Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


YUNANİSTAN NE YAPIYOR


Yunanistan-ABD ilişkileri, gündemdeki en önemli konu konumunu koruyor. Yunanistan, ABD’ye öylesine imtiyazlar veriyor ki medya, “Yunanistan, ABD’nin elli birinci eyaleti mi oluyor” diye ciddi olarak sorguluyor. Halen ABD’nin Yunanistan’da dokuz adet askeri üssü var ve ABD bu üslerde konuşlanmasına ve tahkimatına devam ederek, konumuyla dikkat çekmeye başladı.

En önemli soru: Bu tertiplenme kime karşı yapılıyor? ABD yetkilileri bu soruya cevap verirken, öncelikle Rusya’yı hedef gösteriyor ama biliniyor ki eski konumlanma zaten bu maksadı yeterince karşılıyordu. Gerçi, ABD, yeni konuşlanmayla daha etkin bir konuma geldiğini dikte ediyor. Ancak, yeni tertiplenmeyle ortaya çıkan konuşlanma durumu, anlayan gözler için, Türkiye’ye yönelik oldukça önemli bir tehdit içeriyor.

Yunanistan, tarihi boyunca olduğu gibi, yine yeni kazanımlarla büyüme derdinde. Şimdiye kadarki tüm kazanımlarını ise Türk topraklarından sağlamış durumda. Yakın zamana kadar, dış destek güvencesiyle Kıta Sahanlığı, FIR Hattı, Batı Trakya Sorunu, Hava Sahası, Adaların Silahlandırılması, Kıbrıs Sorunu gibi sonuçsuz iddialarla öne çıkarken, bugün, tüm bu sorunlara, Doğu Akdeniz ve Münhasır Ekonomik Bölge sorununu da eklemiş durumda. 

Türkiye’nin bölgesel güç olmasıyla gösterdiği performans karşısında, Yunanistan, kendini tamamen ABD koruması altına alma derdinde. Bu istemin şu anda ABD tarafından karşılanıyor görünümü var. Çünkü ABD’nin bölgesel istemleriyle uyum içinde ama en son Ukrayna gelişmelerinde de görüldü ki ABD, kesinlikle güvenilmemesi gereken bir ülke. ABD, bugüne kadar giriştiği, neredeyse tüm uluslararası ikili ilişkilerde, kendi değişken çıkarları doğrultusunda, karşı tarafı yalnız ve zor durumda bırakmaktan imtina etmiyor.

ABD’nin, Yunanistan üzerinde yeni konuşlanma süreci, doğrudan Türkiye’ye yönelik gibi duruyor. 

ABD’nin Dedeağaç konuşlanması, Türkiye’nin Yunanistan’a karşı yapabileceği tek kara harekât bölgesini tıkamaya yönelik görünürken, ABD’nin Girit üzerindeki konuşlanması ise tamamen Kıbrıs ve Doğu Akdeniz gelişmelerine müdahaleye yönelik görünüm sergiliyor. Ayrıca, ABD ile Yunanistan arasında yapılan ikili savunma anlaşmalarıyla, Türkiye, Adalar Denizinde de mümkün olduğunca kısıtlanmak isteniyor. 

Bu arada, Yunan yetkililerin yaptığı pervasız açıklamalar ile Paris ve Lozan Anlaşmaları gereğince, silahsız olması gereken adalar ile Batı Trakya üzerindeki askeri tertiplenmesi ve Yunan yetkililerin buralarda resim vermesi, tamamen, Türkiye’yi kışkırtarak, bir hata yapmaya zorluyor. Yunanistan, bölgesel ideallerini, Türkiye’yi kışkırtarak, yapabileceği bir hata ile ABD ve AB karşısında zor durumda bırakarak, kazanıma yönlendirmiş durumda.

Yunanistan’ın, bir generalinin açıklamasında olduğu gibi, stratejik hedef olarak tespit ettiği boğaz köprülerini hava taarruzuyla vurması, oldukça ütopik bir düşünce. Çünkü Türkiye’nin konumu dolayısıyla, almış olduğu tedbirlerle, köprüleri vuracak uçaklar dönüşlerinde inebilecek bir meydan bulamayacağı gibi, adalar o kadar yakın ki Türkiye, ateş destek unsurlarıyla, buraları rahatlıkla kontrol altına alabilecek durumda. Ayrıca, Türkiye, mevcut imkanlarıyla gerçekleştirebileceği uçarbirlik harekatıyla, adalara çok kısa sürede manevra unsurlarını indirerek, etkinlik sağlamayı da başaracak kabiliyete sahip.

Her kaotik durumda olduğu gibi, Türkiye-Yunanistan güç dengesi karşılaştırıldığında, Türkiye’nin üstünlüğü ortaya çıkıyor. Ayrıca TSK’nın muharebe tecrübesi var ki bu husus da Türkiye’yi doğrudan öne çıkartıyor.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00