Prof. Dr. İbrahim Ortaş, iortas@cu.edu.tr
10 Ekim 2015 günü Ankara Garı önünde barış mitingine yapılan saldırının korkunç sonucu açığa çıktıkça insanın içi parçalanıyor. Gerçekten bugüne kadar ki en büyük terör saldırısı.
Sözün bittiği yerdeyiz. Nasıl oldu, kim yaptı, ne için yaptı, kimi hedefledi, bundan kim yarar ummuyor, bu terör saldırısı kimin işine yarar gibi onlarca soru sorabiliriz. Ancak gün sağduyu günü, gün düşünüp bu beladan ülke olarak nasıl çıkabilirizi düşünme günü.
Ancak bunun karşısında ülkemiz 30 yıldır terör ile boğuşuyor bir milyonun üzerinde güvelik görevlimiz var ancak halen bu olaylar olabiliyor. Güvenlik görevlileri bu olayda ihmali var mı, istihbarat eksikliği var mı bilmiyorum. Ancak Ankara´nın kalbinde ülkemizin yüzden fazla kişinin öldürülmesi sonrası ortaya çıkan bilgiler ciddi bir zaafın olduğu görülüyor. Açıkçası ortada çok da sağlıklı bir durum olmadığı açık.
Olaylarda sonra bu tür olaylara karşı çok hazırlıklı olmadıkları, organizasyon sorunu yaşandığı olay sonrası basına yansıyan karelerden görebiliyoruz. Olayda yaralı ve ölüleri tahliye etme konusunda yetersiz kaldığı görülüyor. Adlı Tıp´ın analizlerdeki yetersizlik görülüyor. En vahimi kaç kişinin bu terör olayında öldüğü çok sonra açıklanmış. Bu arada çok ciddi bir travma yaşanmış ve bu konuda toplumu rahatlacak hiçbir öneri ve önlem ortaya konulamamıştır. Bilgi kirliliği güvensizliği ve kaygıyı artırıyor.
Ortadoğu Bataklığının Sorunu Ülkemize mi Taşınıyor?
Sonra bu saldırı sonrası ne tür bir tehlikeler bekleniliyor. Buna uygun stratejilerimiz var mı? Kobani ve Suruç ve diğer olaylarda sonra sanki Suriye ve Irak´ın kuzeyinde Türkiye kökenli gençlerin karşı karşıya geldikleri görülüyordu. Şimdi bölgeye Rusya´nın da girmesi, Amerika´nın ve diğer koalisyon güçlerinin operasyonları ve bu arada Ankara´da terör saldırıları arasında bir ilişki var mı? Şimdi eğer öyle bir olgu var ise savaş Suriye ve Irak´tan Türkiye´ye taşınmış ise ve Türkiye kökenli insanlar Ortadoğu bataklığında kolayca saf tutulabiliyor var kavgayı oradan buraya taşıyorlarsa işimiz daha da zor demektir. Eğer öyleyse önümüzdeki dönemlerde daha çok gözyaşı göreceğiz demektir. Ancak bu saldırı ve yarattığı etki birçok yönden mesajlar veriyor. Siyasetin ve yetkililerin bütün bu olanları ne düzeyde okuyor ve ona uygun ne tür önlem ve strateji geliştiriyor? Basına yasıyan bilgiler terörö olayının Suriyede planlandığı resmi yetkililer tarafından açıklanıyor.
Bu coğrafya ´da Anadolu aydınlanması, hümanizm canlandı. İnsanlığımızı mı kaybetmedik. Uygarlıklar kavşağı Anadolu binlerce yıldır iç içe yaşamış bu topraklar her şeye rağmen insani ve vicdani duygularını kaybetmedi. Türkiye´nin Pakistan ve Lübnan olmaması gerekir. Bu konudaki şimdiden önlemler almalıdır. Türkiye istikrasız bir Ortadoğu ülkesi gibi bir görüntü ülkenin kültürüne, ekonomisine vede imajına zarar veriri.
Eğitim Sitemi İnsani Değeri Yüksek Hümanist İnsan Yetiştirmelidir
Tabii burada yöneticilerimizin özellikle eğitim sistemimizi ve nitelikli insan yetiştirme konusunu yeniden düşünmek zorundadırlar. Nasıl bu duruma geldik. Onlarca insanın öldürülmesi nasıl bir gerekçe ile açıklanacak. Her gün terör olaylarında onlarca insanın öldürülmesi. Nasıl bir duygu insanın öldürülmesine neden olabilmekte.
Ülke olarak eğitim sistemimizi sorgulamamız gerekiyor. Nasıl oluyor da eğitimiz insanlar birer öldürme makinesine dönüşüyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, İlahiyat Fakülteleri ve ilgili şahsiyetler, bölgemizde din adına işlenen bu terör olayları ve onlarca insanın ölümüne neden olayalrın yanlışlığını sorgulanması gerkir. Nasıl bir dini bilgi aktarılıyor ki süreç doğrudan dine ve topluma zarar veriyor.
Ölenler Genelde Genç ve Eğitimli Kişiler
Ölenler genelde gençler ve her birinin bir hedefi ve ülküsü vardır. Daha iyi bir dünya ve barış isteyerek yollara düşüşlerdi. Ancak ufku olan bu gençleri maalesef koruyamıyoruz.
Bir tarafta insanımızı iyi yetiştirememişiz diğer taraftan okumuş eğitimli insanımızı da bu tür olaylarda teröre kurban veriyoruz. Genelde terörde ölen ve öldürülen insanlar nedense eğitim- öğretim görmüşlerdir. Ülkemizin eğitimli insanına sahip çıkması ve koruması önemlidir. Ölenlerin çoğu üniversite öğrencisi, mühendis, öğretmen.
Görüşler farklı olabilir, geçmişte de farklı görüşte olan insanlar bilerek veya bilmeyerek bir birleri ile çatıştırıldı. Çoğumuz soğuk savaşı anlamamıştık. Türkiye son 30 yılda net sayıları bilmiyoruz ancak on binlerce insanımız öldü/öldürüldü. Sonra anladık ki birçok karanlık el işin içindeymiş ve bu süre içinde masum birçok insanımız hayatını kaybetti. Bu süreçleri bir daha yaşamak istemiyoruz.
Terör Saldırıları Türkiye´nin İmajına Büyük Zarar Veriyor
Türkiye´nin yaşanılabilir sağlıklı bir ülke olma niteliğine zarar veriyor. Prof. Dr. Aziz Sancar Nobel ödülü alınca hep birlikte sevindik. Bilim ve eğitimimizin geleceği konuşmak istediğimiz bu günde yine terör yine can kaybı Türkiye´nin sevincine gölge düşürdü. Güvenin olmadığı, yurttaşlarının özgürce sokağa çıkmadığı ve görüşlerini açıklayamadığı ülkeler güvensiz mesajı oluşturur. Böyle durumda insanlar turizme gelmez, bilim gelişmez ve yatırım yapılmaz.
Demokratik bir ülkede olması gerektiği gibi insanların özgürce silahsız ve şiddetsiz yürüyüş yapabilme olanağı sağlamalı. İnsanlar özgürce seyahat edebilmeli. Türkiye sokakları her gün böyle terör olayları yaşarsa Türkiye demokratik bir ülke olarak tanımlanmaz. Aktif yurttaşlık, hak arama ve demokrasiye katılım sağlanamaz. Türkiye bu durumu hak etmiyor. Terörün panzehri demokrasidir. Türkiye inadına demokrasi, özgürlük, barış demli.
Her şeye rağmen, insani, vicdani ve ahlaki değerlerimizi yitirmeyelim. Ölümlere sevinmeyelim ve benden değil diye sevinmeyelim. Nereden gelirse gelsin teröre karşı çıkmalıyız. Olay sonrası basına yansıyan bilgiler ve anlatılanlar gerçekten acımasız bir katliam yaşanmış. İnsanlar mitinge güle oynaya gitmişler. Hatta Ankara´ya çocuğu ile giden katılımcılar olmuş ve ölenlerden bir de çocuk da bulunuyor. Hep beraber terörü/terörizmi lanetleyelim. Mekanları cennet olsun. Ölenlerin yakınların başı sağ olsun. Yaralılara geçiş olsun.
12 Ekim 2015 Adana
