"UZUN UYKULARDA YORULDUK/ UZUN ACIKTIK İNSAN OLMAYA/ SUSTUK, SUSTUK" - AYTEN MUTLU
Biz kadınlar sustuk mu, susturulduk mu?..
AYTEN MUTLU'nun aşağıdaki dizelerini okuyun ve karar verin!
SUSTUK MU, SUSTURULDUK MU?
"sizin tanrılığınız yüzünden
insanlığımızı unuttuk
yorgunum
horlanmışım
cahilim
ağlamak biraz da savrulmaktır bilirim
gücüm kendime yeter
gökyüzü biliyor, taşsa da öfkem
döner namlu döner bıçak
beni vurur yüreğimden"
................
"aklı kısa saçı uzun
sokakta mutfakta yatakta
elinizin altında
gönlünüzce ektiğiniz biçtiğiniz
tarla
tepesinde tepe tepe
tepindiğiniz
eksik etek
kiminizin anası
karısı kiminizin"
.................
"yaralarım dil vermez
erkeğim el vermez, kaygıları diz boyu
yalnızlık
paslı bir demir kapıdır duvarlarımda
ah, bu karanlık, saçlarıma dolanan
bu ceylan, dizleri kan içinde, kimsesiz
uzun uykularım, sanrılar, karabasanlar
aldatılmışlığım
vurun kahpeye vurun vurun
vurun zeytin dallarına
kurutun
selam olsun size yedi erenler
erenleri çağımın, okumuşları
insana gül yaraşır diye gülün yoluna
kalem kuşanmışları, baş koymuşları
duyun beni
yürünecek yollarım var, yollarınıza varan
hâllerim var, hâllerinizden yaman
gümbür gümbür yüreğim, ayaklarım acemi
önümü kapatmayın
yollarıma durmayın
uçmaya varıyorum, kanadım ürkek
kanadımı kırmayın
yeter
yeter artık, ödedim diyetini her gülüşümün
ertelenmiş aşklarım var yaşanacak
şarkılarım, söylenmeye beni bekleyen
sesim gür bir kaynak gibi çağıldayacak
ve ellerim
bir olup ellerinle
hayatı
yeni baştan kuracak"
Bu dizeleri AYTEN MUTLU'nun "BİR İSYAN TÜRKÜSÜ"nden aldım.
Kadın "ağzı var, dili yok" bir varlık değil; "saçı uzun aklı kısa" bir süs eşyası ve "eksik etek" değil!..
Kadın, erkek egemen bir topluma nasıl başkaldıracak, duruşu nasıl olacak ki ezikliğinden kurtulsun?..
Kadın, bu çağda, yalnız, çaresiz, cahil bırakılmış; horlanmış, yorgun...
Sesleniyor okumuşlara, kalem kuşanmışlara...
Ozanlar, duyarlı kişilerdir; duyuyor onlar ve kadınlara;
"Ben sana mecburum bilemezsin" diyor.
"Sana gitme demiyeceğim/ Ama gitme..." diyor.
"Gitme, sonbahar oluyorum; sonrası hiç" diyor.
"Mutluluk bir çimendir, bastığın yerde biter." diyor."
"Gözümün nuru, başımın tacı, efendim" diyor.
"Çiçeklenmiş narin ağaçlardır" diyor.
"Kadınım yaraşıyorsun sen Akdeniz'e" diyor.
Ya duyarsızlar...Kadına kendini kötü duyumsatıp, isyan türküsü söyletenler!
"ben kadınım
hani şu bildiğiniz
ve de bilmediğiniz
kimi şeytan, kimi melek
kimi çiçek, kimi koyun
etinden, sütünden,derisinden
al nakışlı gömlek edip giyindiğiniz"
.........................
"çağlar boyu diri diri mezara gömdüğünüz
uğruna öldüğünüz
mülkünüz cariyeniz
taşa tuttuğunuz
aldığınız sattığınız"
... ...................
"gecenin kovuğunda söylenmemiş türküyüm
bir ağıt çiçeğiyim hoyratça örselenmiş
sevdalarda yediveren gülüyüm
ak yazmada kara yazı
buyurmuşlar ele varmış
doğuramamış yarımsanmış
kız doğurmuş ele salmış
oğul demiş yele salmış
ağıtların tüneğinde
iki eli böğründe kalakalmış
deprem sessizliğinde yüreğimin
nakış nakış ilmek ilmek ördüğüm
o dilsiz isyan
bin yıllarda kördüğüm
ben kadınım"
Diye, "dilsiz isyan" ettirenler...Hangi grup çoğunlukta sizce!..
"kadın
söylenmemiş ilahi
okunmamış bir kitap
sayfaları lime lime, yaprakları sararmış
kapağında karanfil suretleri
kenar süsü boynunu eğmiş sümbül
hüznün rengini almış
cinselliği günahın öbür adı
sevinci ayıp
yasaklarla tabularla
peçelerin karasına boyanmış" diyor AYTEN MUTLU isyanla...
İyi ki biz kadınlara, SENNUR SEZER'in diliyle gücümüzü haykırabileceğimiz GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ümüz var. İŞİTİN AYRIK OTLARI!..
"BU YÜREĞİN DÖRT KAPISI
ÇARESİZLİĞE KAPALI
DUY SARISICAK, DUY BATAK ÇAMUR
İŞİTİN AYRIKOTLARI"
"Kışlar yeşili tüketemez
Buğday bekler toprakta
Şarkımız sürgün verir
Sesimiz çocuklarda
Dağ koyaklarına uğra
Baharı özlersen
Menekşeler kar altında da açar
Ve yollarda kardelen"
AÇAR YA!..
Kadınların sesleri yorgun, ağıtlardan kısık, şiirler söylerler güzel günler için rüzgâra karışır.
ATATÜRK'le ilgili özel günlerde; örneğin ulusal bayram günlerinde, devrimlerinin yıl dönümlerinde, ulusça onu çok aradığımız-özlediğimiz günlerde onunla ilgili kitapları okurum. Özlemek sözcüğü, özlemimi dile getirmek için yetersiz...
"Özlemek ne demek?
En delisinden sonsuzundan, akla zarar deliye kâr
Özledim…
Böyle günlerde onu, ulu önderimizi anabileceğim yerlere giderim. Hâlâ Side'deyim. Onu anacağım, biz kadınlara verdiği değeri gösterecek en güzel yer bir park; JALE İNAN PARKI...
Bu park, cumhuriyet tarihine damga vuran ve ilkleri yapan kadınlardan on sekizinin adlarıyla özgeçmişlerinin yer aldığı panolar ve kadın heykellerinin dışında, çocuk oyun alanı ve yeşil alanların yer aldığı güzel bir park...
5000 metrekare alanda düzenlenen bu parkta, özel günlerde yürüyüş yapıyorum. Genellikle Side sahilinde yaparım günlük yürüyüşlerimi; ama, bu hafta, biz kadınlarla ilgili düşüncelerini, sözlerini düşünerek yaptım yürüyüşümü...
"SENİ UNUTMUYORUZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!.." diyerek.
Parktaki ilk panoda ATATÜRK'ün şu yol gösteren, uyaran sözü yazılıdır:
"Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir."
ATATÜRK, bu çağdaş düşünüşle biz Türk kadınının; Türk toplumu içindeki yerini, durumunu, saygınlığını vurgulamıştır.
"Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun bir organı faaliyette bulunurken, diğer organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir." -ATATÜRK
Kadınlarımızın gerçek değerlerinin anlaşılacağı, ezilip horlanmayacağı erkekle eşit sayılacağı, omuzlar üstünde yükseltilmeye layık bir varlık sayılacağı günleri umutla bekliyorum.
HOŞÇA KALIN.