Prof. Dr. Süleyman BOZDEMİR


Üniversitelerin Ülkenin Gelişmesindeki Rolü ve Dayandığı Temel İlkeler (4)


Aslında bilim insanları geniş düşünüp bilimselliği kısır politik didişmelere feda etmeseler, her zaman iktidarda olurlar. Çünkü zaman bilim zamanıdır ve toplumun taleplerine cevap vermek ve problemlerine çözüm sunmak durumunda olan politik partiler kapsamlı bilimsel çalışmalara ve çözüm önerilerine kulak vermek durumundadırlar. Yeter ki üniversiteler işlerini profesyonelce yapsınlar ve objektiflikten ayrılmasınlar. Bakanlar kuruluna ve hatta Millî Güvenlik Kurulu’na zaman zaman saygın bilim insanlarının gündemdeki bazı konularla ilgili kapsamlı bilimsel görüş bildirmesi için davet edilmesi bunun ispatıdır. ABD ve Avrupa gibi demokrasinin iyi işlediği ve bilim insanlarının politize olmadığı ülkelerde, ülkenin geleceği ile ilgili birçok kritik karar perde arkasında uzun araştırma ve tartışmalardan sonra konunun uzmanları tarafından alınır ve politikacılara sadece bu kararları halka sunmak ve savunmak düşer.

ABD’de Yüksek Eğitim ve Ekonomiye Katkısı

Üniversitelerin ana görevi öğrencileri değişik sahalarda eğitmek, entelektüel bir birikim sağlamak, bilimi geliştirmek ve teknik uzmanlık kaynağı olarak topluma hizmet vermektir. Üniversiteler, temel ve uygulamalı araştırmaları ve piyasayla yakın işbirliği yapmasıyla ABD’nin ekonomik gelişiminde ve refah seviyesinin yükselmesinde merkezî bir rol oynamışlardır. Bu yüzden ABD’de üniversiteler artan oranda uygulamalı araştırmalara yönelmekte ve öğretim üyelerini danışmanlık yapmaya ve teknolojik yenilikleri piyasanın hizmetine sunmaya teşvik etmektedir.

ABD’de üniversitelerin yaygınlaştırması bir buçuk asır öncesine dayanır ve ekonomiyi desteklemek amacıyla yapılmıştır. 2 Temmuz 1862’de başkan Abraham Lincoln, Federal hükümetin her eyalete yüzbinlerce dölüm arazı bağışlamasını öngören Arazi-bağış kanununu (Land Grant Act) imzaladı. Bu kanunun gayesi, 50 eyaletin her birinde tarım ve makineleşmeyi desteklemek amacıyla birer Ziraat ve Mekanik Sanatlar Fakültelerinin kurulmasını sağlamak ve buralarda çiftçileri ve makinacıları eğitmekti. Bu üniversitelerin amacı, topluma ihtiyaç duyduğu eğitim, bilimsel araştırma ve yerinde hizmeti sunmaktı. ABD’nin tarım ve teknolojide dünya lideri olmasında eğitime yapılan bu yatırımım büyük etkisi olmuştur.

1950’lerde başlayan soğuk savaş yıllarında bilimsel araştırmaların odak noktası savunma ve uzay araştırmalarıydı ve üniversiteler de bu görevi ilgili bölümler açarak ve bu konulardaki araştırmalara yönelerek desteklemişlerdir. 1980’li yıllarda soğuk savaşın bitmesinin ardından savunma amaçlı araştırmalar geri plana itilmiş ve bilimsel araştırmaların hedefi yeni teknoloji – bilhassa bilgi teknolojileri – geliştirerek ülkenin teknolojideki liderliğini korumak ve rekabet gücünü arttırmak olmuştur. Son yıllarda ise araştırmaların bir kısmı terörle mücadeleye yönlendirilmiştir. Mesela terörü önlemeye yönelik Ar-Ge çalışmalarına Federal hükümet 2001’de $0.6 milyar ayırmışken bu miktar 2003’de $2.9 milyara çıkmıştır. Görüldüğü gibi, ABD’de üniversiteler dâhil tüm kurumlar ülkenin değişen ihtiyaçlarına ve önceliklerine hemen uyum sağlamakta ve tam destek vermektedir. Amaçlanan hedefler net olarak ifade edilmekte ve kaynaklar en etkin şekilde kullanılmaktadır.

Yüksek teknoloji ürünleri dünyada ekonomik büyümenin motoru olmaya devam etmektedir ve yüksek teknoloji ürünlerinin pazarı hızla genişlemektedir. 2001’de yüksek teknoloji ürünlerinin %32’sinin ABD’de üretilmiş olması, bu alanda yapılan ve 2002’de $276 milyarı bulan Ar-Ge yatırımlarının bir sonucudur. ABD aynı zamanda zihin ürünü olarak satılan teknik bilgi ve becerinin de (know-how) önde gelen net ihracatçısıdır. 2001’de ABD’nin teknik bilgi ve becerinin yabancılara lisanslanmasından elde ettiği gelir $4.9 milyara ulaşmıştır.

Birçok ülke mucitlik performanslarını geliştirmelerinin bir aracı olarak üniversite-endüstri bağlarını geliştirmeye çalışmaktadır. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak alınan patentler akademik Ar-Ge’nin kıymetli bir ürünü olmuşlardır. 2001’de ABD’de akademik kurumlara verilen patentlerin sayısı 3200’ü aşmıştır. (Aynı yıl Türkiye’deki toplam patent başvuru sayısı 3219 idi ve başvuruların %96’sını yabancılar yapmıştı – ATO 2004 raporu). Bu rakam 1970’li yıllara göre 10 kat artışı temsil etmektedir. ABD üniversiteleri 2001’de patentlerini lisanslamadan $850 milyon gelir elde etmiştir. Bu rakam 5 yıl önceki gelirin 2 katından daha fazladır. Artan lisans gelirleri ve faaliyetleri, üniversitelerin geliştirdikleri ürün ve teknolojilerini ticarileştirmedeki artan gayret ve başarılarının bir göstergesidir. (Kaynak: ABD Millî Bilim Kurulu NSF, 2004 tarihli Fen ve Mühendislik Göstergeleri raporu).

Yine 2004 tarihli bu raporda, ABD’deki araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerinin ekonomik büyümeye somut olarak katkıda bulunduğu ifade edilmekte ve 1990’lardaki kuvvetli ekonomik performansın, bilgi-tabanlı ekonomiye – araştırma, onun ticarileştirilmesi ve diğer entelektüel çalışmaların ekonomik büyümeyi beslemede artan rol oynadığı ekonomiye – yönelime ivme kazandırdığı söylenmektedir. ABD’nin kuvvetli performansı, dünya üzerindeki diğer hükümetlerin kendi ülkelerinin fen bilimleri ve teknoloji (FB&T) aktivitelerini ve bilgi-tabanlı ekonomiye geçişteki ilerlemelerini ölçmelerinde bir kıstas oluşturmuştur. Bu ülkeler, ABD’nin bilgi-güdümlü ekonomik büyüme modelinin öğelerini kopyalama gayretiyle ekonomilerinin bilgi-yoğunluklu sektörlerini genişletmeye çalışmakta ve bunu başarabilmek için ihtiyaç duydukları iyi eğitilmiş teknik işgücünü geliştirmek için gereken adımları atmaktadırlar. Avrupa Birliği 2000’de Lizbon’da “2010 yılına kadar dünyada rekabet gücü en yüksek ve bilgi-tabanlı en dinamik ekonomi olmak” hedefini benimsemiş ve uygulamaya koymuştur.” Bu hedefe ulaşmada an mühim rol üniversitelere düşmektedir. Acaba Türkiye’nin 2022 hedefi nedir?

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22