Ahmet ERDOĞDU


ATATÜRK´ÜN İZİNDE (5) - ANITKABİR (2)


/resimler/2016-11/14/0954588852448.jpgAtatürk, Anıtkabir´e 10 Kasım 1953 günü gömülürken o zamanki Cumhurbaşkanı Celal Bayar, şöyle diyordu:

?Atatürk!

Sen bizdendin. Seni halife yapmak, padişah yapmak isteyenler oldu, iltifat etmedin. Millî irade yolunu seçtin. Hayat ve şahsiyetini milletinin hizmetine vakfettin. Türk´ün gıpta ettiği, övdüğü ve övündüğü vasıflara maliktin, bütün bu meziyetlerinle Türk´ün ta kendisi idin.

Şimdi seni, kurtardığın vatanın her köşesinden gönderilen mukaddes topraklara veriyoruz.

Bil ki; hakiki yerin, daima inandığın ve bağlandığın Türk milletinin, minnet dolu sinesidir.

Nur içinde yat!?

Atatürk´ün Anıtkabir´e gömülürken yüzünü gören ve yaşayan son canlı şahidi  Yekta Güngör Özden´dir. Atatürk, Anıtkabir´e gömülürken ?Gençliğe Hitabesi?ni okuyan ise Eriş Ülger´dir.

ATATÜRK´ÜN İZİNDE (5) - ANITKABİR (2)

Değerli okurlar, Emekli Albay Sayın Muzaffer Taytak ile yapmış olduğumuz Anıtkabir´le ilgili bilinmeyenlerin yer aldığı söyleşimize bu hafta da devam ediyoruz.

A.ERDOĞDU- İnşaata hangi yılda başlanmış, hangi yılda bitirilmiştir? Ayrıca bu konularda vereceğiniz genel bilgileri rica edelim (kaç metrekarelik bir arazide, kaç metrekare olarak inşa edilmiştir, yapılan bölümler ne maksatla yapılmış ve Anıtkabir´in bittiği tarihteki maliyeti ne olmuştur vs. gibi)

/resimler/2016-11/14/0955401040758.jpgM. TAYTAK- Müsaadenizle öncelikle konunun bütünlüğü bakımından yer seçimini müteakip açılan proje yarışmasından söz etmekte yarar görüyorum. Başlangıçta proje yarışmasına sadece yabancı mimar ve mühendislerin katılması öngörülmüşse de Ata´mıza en uygun anıt mezarı ancak biz yaparız diyen Türk mimar ve mühendislerinin direnci karşısında onların da katılmaları uygun görülmüştür. Hükümet tarafından açılan ?Anıtkabir Uluslararası Serbest Proje Yarışması? başvuruları 1 Mart 1941-2 Mart 1942 tarihlerinde yapıldı. Yarışmaya, Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslavakya´dan toplam 47 proje katıldı. Jüri heyeti bu 47 projeyi değerlendirdi ve bunlardan üç tanesini uygulanabilir buldu. Ancak hangisinin uygulanacağı kararını hükümete bıraktı. Hükümet de yaptığı değerlendirme sonucu üzerinde bazı değişiklikler yapılması koşuluyla Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda´ya ait projenin uygulanmasına karar verdi.

Bu aşamayı Rasattepe´nin kamulaştırılması çalışmaları izledi ve 9 Ekim 1944 günü saat 10.00´da Başbakan Şükrü Saraçoğlu, Bakanlar, sivil ve askerî bürokratlarında katıldığı görkemli bir temel atma töreniyle inşaata başlandı. Anıtkabir´in inşaatının dört aşamada tamamlanması planlandı ve 9 yıl süren inşaat 1 Eylül 1953 tarihinde tamamlandı.

Burada bazı ayrıntılara vurgu yapmak isterim. İnşaat her ne kadar dokuz yıl sürmüş gibiyse de gerçekte faydalı zamanı dikkate aldığımızda çok daha kısa sürede bitmiştir. Komutanlığım döneminde gelen ziyaretçiler arasında Anıtkabir´in inşaatında çalışmış usta, kalfa ve amelelerle karşılaştığımda onlarla yaptığımız /resimler/2016-11/14/0956161041464.jpgsohbetlerde, çetin kış koşullarında aylarca inşaata ara verildiğini, hiç çalışılamadığını ifade etmişlerdir. Anıtkabir´in inşaatında elbette binlerce kişi çalışmıştır. Ama asıl vurgulmak istediğim inşaatta simgesel olarak kız ve erkek üniversite öğrencileri de çalışmışlardır. Diğer önemli bir ayrıntı da Anıtkabir´in inşaatında şantiye şefi olarak bir Türk kadını, İnşaat Mühendisi Sabiha Güreyman görev yapmıştır. 1953´te tabutun açılarak Atatürk´ün naaşının tahnitten arındırılması işlemini de yine bir Türk kadını, Patolog Kamile Şevki Mutlu gerçekleştirecektir. Tüm bunlar Türk kadınının kendisine fırsat verildiğinde neleri başarabileceğinin en güzel iki örneğidir. Anıtkabir´in inşası ve naaşın toprağa verilmesiyle ilgili son canlı şahit Anayasa Mahkemesi Onursal Başkanı Sayın Yekta Güngör Özden´dir. Kendisinden birçok değerli anıyı dinleme fırsatım olmuştur. Kendisine buradan saygılarımı sunuyor sağlıklı uzun bir ömür diliyorum.

Türkiye´de ve dünyada meydana gelen tüm gelişmeler Anıtkabir´in inşaatını etkilemiştir. İnşaat süresinde milyonlarca insanın hayatını kaybettiği İkinci Büyük Savaş yaşanmış ve devlet yöneticilerinin bütün dikkati ve maliyesi öncelikle cephelere yöneldiğinden inşaat için tahsis edilen ödeneklerde zaman zaman aksamalar yaşanmıştır. Yine Türk siyasi hayatında yaşanan çalkantılar ve çok partili hayata geçiş bu döneme rastlamıştır. Bunların tamamı Anıtkabir´in inşasını etkilemiştir.

/resimler/2016-11/14/0956522917175.jpgAnıtkabir 750 dönüm arazi üzerine konumlandırılmıştır. Bunun 150 dönümü Anıt Bloku geri kalan kısmı Barış Ormanı dediğimiz yeşil alandır. Barış Ormanı´na o dönemde 25 dost ülkeden nitelikli ağaçlar gönderilmiş Anadolu´dan temin edilenlerle birlikte bunlar yapılan peyzaj planı çerçevesinde yerleştirildiğinde muhteşem bir tablo ortaya çıkmıştır. Ancak ne yazık ki 1953´ten günümüze üç büyük yangın geçiren Anıtkabir Barış Ormanı´nın özgün yapısı korunamamıştır.

Anıt Blokunda kullanılan bütün malzeme şeref salonu ve bazı iç bölümlerde kullanılan mozaikler hariç Anadoludan temin edilmiştir. Sadece mozaikler, o da işçiliği bilinmediği için, İtalya´dan plakalar halinde getirilerek yerine yerleştirilmiştir. Örneğin saygı duruşunda bulunduğumuz simgesel lahit taşı Osmaniye´den getirilmiştir. 13 ton ağırlığında ve yekparedir. Dış yüzeylerin kaplamasında kullanılan travertenler bugün Karabük ili sınırları içerisinde bulunan Eskipazar ilçesindeki bir taş ocağından getirilmiştir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Anıt Blokundaki süslemeler tamamen Türk ve Anadoluda yaşamış diğer medeniyetlerin izlerini yansıtmaktadır. Modern Türkiye Cumhuriyeti´nin sanatçıları tarafından yapılmıştır.

A.ERDOĞDU- Anıtkabir´in bayrak direğini kim hangi ülkeden göndermiştir?

/resimler/2016-11/14/0957305261680.jpgM. TAYTAK- Güzel bir soru. Teşekkür ederim. Anıtkabir´in en güzel ve ilginç konularından birisi de bayrak direğidir. Anıtkabir´in Çankaya yönündeki 28 basamaklı Tören Meydanı´na giriş merdivenlerinin ortasında Türk Bayrağı dalgalanmaktadır. ABD´de yaşayan Türk asıllı Amerikan yurttaşı Nazmi Cemal tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında yapılarak 1946 yılında Anıtkabir´e armağan edilen 33.53 metre yüksekliğindeki orijinal bayrak direği 03 Ekim 2013 tarihine kadar kullanılmıştır. Orijinal bayrak direği metal yorgunluğu nedeniyle aslına uygun olarak 29 Ekim 2013 tarihinde değiştirilmiştir. Orijinal Bayrak direği, merdivenlerin karşısında bulunan çiçekli Türkiye haritasının hemen yanında sergilenmektedir.

Anıtkabir´in inşası sırasında Amerika Birleşik Devletleri´nin New York şehrinde bayrak direği ve malzemeleri imal eden bir şirketin sahibi olan Türk asıllı Nazmi Cemal tarafından Başbakanlığa 21 Haziran 1945 tarihli bir mektup yollanmıştır. Bu mektupta şunlar yazılı idi:

?Aslen Makedonya´da Türk Sancağı altında doğmuş ve hakiki bir Türk terbiyesi ile büyümüş, bütün varlığımla, Türklüğümle iftihar eden bir vatandaşım. New York´ta sancak direkleri ve malzemesi imal eden kumpanyanın sahibi ve direktörüyüm. Zaman ve mekân, Türklüğüme ve yurduma sarsılmaz sevgi ve rabıtalarıma halel getirmemiştir. Atatürk´e karşı pek derin bir sevgi ve saygı ile bağlı bulunduğumdan, yapılmasına başlanılan Ata´mızın kabrine dikilmesi için üstat ve mahir mühendislerim tarafından imalathanemde hususi bir surette yaptırdığım sancak direğini, hiçbir karşılık beklemeksizin size bir hizmet iştirakiyle ve bir hediye olmak üzere bütün masrafı ve sigortası tarafımdan verilmek şartı ile Anavatana göndermek azmindeyim.?  Bu mektubun ruhunda yer alan Türklük gurur ve şuuruna ve büyük Atatürk sevgisine dikkatinizi çekmek isterim.

Nazmi Cemal tarafından hediye edilen törenle New York limanından yola çıkarılan bu bayrak direği, 9 Kasım 1950 tarihinde yerine dikilmiştir. Bu bayrak direği döneminin Avrupa´daki en yüksek bayrak direğidir.

A.ERDOĞDU- Atatürk´ün ebedi istirahatgâhına nakli hususunu anlatır mısınız?

/resimler/2016-11/14/0958414325617.jpgM. TAYTAK- Yaklaşık 9 yıl süren inşaat neredeyse tamamlanmış ve Atatürk´ün naaşının ebedi istirahatgâhına nakledilmesi gündeme gelmişti. Devlet yöneticilerinin yaptığı planlama doğrultusunda aziz Atatürk´ün cenazesinin ölümünün 15nci yıldönümünde,10 Kasım 1953 tarihinde Etnografya Müzesinden alınarak Anıtkabir´e nakledilmesine karar verildi ve ?Aziz Atatürk´ün naaşının ebedî istiratgâhına nakli için 10.11.1953 Salı günü yapılacak nakil törenine ait program? başlığı ile resmî bir program hazırlandı. Aziz Atatürk´ün naaşı devlet erkânı huzurunda 04 Kasım 1953 Çarşamba günü geçici kabrinden çıkarıldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün tabutu, Etnografya Müzesi içinde hazırlanan katafalka konuldu.

9 Kasım 1953 Pazartesi günü Ankara Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Kürsü Başkanı Anatom Patolog Prof. Dr. Kamile Şevki Mutlu, Atatürk´ün tabutunun açılması ve tahnit işleminin çözülmesinde görevlendirildi.

9 Kasım günü yapılan bu işlem resmî duyuru ile kamuoyuna şu şekilde açıklandı:

? 1. Bugün 9.11.1953 Pazartesi günü saat 10.00´da Aziz Atatürk´ün 4.11.1953 Çarşamba günü Etnografya Müzesi´ndeki katafalk üzerine alınmış bulunan gül ağacından mamul tabutu, Tıp Fakültesi Histoloji Profesörü Dr. Kamile Şevki Mutlu ve asistanları yardımı ile huzurumuzda açtırılmış ve bu tabutun içinde kurşundan mamul başka bir tabut bulunduğu görülmüştür.

2. Kurşundan mamûl olan ikinci tabut ve bunun içindeki kauçuk örtü, yine huzurumuzda açtırılmış ve içinde Aziz Atatürk´ün kefene sarılı, tahnit edilmiş naaşı hiç bozulmamış bir şekilde görüldükten sonra, bu kurşun tabut naaş bozulmasın diye yeniden kapatılmıştır."

10 Kasım 1953 Salı günü sabah, ?Benim naçiz vücudum elbette ki toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle, medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeye devam edecektir.? diyen Atatürk´ün, mutat dini törenle toprağa verilecek olan aziz naaşı, o gün yüksek ateşle yatağa düşen Prof. Dr. Kamile Şevki Mutlu gelemeyeceğinden, kendisi tarafından görevlendirilen, Ankara Numune Hastanesi doktorlarından Doç. Dr. Cahit Özen nezaretinde tahniti bozularak ceviz ağacından yapılan tabuta nakledilmiştir. Başlarda da belirttiğim gibi bu tabut ve tabutun cıvataları somunları ve bunları açmakta kullanılan alet edevat halen Anıtkabir´de muhafaza edilmektedir.

Ataürk´ün naaşı, 10 Kasım 1953 Salı günü 1953 yılı 30 Ağustosunda mezun olacak Harbiyelilerin omuzlarında Etnografya Müzesinden alınmış ve Ulus-Ankara Garı-Tandoğan Meydanı güzergâhında, Ankara halkının büyük ilgisi, sevgisi ve gözyaşları içerisinde Anıtkabir´e getirilerek merdivenlerin ortasında bulunan Hakimiyet-i Milliye Kürsüsünde hazırlanan katafalka konmuştur.

Burada büyük bir tören düzenlenmiş ve saat 12.55 te Atatürk´ün dava arkadaşı, Kurtuluş savaşımızın Galip Hoca´sı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından duygu yüklü tarihi bir konuşma yapılmıştır.

?  Büyük Türk Milleti, 

/resimler/2016-11/14/0959289482758.jpgAtatürk, tam 15 yıl önce bugün, hayata gözlerini kapamıştı.

O gün, bütün Türk milleti gözyaşı dökmüş, insaniyet alemi elememize iştirak etmişti. Çünkü Türk milleti bir evladını, beşeriyet, insanlık idealine hadim en kuvvetli rüknünü (en önemli kişisini) kaybetmişti.

Şimdi, şu anda, maneviyatını ruhlarımızda mukaddes bir varlık halinde yaşattığımız Kemal Atatürk´ün ?fani vücudunu? ebedî medfenine (mezarına), ?Anıtkabir? adını verdiğimiz buraya, tevdi etmek için toplanmış bulunuyoruz.?

?Atatürk!

Sen bizdendin. Seni halife yapmak, padişah yapmak isteyenler oldu, iltifat etmedin. Millî irade yolunu seçtin. Hayat ve şahsiyetini milletinin hizmetine vakfettin. Türk´ün gıpta ettiği, övdüğü ve övündüğü vasıflara maliktin, bütün bu meziyetlerinle Türk´ün ta kendisi idin.

Şimdi seni, kurtardığın vatanın her köşesinden gönderilen mukaddes topraklara veriyoruz.

Bil ki; hakiki yerin, daima inandığın ve bağlandığın Türk milletinin, minnet dolu sinesidir.

Nur içinde yat!?

Cumhurbaşkanı Celal Bayar´ın konuşmasının ardından, devlet erkanı mozolenin içinde sağ tarafta yer alan ve bugün engelli vatandaşlarımızın ziyaretlerinde kullanılan asansörün bulunduğu merdivenlerden mezar odasına indiler ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün naaşını beklemeye başladılar.

Muhafız alayından 12 askerin omuzladığı tabut da yine mozolenin içinde sol tarafta bulunan merdivenlerden ki o merdivenler de günümüzde engelli asansörü olarak kullanılmaktadır, indirilerek tonozlu galerilerden geçip mezar odasına getirilmiştir.

Bu noktada mezar odası hakkında kısa bir bilgi vereyim. Mezar odası Selçuklu ve Osmanlı türbe mimarisinden esinlenerek sekizgen şeklinde yapılmıştır. Sekizgen sonsuzluğu simgelemektedir. Yani Atatürk´ün fikirlerinin sonsuza dek süreceği ve yaşatılacağı inancını yansıtmaktadır.

O dönemdeki Bayındırlık Bakanlığı´nın yazılı emirleriyle tüm yurttan, Selanik´ten, Kore´deki Türk şehitliğinden ve Kıbrıs´tan getirilerek harmanlanıp oluşturulan vatan toprağına, tamamen İslami usullere uygun olarak tevdi edilmiştir. Allah ona uzun ömür versin. Sayın Yekta Güngör Özden toprağa verilişinin hayattaki son şahididir. Kendisinin ifade ettiğine göre; tören öncesinde bir şırınga kız, bir şırınga erkek üniversite öğrencilerinden kan alınmış ve defin bittikten sonra Atatürk ün mezarı gençliğin kanıyla ıslatılmıştır.

Definden sonra mezar odası kilitlenmiş ve devlet erkânı mozole içinde Şeref holünde ilk saygı duruşunu gerçekleştirmiştir. Daha sonra Anıtkabir´in kapıları halkın ziyaretine açılmış ve Ankara halkı büyük bir izdihamla koşup Ata´sına saygılarını göstermiştir. Anıtkabir´in ilk yabancı devlet adamı konuğu da 13 Kasım 1953 tarihinde ziyarete gelen İtalya Başbakanıdır.

A.ERDOĞDU- Anıtkabir´de yapılacak herhangi bir çalışmaya (gündemde olan çocuk parkı ve spor sahası konuları da göz önüne alınarak) hangi organ karar vermektedir?

M. TAYTAK- 2567 sayılı Anıtkabir Kanunu ve bu kanun kapsamında hazırlanan Anıtkabir yönetmeliği doğrultusunda Anıtkabir´de yapılması planlanan bir bakım onarım veya tadilat için öncelikle Anıtkabir Bakım Onarım ve Restorasyon Kurulu yetkilidir. Bu kurulun bakanlıklardan vakıflar genel müdürlüğünden ve üniversitelerin ilgili bölümlerinin değerli öğretim üyelerinden oluşan 13 asıl üyesi vardır. İhtiyaç duyulduğu taktirde bu üye sayısı artırılabilir. Bu kurul normal olarak yılda iki kez toplanır. Ancak ihtiyaç duyulduğunda daha sık da toplanılabilir. Son dönemde gündeme gelen oyun parkı söz konusu kurulun aldığı karar doğrultusunda kaldırılmıştır.

Ancak şu hususu net olarak ortaya konmasında yarar görüyorum. Anıt Blokunun bulunduğu alan SİT alanı olmakla birlikte Anıtkabir sınırları içerisinde yer alan erbaş ve erlerin yaşam alanlarını oluşturan bölümler SİT alanı değildir. Komutanlık, o bölümlerde kuruldan onay almaya gerek duymaksızın ihtiyaç duyduğu konularda gerekli inşaat bakım onarım faaliyetlerini yapabilir. Devam Edecek

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00