Ben gelmedim dava için
Benim işim sevgi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim
Öğretmen olmak yada Yunus olmak. İkisini birbirinden ayıran öğretmen olamamıştır. Anadolu topraklarına karış karış sevgi tohumları eken Yunus Emre ile Türk çocuklarının bilgiye, bilgeliğe susamış zihinlerine; sevgiye, dostluğa, kardeşliğe acıkmış kalplerine ve gönüllerine; dününü unutmuş, bu gününü yorumlamadan yoksun, hedefsiz kalmış hafızalarına diriliş tohumlarını atan Türk öğretmeni arasındaki fark, beyaz ile akın arasındaki fark gibidir.
Moğolların yakılmış, yıkılmış ve bir taşın üstünde taş kalmamış şekilde bıraktıkları Anadolu topraklarında birliği ve beraberliği sağlayan Yunusların sevgisidir.
Bugün geldiğimiz noktada teknolojinin getirdiği yalnızlık ortamında öğretmenlere düşen görev ve sorumluluk büyüktür. Tabletler, cep telefonları ve bunların oyunlarının esir ettiği öğrencilerimizi yeniden kendine getirecek dokunuşu ancak anne ve babalarıyla el ele vermiş öğretmenler yapacaktır. Sevgiye, kardeşliğe ve dostluğa muhtaç olan bir neslin gelmesi yakındır. Bilgiye, bilgeliğe ve çağlar ötesine ses vermeye susamış olan öğrenciler yetiştirmeliyiz.
Öğretmenlerimiz, zihinlere bir kara bulut gibi çöken sisi dağıtacak sihirli ellerdir. Gören gözlerini görmez, duyan kulaklarını duymaz, gönüllerini sevgisiz, yüreklerini bencillikle dolduran ve kalplerini inançsız bırakan kimliksizleşmenin önünde duracak Yunus gönüllü öğretmenlerdir.
Özünde sevgi, yüreğinde ve gönlünde Türk milletine hizmet inancı taşıyan yiğit gönüllerle olacaktır. Yunus’un dediği gibi yaratılanı yardandan ötürü sevenlerle olacaktır.
Dervişlik olsa idi bir asa ile hırka
Bizde alırdık onu otuza kırka
Derviş olmak, Yunus gönüllü olmak bir hırka ile asa değildir. Yunus gönüllü öğretmen olmakta o kadar kolay değildir. Sadece devlet memurluğu sınavını kazanarak, sadece bir şeyler bilerek yada bir şeyler bildiğini zannederek olunmaz. Sadece sevgi hissederek de olunmaz. Hoca Yesevi’nin diriliş ufku, Yunus’un sevgisi, Mevlana’nın hoşgörüsü, Hacı Bektaş Veli’nin gönlü, çağlar ötesine uzana bilen Şeyh Edibali’nin gönül gözü, zor zamanda atını denize süren Fatih’in kazanma aşkı, Yavuz Sultan Selim Han’ın mütavaziliği, evliyaların cömertliği ve Mustafa Kemal Paşa’nın bitmiş sanılan bir milleti yeniden ayağa kaldıran ülküsü her öğretmenin bedenin de yer etmelidir.
MEHMET ÇOT/OĞUZHAN ORTAOKULU MÜDÜR YARDIMCISI
