KILIÇDAROĞLU’NUN “ASIL MUHAFAZAKAR OLAN CHP, ÇÜNKÜ DEĞİŞİME DİRENİYOR” SÖZLERİNE TEPKİ

KILIÇDAROĞLU’NUN “ASIL MUHAFAZAKAR OLAN CHP, ÇÜNKÜ DEĞİŞİME DİRENİYOR” SÖZLERİNE TEPKİ

CHP Genel Başkanı’nın sağ-sol kavramına karşı olduğuna açıklamasına da partinin geçmiş dönem yöneticilerinden Kemal Anadol , “Tüzüğümüz “ÇAĞDAŞ DEMOKRATİK SOL” ilkesine yer veriyor,” aımsatmasını yaptı

CHP Genel Başkanı’nın geçtiğimiz günlerde Ahmet Hoca Enstitüsü adını taşıyan  “muhafazakar” bir grupla çevrimiçi olarak yaptığı toplantıda paylaştığı kimi görüşler partililer arasında tartışmaya yol açarken CHP’de görev yapmış isimlerden de tepkilere neden oldu.

Bu haberle ilgili görüşlerini sorduğunuz Kemal Anadol, “Sayın Kılıçdaroğlu Sağ ve sol kavramlarına karşı olduğunu, bu kavramların 18. Yüzyılda kaldığını” söylüyor. Oysa CHP Tüzüğünün Kuruluş ve İlkeler başlığını taşıyan ¼. Maddesi CHP’nin “ÇAĞDAŞ DEMOKRATİK SOL” bir parti olduğunu söylüyor. Bu nedenle “sol ve sağ kavramlarını” geçersiz ve anlamsız bulan beyanları partiyi, partinin üyelerini bu arada beni de bağlamaz,” dedi.

independentturkish.com internet sitesinde Cihad Arpacık imzası ile yer alan yorum habere göre, “CHP'nin Türkiye tasavvuru nedir? Demokrasi, ekonomik ve toplumsal nda öncelikli hedefleri neler olmalı ve hedefler için hangi strateji izlenmeli,” üstbaşlığı yapılan toplantıda, Sağ-sol kavramlarına  karşı olduğuna değinen CHP lideri şöyle konuşmuştu:

 “21. Yüzyılın sorunlarını 18. yüzyıl kavramlarıyla mı çözeceğiz. Nedir sağcılığın, solculuğun kriterleri? Solcular kamu adına çalışır. Sağcılar kamu adına çalışmıyor mu? Solcular fakire yardım eder… Sağcılar fakire yardım etmiyor mu? Dolayısıyla bizim 18. yüzyıl kavramlarına hapsedilmiş bir siyasetle Türkiye'yi aydınlığa çıkarmamız mümkün değil. Yeni kavramlar üretmeliyiz"

Muhafazakarlar ve Kürtler nezdinde CHP'nin inandırıcılık sorunu olup olmadığına yönelik soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu kendilerini muhafazakar olarak nitelendiren kesimlerle bir araya gelip konuştuğunu ifade ederek şu yanıtı vermişti:

 "Onlara, 'Siz kendinize muhafazakar diyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Asıl muhafazakar olan CHP, çünkü değişime direniyor' diyorum. Bir eleştiri varsa o eleştiriye kaynak olan bir uygulama veya bir söz vardır. Bu eleştiriye karşılık önce CHP'nin oturup kendine bakması lazım. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir. Bunu partinin genel başkanı olarak söylüyorum. Değişimin temel felsefesi de toplumun her kesimini kucaklamaktır. Eğer siyaset yapıyorsanız toplumun bir kesimini dışlayarak, ötekileştirerek siyaset yapamazsınız"

Kemal  ANADOL’un gazetemize verdiği yanıt şöyle:

“CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun Ahmet Hoca Enstitüsü adı altında bir araya gelen “Muhafazakâr Aydınlarla” zoom yöntemiyle buluştuğu toplantıda söylediklerini üzüntüyle okudum. Öncelikle şunu belirtmeliyim. CHP Tüzüğünün 19/4. Maddesine göre “Genel Başkan partiyi bağlayıcı demeçler vermeye ve bildiriler yayınlamaya yetkilidir.” Ancak bu yetki parti tüzük ve programı ile sınırlanmıştır. Bu konuda tek yetkili organ parti Kurultayıdır. Genel Başkan Kurultay tarafından partiyi belirli bir süre içinde diğer organlarla birlikte yönetmekle görevli kişidir. O nedenle parti tüzük ve programına ters düşecek beyanları tartışma konusu olacaktır. CHP’de biat kültürü yoktur. Sağ partilerle bir farkı da budur. Sayın Kılıçdaroğlu, “Sağ ve sol kavramlarına karşı olduğunu, bu kavramların 18. Yüzyılda kaldığını” söylüyor. Oysa CHP Tüzüğünün Kuruluş ve İlkeler başlığını taşıyan ¼. Maddesi CHP’nin “ÇAĞDAŞ DEMOKRATİK SOL” bir parti olduğunu söylüyor. Bu nedenle “sol ve sağ kavramlarını” geçersiz ve anlamsız bulan beyanları partiyi, partinin üyelerini bu arada beni de bağlamaz.

                Sol anlayış, antiemperyalist kavramla et ve tırnak gibidir. Günümüzdeki gelişmeler bu yargıyı fazlasıyla doğrulamaktadır. CHP, dünyada ilk kez başarıya ulaşan bir bağımsızlık hareketinin partiye dönüştüğü bir kurumdur. Kurucusu da bu zaferin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk’tür. Sol anlayış, ütopik sosyalistlerden günümüze ulaşan, yurt ve dünya koşullarına göre güncellenen ve kendisini yenileyen bir düşünce sistemidir. Hiç değişmeyen yanı, kapitalist toplumda sınıfların var olduğu gerçeğidir.  Bunun sonucu da kabaca emek-sermaye çelişkisinde emekten yana olmaktır. Ezilen sınıflardan yana olmaktır. 1965 yılından bu yana siyasal yelpazedeki yerini emek ağırlıklı bir “merkez sol” parti olarak belirlemiştir.

                Solculuk, fakirlere acımak, bozuk düzen içinde yaşamı zehir olan kitlelere sosyal yardım yapmak değildir. Kamucu bir anlayışla, eğitim, sağlık, tarım, eğitim ve sanayide insanları ekonomik ve sosyal özgürlüğüne kavuşturmak, yoksulluktan kurtararak gerçek üreticiye dönüştürmektir.

                Dün, bugün ve yarın sağ, hep sermayeden yana olmuş/olacaktır. Popülist söylemlerle ezilen sınıflara hoş görünmeye çalışmak onların kimliğini değiştirmez. Tarih boyunca, sömürgelerden gelen sermaye birikiminden ezilenlere küçük paylar veren Avrupa Kapitalizminin de az gelişmiş ülkelerde uygulanan vahşi kapitalizmin de özü aynıdır. Onları iktidarda tutan bozuk düzendir; sömürü düzenidir.

 Atatürk kollektivist bir modeli tercih etmemiş ve uyguladığı “karma ekonomi” sistemi ile savaştan harap biçimde çıkan Türkiye’yi ayağa kaldırmış, insanları kulluktan çıkararak özgür yurttaşlara dönüştürmüştür. Bugün CHP’nin geçmişine olumsuz göndermeler yapmak maalesef moda olmuştur. CHP iktidarında, hastalıktan kırılan Anadolu’da devlet, sıtma, frengi ve verem savaş kurumlarıyla yurttaşını salgınların pençesinden kurtarmıştır. Hıfzıssıhha Enstitüsünü kurarak yerli aşıları üretmiş hatta ihraç etmiştir. AKP’nin sata sata bitiremediği KİT’ler olmasa bugün bir tek sanayi tesisimiz bulunmayacaktı. Yaşadığımız salgın döneminde varlıklarıyla kıvanç duyduğumuz sağlık personeli, medreseleri yıkarak üniversiteler kuran 1930’lar Cumhuriyetinin eseridir. Süleyman Demirel’den Turgut Özal’a uzanan sağ liderler bile devletin kendilerine sağladığı eğitim olanaklarıyla ülke yönetimine gelmişlerdir. Kısaca kamucu bir uygulama da antiemperyalizm gibi sol anlayışın eseridir. CHP’nin muhafazakâr bir parti olduğunu söylemek, sürekli değişimi simgeleyen devrimcilik okunu ana ilke yapan partimize yöneltilen en büyük iftiradır!

Ancak şunu belirtmekte yarar var. Eğer Türkiye’nin, Atatürk’ün söyleminin tersine, şeyhler, müritler, tarikatlar, cemaatler ülkesi olmasına ve demokrasinin olmazsa olmaz ilkesi lâiklikten uzaklaşmasına karşı çıkmak muhafazakârlıksa bu tanım elbette doğrudur. Şu iyi bilinmelidir. Değişim ileriye dönükse muteberdir. Geriye, orta çağ karanlığına dönükse statükoyu savunmak ilericiliktir.

Demokrasilerde, koalisyonlar, ittifaklar olur. Bunlar olağandır. Ama ittifak içindeki her parti titizlikle kendi kimliğini korur. CHP’ne düşen ortaklarına benzemek yerine kendi kimliği ve ana ilkelerini koruyarak demokrasi güçlerine öncülük etmektir.”

               

               

 

 

 

 

 

 


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

CHP’NİN GEÇMİŞİNE DOĞRU BAKMAK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

KILIÇDAROĞLU CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMALI(MI?)

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN CHP'İN SORUMLUKLARINI DA ANIMSAMAK

YURTTAŞLIK MI  KULLUK MU?

CHP’NİN İKTİDAR SORUNU VE ÖTESİ

İŞÇİ SINIFININ OLMADIĞI MECLİS VE CHP’YE DÜŞEN GÖREV 

ATEŞ “ KILIÇDAROĞLU, CHP’DEN İLHAM ALMAMIŞ”

“CHP HER ZAMAN DEĞİŞİMDEN, YENİLİKTEN VE ÇAĞDAŞLIKTAN YANA OLMUŞTUR”

KILIÇDAROĞLU’NUN “ASIL MUHAFAZAKAR OLAN CHP, ÇÜNKÜ DEĞİŞİME DİRENİYOR” SÖZLERİNE TEPKİ

  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli