitaptaki hikâyelerden bir kaçı tiyatroda sahnelendi; o zamanlarda var olan devlet tiyatrolarında seyretmiştim bu oyunları.
İki yıl önce Berlin’deyim; fakir olduğum için sık sık gezdiğim eski kitapçılarda bu kitabın 85. baskısını 2 Euro’ya satın aldım. Moralim bozuk olunca birkaç sayfa okuyup stres atma düşüncesiyle...
Gelgelim, geçen gün hastaneye yatıp küçük bir operasyon geçirdim. Hastaneye gelirken yanıma birkaç kitap almıştım. Bu kitabı da aldım, ağrım olursa gülerek ağrımı dindiririm diye düşünmüştüm...
Düşünmez olaydım!
Ben büyümemiş altmış yaşında bir çocuğum dedim ya!...
Ameliyat oldum; ağrı kesiciler sayesinde sabaha kadar mışıl mışıl uyudum.
Sabah oldu. Yatağa bağlıyım, kalkamıyorum; kalksam gezeceğim ama...
Ne yapayım şimdi ben? Kitap okumaktan başka çarem yok. Yattığım yerden komedine elimi uzattım, elime bu kitap geçti...
Sizin memlekette eşek yok mu?
Bizim memlekette eşek yok ama altmış yaşında bir çocuk var.
Açtım kitabı, başıma gelecekleri bile bile okumaya başladım. Kıkırdayarak üç sayfa okudum ki; aman yarabbi gülme krizine girmek üzereyim... Dikişlerim patlayacak.
Fırlatıp attım ayak uçuma kitabı...
Ne yapayım?
Ben her şeyin delisiyim işte...
Erdoğan bayram zammı vermedi ya; bu yazım da hepimize bayram şekeri olsun.
Gülmeye hasret olanlara, iyi bir kitap...
 RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.