Bizim parti başkanları Okyanus ötesinden atandıkları için hep kendilerine itaat edilmesini isterler.
Altmış yıllık ömrümde hep böyle gözlemledim.
Bu liderlere bırakın itaatsizliği, yapıcı bir eleştiri yapsanız dahi parti disiplinine karşı gelmekten kapının önüne konulursunuz.
Örneğin MHP’de de bu böyleydi. Kesin itaat beklenirdi.
Bu itaat beklentisinin alt yapısı da töreden gelir. Töreye itaati almışlar lidere itaate cevirmişler.
Töreye, en başta lider itaat etmek zorundadır. Töreye itaat etmeyen lidere itaat edilmez, hatta liderlik konumunda tutulmaz. Ama her şeyi değiştirdiğimiz gibi töre ile lidere de yer değiştirtmişiz. Töre lidere itaat eder olmuş.
Şimdi iktidar ve muhalefet partilerine bakıyorum, hepsi aynı hamam aynı tas, hepsi lider sultasına teslim olmuş.
Bir de yeni kurulan Zafer partisi var. Halka umut veriyor. Halkın sorunlarını dile getiriyor.
Umarım Zafer partisi lideri Ümit Özdağ Töreye(kanun) göre hareket eder, geçmişteki liderler gibi despotlaşıp “Ben ne dersem o olur” demez. Geçmişteki liderler gibi mafyatik adamlara taviz verip, halkın ve kendi başına bela etmez bu tür adamları.
Liderin ahlakı ve hukuka saygısı halkın da adalete güvenini getirecektir. Çünkü liderler halkın idolüdür.
Halkına hizmet etmek isteyen lider halka iyi örnek olmalıdır.
Adalet mülkün(devlet) temelidir.
Bu sözü anayasa kabul edip, başta siyasi partiler ve tüm halkı bu sözün etrafında birleştirebiliriz.
Adaletin olmadığı yerde ne devlet, ne din, ne bayrak, ne de vatan kalır...