Prof. Dr. Mehmet TOMANBAY


BOP, DOLARIN DÜNYA EGEMENLİĞİNİ SÜRDÜRME PROJESİDİR. (I)


        2005-2009 yılları arasında ABD Dış İşleri Bakanı olan Condoleezza Rice, 7 Ağustos 2003 tarihinde The Washington Post gazetesinde "Ortadoğu´nun Dönüşümü" başlıklı bir makale yayınladı. Makalesinde 22 ülkeden oluşan ve 300 milyon nüfusu barındıran Ortadoğu´da insanların yoksulluk içinde, politik ve ekonomik özgürlüklerden uzak yaşadığını ve böyle bir yaşantının umutsuzluğu besleyerek, nefret ideolojilerini körüklediğini belirtti. Nefret ideolojileri ile beslenmiş insanların da kendilerini patlatarak hem bölgelerinin hem de ABD´nin güvenliği için potansiyel bir tehlike olduğunu öne sürdü.

          Makalesinde güvenlik gerekçesine dayanarak, ABD´nin Avrupa ülkeleri ile işbirliği içinde, Ortadoğu´da politik ve ekonomik özgürlüğü ve böylelikle ekonomik kalkınmayı sağlayan bir dönüşüm için çaba harcamaları gerektiğini belirtiyordu.  Condoleezza Rice´ın bu yazısından bir kaç yıl sonra 2006´da bu sefer ABD´de yayınlanan Silahlı Kuvvetler Dergisi´nde (Armed Forces Journal) Amerikalı bir Yarbay olan Ralph Peters imzasıyla "Kan Sınırları" (Blood Borders) başlıklı bir başka makale ve makaleye ek bir harita yayınlandı. Bu makale ve harita ile birlikte C. Rice´ın makalesi ete kemiğe bürünmüştü. Harita, daha önce C.Rice tarafından dile getirilen ancak adlandırılmayan Ortadoğu´daki 22 ülkenin yeni sınırlarını gösteriyordu. Ülkeler içinde Türkiye´de vardı ve kendi ülkemizin beşte birini işgal ettiğimizi savlıyordu.

          BOP projesi ile ilgili olarak yazılan makalelere ve yapılan bir çok yorumlara göre projenin başlıca iki  amacı vardır. Bu iki amaç; ABD´nin Ortadoğu bölgesinin petrol ve doğalgaz kaynaklarının denetimini ele geçirmek ve İsrail´in güvenliğini sağlamaktır.

          Oysa, bugün Ortadoğu´yu kan, ateş ve yıkıma götüren bu projenin açıkça dile getirilmeyen çok daha önemli bir nedeni daha vardır.  Bu neden, 1 Ocak 1999 tarihinden başlamak üzere Euro´nun, ABD dolarının dünya çapındaki hegemonyasına bir büyük tehdit oluşturarak, önce kaydi para sonra da fiziki para olarak dolaşıma girmesidir. 

          Aslında hikaye basittir: 1944 yılında Birinci Dünya Savaşının bitiminde Amerika´da yeni bir dünya ekonomik düzeni kurmak için 45 ülkenin maliye bakanlarının katılımıyla Bretton Woods konferansı toplanmıştır. Konferansta yeni bir uluslararası para sistemi oluşturulmuştur. Sistemin özünde de altın karşılığı basılan ve altına dönüştürülebilen ABD Doları bulunmaktadır. Yeni sisteme göre dolar altına dönüştürülebilirliği kabul edilen tek ulusal paradır. Konferansta bir ons altın 35 dolara eşdeğer kabul edilmiş ve bütün diğer ulusal paraların da dolar üzerinden altına bağımlı olması kararlaştırılmıştır. ABD bu parite üzerinden kendisine getirilecek her doları altına dönüştürmeyi de taahhüt etmiştir. 

          Ancak bu sistem 1971 yılında ABD ekonomisinin yaşadığı sıkıntılar sonrasında Başkan Richard Nixon tarafından sonlandırıldı ve Amerika Dolarının altına dönüştürülebilirliği iptal edildi. İşte bu andan başlayarak dünyada, başta petrol olmak üzere dış ticaret, altın karşılığı olmayan ancak ABD devletinin kararıyla istenildiği kadar basılan dolar ile yapılmaya başlandı. Artık ABD, enerji ve her türlü mal ve hizmeti maliyeti olmayan, serbestçe bastığı dolar karşılığında satın alıyordu. Öte yandan bütün diğer ülkeler ise enerji ve diğer gereksinimlerini satın alabilmek için büyük miktarlarda dolar rezervlerine sahip olmak zorunda kaldılar. Böylelikle dünya ticareti sadece bir ülkenin bastığı tek bir paraya bağımlı hale geldi. Bu durum ABD´ye dünya ekonomisi üzerinde büyük bir hegemonik güç oluşturma olanağını sağladı.

          Uzun yıllar ABD bu hegemonya sayesinde emperyalist bir güç olarak büyük ekonomik kazançlar sağlamıştır. Ancak 2002 yılında Euro´nun yeni bir uluslararası para olarak dolaşıma girmesi ABD´nin ekonomik hegemonyasına bir tehdit olmuştur. Eğer Euro, istikrarlı ve geniş kullanımlı uluslararası bir para haline gelirse dolar dünyanın tek ve egemen parası olmaktan çıkacak ve ABD bugüne kadar elde ettiği büyük ekonomik kazançları yitirecektir. Bu nedenle Euro´nun özellikle dünya ticaretinin en büyük payını oluşturan petrol ve petrol ürünleri ticaretinde kullanılmasını engellemek gereklidir. İşte BOP projesi aslında bu amaca hizmet için uygulamaya sokulan ve Ortadoğu´yu kan ve göz yaşına boğan bir projedir. Daha ayrıntılarını bir sonraki yazımıza bırakalım ancak ABD, Euro-Dolar savaşını kazanayım derken Ortadoğu´da istikrarsızlığı ve bunun yan ürünü olarak da tüm dünyada ciddi bir şekilde ABD düşmanlığını beslemiştir. Umarız bu mücadele uzun vadede dünyaya daha büyük sıkıntılar yaşatmaz.

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22