Türkiye’de son beş yılda 545 bin 351 esnaf kepenk kapatmak zorunda kaldı. Kurulan işyeri sayısı da geçen yılın aynı dönemine göre 3 bin 774 azaldı.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) verilerine göre, 2015 yılında 97 bin 715 esnaf iflas ederken, 2019 yılı daha bitmeden iflas eden esnaf sayısı 106 bin 167’ye ulaştı.2018 yılı sonunda 1 milyon 772 bin olan esnaf sayısı bu yılın ilk çeyreğinde 1 milyon 753 bine düştü.
2019 yılının ilk 6 ayındaiflas edenlerin oranı yüzde 43’e ulaştı. Sadece 6 ay içinde 53 bin 420 esnaf iflas etti. İşyeri sayısıda 1 milyon 910’a düştü.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, Mayıs 2018’de KOBİ’lerin kullandığı kredi miktarı 551 milyar TL iken, 2019’un aynı döneminde bu miktar 629 milyar TL’ye çıktı.
Batık KOBİ kredisi sayısı, %91 artışla51 milyar 396 milyon liraya yükseldi. Takipteki KOBİ sayısı ise son bir yılda 351 bin 453 oldu.
Kırşehir’de esnaf Kan Ağlıyor
Şöyle çıkıp Kırşehir’in en işlek caddelerini dolaşın; Terme Caddesi, Ankara Caddesi, Lise Caddesi… Bütün esnaf kan ağlıyor. Böyle bir ekonomik krizi hiçbir iktidar döneminde yaşamadıklarını anlatıyorlar.
Kırşehir esnafı “Artık umudumuz tükendi” diyor. Hazine ve Maliye Bakanı “Sosyete Damat”ın açıklamalarının yalan olduğunu herkes yaşayarak görüyor. Çoğu esnaf siftah yapamıyor, satışların yüzde 70, 80 düştüğünü söylüyorlar.
Ankara Siteler Esnafı İflasta
Ankara’da da durum içler acısı. Ankara’nın dünyaca ünlü Mobilyacılar Sitesi esnafı da bu krizden nasibini aldı, feryat ediyor. Esnaf sayısı 17 binden 3 bine düşmüş, esnaf banka kredisi ile ayakta kalmaya çalıştığını söylüyor. Esnafın yarıdan fazlası bankalara borçlu, çek senet tahsil edemiyorlar. “Pazar kaybımız yüzde 95’e ulaştı” diyorlar.
Siteler’devergi dairesine ve meslek odalarına kayıtlı esnaf sayısı yüzde 200 düşmüş. 1977 yılında meslek odalarına kayıtlı 17 bin esnaf varken, bu sayı 3 bine kadarinmiş durumda.
Ankara Marangozlar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Rıdvan Aktaş’tan aldığımız bilgiler esnafın içinde bulunduğu zor durumu gözler önüne seriyor. Aktaş, "Yüzde 18 KDV bizim için yüksek maliyet demek. İmalatçımız malzemeyi yüzde 18 KDV ödeyerek alırken, yüzde 8 olarak satmakta. Hammaddede KDV'nin yüzde 8 olması demek, maliyetin yüzde 10 düşmesi anlamına geliyor. Mobilya lüks kategorisinde değil, artık temel ev eşyası olarak değerlendiriliyor. Bu durumun düzeltilmesini, vergi oranının aşağıya çekilmesini, mobilyada yüzde 8 olan KDV oranının, mobilya imalat sektöründeki hammadde de geçerli olması için gerekli çalışmaların yapılmasını istiyoruz." diyor.
Suriyeliler Vergi Vermiyor Haksız Rekabetten Esnaf İflas Ediyor
Suriyelilerin açtığı işyerleri de esnafı rekabet edemez hale getirmiş. İşyeri ruhsatı alan, sicile kayıt olan, maliyeye vergi veren esnaf; vergisi, ruhsatı, sigortası olmayan bir Suriyeli karşısına dükkanaçtığında rekabet edemeyip iflas ediyor. Suriyeli ürününü 1 liraya satıyor, bizim esnafımız vergisi, ruhsatı, sigortasını eklediğinde aynı ürünü 3 liraya satamıyor. Böyle bir ekonomik yapıda rekabet etme şansı olmayan esnaf iflas ediyor.
Sırça köşklerinde, 1100 odalı saraylarında yaşayanlar; 80 milyonluk zırhlı süper lüks arabalarıyla konvoy yapıp gezenler esnafın, çitçinin, işçinin, emekçinin halini görmemezlikten geliyor.Biz şu anda “Ekmek yoksa pasta yesinler” diyen bir anlayışla yönetiliyoruz.
Artık AKP siyasi ömrünü tamamlamış dağılma sürecine girmiş bir partidir. Kendi iç çekişmelerinden, Türkiye’nin ekonomisine, içişlerine, dışişlerine ayıracak ne gücü ne de isteği kalmıştır. AKP kendisi batarken Türkiye’yi de uçuruma doğru sürüklemektedir.
Ekonomimiz çöktü, demokrasi yolundan çıkartıldı, bağımsız yargı yok edildi. Sınırlarımız hallaç pamuğuna döndü; hem komşularımızla hem de dünyayla ilişkilerimiz hiçbir dönem bu kadar kötü olmamıştı. Türkiye’nin bir devlet politikası yok, oradan oraya savruluyor.
(CO)
