Bir bayram daha geçti, acısıyla tatlısıyla...
Bayramı hastanede geçirdiğim için bayramı pek anlayamadım.
Sosyal medyadan bayramı izledim, devlet büyüklerimizin kutsal topraklardaki resimlerine baktım.
Ramazandaki zengin iftar sofraları gibi zenginlik göstergesi bayramlaşmaları. Görgüsüzlük yarışması...
Kendime göre Kur’an okuyan biriyim. Bu bilgiyle etrafıma bakıyorum.
Diyorlar ki ülkemizin %99’u, dünyanın da dörtte biri Müslüman. (Siyasetçilerin söylediği en büyük yalan.)
Hadi ya, kim ölçmüş biçmiş?
Kimin Müslüman olduğunu Allah’tan başka kim bilebilir ki?
Kur’an gözüyle bakalım bi.
Müslüman denilen ülkelerde fakir olmaz, aşırı zengin de olmaz. Peki durum böyle mi?
Kur’an “ sizin için birer eş daha hayırlıdır.” der. Müslümanların kaçar eşi var?
Zina haramdır denilmesine rağmen zina zirve yapmış, birbirini aldatmak moda olmuş.
Kur’an “ dünya ve devlet işlerini yaparken “Şura” ya gidin dediği halde Müslüman denilen ülkelerde krallar ve tek adamlar arz-ı endam etmekte.
Allah “beni ilim sahipleri tanır” dediği halde aydın geçinenler Allah’tan uzaklaşmış, cahil yobaz da kendi kurduğu dinle oyalanır olmuş.
Halkların fakirleştiği, yöneticilerin zenginleştiği yerde Müslümanlık olur mu? Bayram olur mu?
Bakın Müslüman ülkelerin insanlarına. Kendi ülkelerinde veya göç ettikleri ülkelerdeki hallerine.
İnsan mı, insanlık mi?
NE alâka!
İnsan bunları gördükçe insanlıktan da Müslümanlıktan da vazgeçecek. Olmaz olsun böyle Müslüman da insan da.
Bazen Müslümanları sömürdüğü için Batıya kızıyorum ama insan olan insan kendini sömürtür mü?
Kendini sömürenlere yalakalık yapar mı?
Başına taç ettiği din ve siyaset adamlarının, salya sümük akıtarak milleti kandıran kriptoların her türlü yalanını yalayıp yutanlara insan denilebilir mi?
Kusura bakmayın arkadaşlar; ben sizin dininizden değilim.
Ben sizin inandıklarınıza inanmam.
Bir Amerikan gemisine, bir İngiliz Kraliçesine, bir Arap Kralına, toprak ağasına, aşiret reisine, Şeyhe Şıh’a secde etmem.
Benim kıblem gönüldür, ben O’na secde ederim.
Müslümanlık edebiyatı yapıp deveyi hamutuyla götürenlerin, solculuk sloganlarıyla boğazın villalarında yer tutanların, bebesine bez alamayan zavallı halkın parasıyla saltanat sürenlerin Müslümanlığından ne olur, solculuğundan ne olur, sağcılığından ne olur, insanlığından ne olur?
Olmaz olsun sizin insanlığınız.
Olmaz olsun sizin Müslümanlığınız.
Millet ittifakı, Cumhur ittifakı, söyleyin bana; bu zavallı Türk milleti için programınızda ne var? Açın heybenizde görelim bakalım ne var?
Herkese bol keseden dağıtıyorsunuz da Türk milletine ne veriyorsunuz bir görelim.
Nagehanlar bir gün reisin uçağında, diğer gün İmamoğlu’nun karşısında. Ne oluyoruz hemşerim? Yok mu sizin memlekette karşınıza alıp dertleşeceğiniz elleri nasır tutmuş bir köylü?
Yeter artık!
Her şeyi bozdunuz. Dini bozdunuz. İnsanı bozdunuz. Devlete leke oldunuz. Siyasetin ve dinin bütün saygınlığını yerle yeksan ettiniz.
Artık kimse kendini bir şey zannetmesin.
İnsanlık ve insan bitmiştir. Son Adem soyu bitmiştir, kredisini doldurmuştur.
Özünü koruyabilene ne mutlu...
