F.İ.-Sayın Serra Taşköprü, ?Hesaplanmış Sessiz Manipülasyon Yoluyla İşlenen Suçlar ve Yasal Boyut? adlı kitabınız yayınlandı, öncelikle hayırlı olsun diyoruz.

S.T.- Çok teşekkür ederim. Bu konu sayesinde Yeni Adana Gazetesi´nde, Gölbaşı Güncel´de ve Yeni Muhalefet´te yazmama vesile olan Cezmi Doğaner´e buradan ayrıca teşekkür etmekle, siz ve ekibinize minnettar olduğumu bildiririm.

F.İ.--Ne kadar sürede hazırladınız kitabınızı?

S.T.- Kitabı 1 sene kadar bir süre içerisinde hazırlamış bulunmaktayım. Ancak bu kitabın hazırlığının öncesi 6 ay kadar bir gözlem ve araştırma yapılmakla bu süreçte manevi desteğini esirgemeyen Sayın Prof. Dr. Kaan Kora´ya da teşekkürlerimi bir de bu röportaj vesilesiyle sunmak isterim. Kendisi çok değerli bir insan olmakla benim pusula ve akıl hocamdır.

F.İ.-Kitabınızın girişinde yer alan ?Bu kitap mağdurlara ithaf edilmiştir? notu okurlarınıza neyi hatırlatmalı?

S.T.-  Birçok mağdur olduğunu bilmelerini ve kendilerinin de mağdur olmuş olabileceklerini bunu ancak bu kitap kılavuzu okuyarak farkedebileceklerini bilmelerini ve hatırlayarak ya da çevrelerine hatırlatarak çözebileceklerini hatırlamalarını temenmi ediyorum.

F.İ.-Hesaplanmış Sessiz Manipülasyon dediğimizde ne demek istiyoruz? Bunu biraz açabilir misiniz?

S.T.-  Hesaplayarak yani önceden satranç oynamak gibi planlı bir şekilde sessizliğin kullanılarak karşıdaki kişiyi ya da topluluğu manipülatör ya da manipülatris olarak onu ya da onları belli bazı davranışları gerçekleştirme yoluna gitmeleri anlamına gelmekle buna biz sessiz muamele ya da sessiz şiddet de diyebiliriz. Orijinal ismi silent treatment olarak nitelendirilirken treatment kelimesi tedavi ve iyileştirme anlamına gelmekte iae de buradaki tedavi mantığı manipülatörün ya da manipülatrisin kendi düşündüğünü ve beklediğini yaptırma, hizaya getirme yönünde hareket etmesi sözkonusu olabilmektedir. Yoksayma, reddetme, dinlememe gibi olumsuz etkiler ve tepkiler verme durumu olarak da değerlendirilebilmektedir.

F.İ.-Hesaplanmış Sessiz Manipülasyon Yoluyla İşlenen Suçlar nelerdir? Somut olarak bir-iki örnek verebilir misiniz?

S.T.- Tabii ki Sayın İnceoğlu. Bunu memur suçları ya da malpraktis yani hekimin kötü uygulaması olarak da örneklendirebilir ve somut olarak bir yangın karşısında itfaiyecilerin tepkisiz daha doğrusu pasif tepki yani sessizlik ve hareketsizlik göstererek yangını söndürme yönünde müdahalede bulunmaması ve yangın nedeniyle ölüm ya da yaralanma gerçekleşirse bu yolla biz kasten adam öldürmenin ve kasten yaralamanın ihmal suretiyle işlenmesi diyebiliriz. Başka örnek vermek gerekirse bir psikiyatristin hastasının sessizlikle girdiği suçluluk duygusu karşısında kişilik özelliğini, hastanın kendisine zarar vereceğini hatta intihara sürükleyeceğini hastasını tanıdığından bildiği halde sessiz kalmaya ve intihar teşebbüsü ve tehdidi varken sessiz kalmayı tercih etmesi bu da intihara yönlendirme suçunu oluşturabilmektir.

F.İ.-Hesaplanmış Sessiz Manipülasyon Yoluyla İşlenen Suçların yasal boyutlarından söz edebilir misiniz?

S.T.-Gerek hsm gerek başka türlü manipülasyonların sadece Türkiye Ceza Sistemi´nde değil Dünya´nın ülkemiz haricinde hiçbir yerinde hiçbir ceza sisteminde yer almadığı bilinmekle kanıt yani delil sorunu yaşanan sessizlik silahının kullanılarak gerçekleştirilen suçlar sözkonusu olmaktadır. Bir an önce her tür olumsuz yönde manipülasyonların kanunyapıcı yasama organına teklif olarak sunulması ve suç işleme yöntemi olarak kabul edilerek bu yönde Türk Ceza Kanunu ve ilgili kanunlarda yeralması gerekmektedir.

F.İ.-Bu konuda işlenen suçların karşılığı yoksa eğer, bu olumsuzluğu giderici herhangi bir hukuksal çalışma yapılıyor mu?

S.T- Bu kitap zaten zemin, temeldir. Hukuki yanı olan bir eserdir.

F.İ.-Hesaplanmış Sessiz Manipülasyon boyutlu suçların önlenebilmesi için neler yapılmalı ve nasıl önlemler alınmalıdır?

S.T- Önlem olarak toplumlarım bu yönde bilgilenerek kendilerini korumaları sağlanmakla bilinçli olarak ilerleme sonucunda insanların birbirlerini aydınlatmaları ve sessiz muamelenin bir tür iletişim ve psikolojik tabanlı çocukluk döneminde özellikle öğrenilmiş ya da çocuğun uygulamada gösterdiği başarı doğrultusunda bu pasif davranış kalıbını benimsemiş olması sözkonusudur. Bu anlamda pedagog, psikolog, psikiyatrist ve sosyal hizmet uzmanlarının, sosyologların vs. gerekli eğitimi ve öğrenimi alarak devlet desteğiyle bu gibi meslek erbablarının önleme hususunda görüş bildirerek bu görüşleri hayata geçirebilmeleri önlem için gereklidir.

F.İ.- Hesaplanmış Sessiz Manipülasyon yoluyla işlenen suçlar nelerdir sizce?

S.T- Bu yolla işlenen ve mağdurların sürüklenerek işleyebileceği suçlar kitabımızda tek tek yazılmıştır. Uygulayıcıların işleyebilecekleri suçlar Eziyet, Cinsel Taciz, Ihmal Suretiyle Kasten Yaralama hatta Öldürme, İntihara Yönlendirme vs. suçlar olmakla suça sürüklenen mağdurlar Hakaret, Tehdit, Konut Dokunulmazlığı´nı İhlal vs. suçlarını işleyebilir.

F.İ-Bu suçların insanlara verdiği zararlar nelerdir?

S.T.- Psikolojik yani duygusal, fiziksel, zihinsel, maddi, cinsel zararlar verilebilmektedir. Mağdurların kişilik özellikleri varsa psikiyatrik ya da psikolojik süreci olumsuz etkiyi arttırabilmektedir.

F.İ.-İnsanlar bu zararlardan nasıl korunabilir?

S.T.- Önce bu kitabımızı okumalarını tavsiye ediyorum. Gerekli korunma yöntemleri zaten kitapta bulunmaktadır.

F.İ-Hesaplanmış Sessiz Manipülasyon boyutlu suçların işlenmesinde araç olarak neler kullanılabilir?

S.T.-  Araç zaten sessizliktir. Yoksayma, umursamama, konuşmama, etkiye tepki vermeme gibi ve beden dilinin de burada çok önemi vardır. Arkasını dönme de bir tür araçtır.

F.İ.-Kitabınızda birtakım anket ve araştırmalardan da yararlandığınız da görülüyor?

S.T.- Evet anket uygulaması yükseklisans tezi hazırlanırken sözkonusu olmuştur. Çocuklara uygulanmamıştır ki çocuklara da etik izni alarak uygulanması gereğinin altını çizerim. Olabildiğince her yaş, meslek, öğrenim dikkate alınmıştır. Kozmopolit bir gönüllü anket cevapları verilmiştir.

F.İ-Gazetemizdeki köşe yazılarınız, kitabınız, bale eğitiminiz sizce nasıl bir Serra Taşköprü profili çiziyor?..

S.T- Sayın İnceoğlu bence bunu beni tanıyanlara ya da takip edenlere ve okuyanlara sormak gerekir. Sadece kendim için şunu diyebilirim. Empati gücü yüksek ve gerçek sevginin her tür sorunu çözebileceğine dair kanıtları olan ve buna inanan biriyim. Büyük acılar yaşadım. Fakirliği de bilirim rahatlığı da. Zengin biri olmadım hiç. Prensiplerim ve yaşadığım zorluklar ve kişilik özelliklerim beni zengin biri yapamadı. Biraz da şans meselesi. Her tür insanı, konumu anlayabilecek ve onlarla empati kurup sempatiye ulaşabilecek biri olmaya gayret ettim.

F.İ-Bu profilin içerisinde tiyatro, voleybol, boks gibi ilginç yaşam öykünüzdeki tezatlıklar da kimliğinizde bütünleşiyor. Bu konuda neler demek isterseniz?

S.T- Bir önceki soruda verdiğim cevaplar doğrultusunda şunu diyebilirim ki sanık psikolojisini de bilirim. Mağdur psikolojisini de. Zor yıllar geçirdim. Ailem dışında çok değer verdiğim ve sevdiğim özel insan, güzel insan Prof. Dr. Sayın Kaan Kora beni çok iyi tanır. İlk yıllarda hekimimdi. Yanlış teşhisler ve ilaçlar yüzünden heba olmuş yıllarım var. Herhangi psikiyatrik bir tanım ya da durumum yoktur. Hikayesi olan biriyim. Şimdi Sayın Kora benim yaşam koçum ve akıl hocam oldu. O benim pusulam. Kitap gelirlerinden bir kısmını Sayın Kora´nın kurucusu ve başkanı olduğu Bipolar Bozukluklar Derneği´ne bağışlayacağız.

F.İ-Ya hayvan hakları? Hayvan hakları ne durumda?  İnsanın ve toplumun bu konuya bakış açısı ve duyarlılığı nasıl sizce? Bu konuda yapılması gereken şeyler var mıdır?

S.T- Hayvansever bir toplum değiliz maalesef. Hayvanları bir tehdit olarak görüyoruz. Örneğin bazı insanlar suç işleyip hapse girme korkularından insanlara gösteremedikleri şiddeti hayvanlara uygulamaktadır. Hayvanlara yönelmektedirler. Yasa çıkarmak ve artık hayvanlara şiddetin suç kapsamına alınması gerekmektedir. Bir çalışmam isel ilgili Hayvan Hakları Avukatı olarak Türkiye Basın Birliği´nden ödül aldım. Şu an aktif değilim. Ben kitabımın ilk yani 1. baskısından gelecek tarafıma ait kazancı hayvanlar için bir kısmını yayınevim Mânâ Kitap aracılığıyla bağış yapacağım.

F.İ-Kitabınızın sonunda şiirler ve ?Anadolu Büyüleri? var? Bunların konuyla  ilgisini nasıl açıklayabilirsiniz?

S.T.- Sayın İnceoğlu biz ekip olarak sessizlikle bağlantılı olarak bu eserleri paylaşma gereği duyduk. Sessizliğin Sesi olduğunu ifade etmeye çalıştık. Yani sessizlik de bir ifade biçimidir. Anadolu Büyüleri eserlerine gelirsek sanatçı Öğr. Gör. Ümit Parsıl´dan özellikle rica ettim. Kertenkele sessiz bir hayvandır. Nasıl ki tilki gibi kurnaz, köpek gibi sadık deriz işte burada kertenkele gibi sessiz kişi yani bir manipülatör diyebiliriz. Büyü tabii ki resimlerdeki gerçek değil. O resimler bir anlatım biçimini ortaya koyuyor. Büyü, insan aklını ve ruhunu yönlendirebilen tehlikeli bir fantastik sürece sokan bir şey olduğundan olumsuz manipülasyon yani yönlendirme sözkonusu olmaktadır. Büyü var mıdır yok mudur noktasında değiliz. Sadece bunun sessizlik gibi olumsuz etkileri olduğunu belirterek büyülü yönlendirici sessizlik başlığı altında büyülü manipülatif sessizlik de diyerek ortaya koymuş bulunmaktayız.

Ben buradan Mânâ Kitap genel müdürü Osman Usta ve değerli, emekçi ekibine minnet duymakla saygılarımı sunuyorum.

Sayın İnceoğlu bana bu imkanı verdiğiniz için gazetemize ve size tekrar tekrar teşekkür ederim. Sevgiler.