114 yıl önce, 31 Mart 1909 günü, baskıcı Abdülhamit yönetimine son veren II Meşrûtiyet (Anayasalı) düzenine karşı yeniden baskı yönetimi kurmak üzere gerici bir ayaklanma başlatılmıştı.
Padişah Abdülhamit’ten aldıkları destekle şeriatçı özgürlük düşmanları Meclisi basmış, milletvekili öldürmüş, özgürlükçü bir subay Deniz Kaymakamı Ali Kabuli Bey’i Yaldız Sarayında Abdülhamit’in gözlerinin önünde işkenceyle öldürmüşlerdi.
Meşrutiyeti ilan etmiş olan İttihat Terakki Fırkası’nın merkezi durumundaki Selanik’te Tümen Komutanı Hüseyin Hüsnü Paşa’nın yaveri Mustafa Kemal idi. Özgürlük düşmanı bu gerici ayaklanmayı bastıracak ordunun Harekât Planını Mustafa Kemal yapmış, İstanbul halkına seslenen ve günümüz için de anlam dolu olan bildiriyi yine Mustafa Kemal kaleme almıştı:
“33 yıllık uzun ve karanlık baskı döneminden sonra, tüm Osmanlı milletinin coşan yiğitliği ile kurtarılan meşrutiyetimizi, yine baskıcılığın cellat ellerine bırakmak gibi alçakça bir amaç güden ve bin türlü aldatma ve bozgunculuklara başvurup, görünüşte gûyâ şeriat istermiş gibi, gerçekte ise tümden dinimize aykırı olarak kanlı bir askeri ayaklanma çıkarılmasına neden olmuş bulunan aşağılık, vicdansız baskıcılık yandaşları ile bir takım alçak çıkarcılar, kutsal Osmanlı Ordusunu pek büyük bir utanca uğratmıştır. .. Bu lekenin olağanüstü bir hızla temizlenmesi ve Anayasanın bundan sonra her türlü saldırı ve aykırı davranıştan korunması, başkentin güvenlik ve esenliğinin yeniden kurulması için, II. ve III. Ordulardan ayrılmış bir düzenli Osmanlı gücü Yeşilköy ve Küçükçekmece’ye gelmiştir.
“31 Martı Osmanlı milletinin en karanlık günü durumuna getirmeğe neden olan gizli görevlilerle alçak huylu çıkarcıların ve ‘şeriat isteriz’ diye aldatarak yurdu tehlikeye düşüren alçakların lâyık oldukları cezaya çarptırılması zorunludur.”
31 Mart gerici ayaklanması Mustafa Kemal’in de etkin katkısıyla bastırılmış, Kızıl Sultan Abdülhamit tahttan indirilmişti. …
(Lutfen bknz.: Ö. Ozankaya, Cumhuriyet Çınar - Mustafa Kemal’i ’Atatürk’ Yapan Uygarlık Tasarımı, CEM Yay., ss. 93-95.)
