Seçmenler, Baden-Württemberg ve Rheinland-Pfalz’da eyalet parlamentoları için sandık başına gitti. Ülkenin en zengi eyaleti olarak bilinen Baden Württemberg’de, Wilfried Kretschmann liderliğindeki Yeşiller Partisi, en yakın rakibi Hıristiyan Birlik Partisi’ne (CDU) açık ara fark atarak birinci oldu ve yüzde 33 oy aldı.
Yeşiller bu sonuçla Kretschmann’ın başbakanlığında kurulacak koalisyon hükümetinde en güçlü parti olarak iktidarda kalmayı garantiledi. CDU beş yıl önce yapılan seçime göre yüzde 5 oranında oy kaybederek, yüzde 22 oy alabildi. Yaklaşık 7,7 milyon seçmenin yer aldığı eyalette, göçmen ve İslam karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) oyların yüzde 12’sini alırken, sosyal demokrat SPD yüzde 11,8 ile dördüncü oldu, liberal FDP ise yüzde 11 alarak eyalet meclisine giren diğer parti oldu. Eyalette Kretschmann liderliğindeki Yeşiller-CDU koalisyonunun, küçük ortağın zayıflamasına rağmen devam etmesi bekleniyor.
3,1 milyon seçmenin yaşadığı Rheinland-Pfalz eyaletinde ise Başbakan Malu Dreyer ve partisi SPD yarışı önde göğüsledi. SPD bir önceki seçime oranla yüzde 2 oranında oy kaybına rağmen, yüzde 31‘lik oyla ilk sırada yer aldı. CDU ve eyalet başbakanı adayı Christian Baldauf ise yüzde 6 oranında oy kaybı ve yüzde 26 oy oranıyla ikinci parti oldu. Aşırı sağcı AfD yüzde 10,5’luk oy oranıyla, yüzde 8 alabilen Yeşiller’in önünde üçüncü parti olurken, FDP yüzde 6 oy alarak, parlamentoya yeniden girebildi. Bu sonuca göre eyalette SPD, Yeşiller ve FDP arasında ya da CDU, Yeşiller ve FDP arasında üçlü koalisyon kurulabileceği belirtiliyor.
Corona salgını nedeniyle özel önlemler altında düzenlenen, sandığa giderek oy kullanmak isteyen seçmenler için seçim lokallerinde FFP2 maskelerinin dağıtıldığı seçimlerde, birçok seçmenin mektupla oy kullanmayı tercih ettiği belirlendi.
Seçim sonuçları başkent Berlin’de "CDU açısından hezimet" yorumlarına neden oldu. Analistler, Hıristiyan Birlik Partileri’nden çok sayıda milletvekilinin karıştığı maske yolsuzluğu ve rüşvet suçlamalarının CDU’nun oy kaybına nedeni olduğunu, öte yandan Başbakan Merkel ve Federal Hükümetin Corona politikasına artan tepkilerin de sandığa yansıdığını belirtiyorlar.
CDU Genel Sekreteri Paul Ziemiak, seçim sonrası yaptığı değerlendirmede "Bugün bizim açımızdan kara bir gün. Seçim yenilgimizin nedenleri, rüşvet haberleri ve Corona krizine yönelik huzursuzluk" dedi.
Birlik Partileri CDU/CSU’dan en az iki politikacı tıbbi maske satan şirketlere arabuluculuk yapıp, karşılığında yüz binlerce euro rüşvet aldıklarının saptanması sonrasında istifa etmek zorunda kaldı. En az 3 milletvekili ise Azerbaycan için lobi çalışmaları yapıp, karşılığında rüşvet almakla suçlanıyor. Söz konusu vekillerin rüşveti medyada Azerbaycan'daki yönetim hakkında olumlu beyanlarda bulunmaları karşılığında aldıkları iddia ediliyor. Birlik Partili siyasetçilerin yolsuzluklarının ve Merkel hükümetinin Corona krizinde bazı hatalı kararlarının 26 Eylül’deki genel seçime kadar yapılacak tüm seçimleri büyük ölçüde etkilemesi bekleniyor.
Öte yandan AfD’nin son aylarda içinde bulunduğu krize rağmen oylarını aşağı yukarı koruyabilmesi de ilgi çeken bir başka gelişme. Parti yönetiminde, AfD’nin izleyeceği strateji konusunda yaşanan krize ve partinin giderek aşırı sağcı bir çizgiye kaymasına rağmen, partinin oy oranında büyük bir düşüş olmaması genel seçimlere yönelik bir işaret olarak yorumlanıyor.
Almanya önümüzdeki aylarda tam bir seçim maratonu yaşayacak. Saksonya Anhalt’ta da seçmenler, 6 Haziran’da sandık başına giderek eyalet parlamento üyelerini seçecek. Thüringen, Mecklenburg-Vorpommern ve Berlin eyalet meclis seçilmeleri ise 26 Eylül’de Federal Meclis seçimleriyle aynı gün yapılacak. Parti yöneticileri, özellikle 26 Eylül’de yapılacak seçimlere kadar halkın büyük kısmının COVID-19’a karşı aşı olmasını ve seçimlerin mümkün olduğu kadar normal şartlarda yapılmasını ümit ediyor.
(vş)
