Av.Ziya Yergök´ün de bulunduğu Anma Toplantısı´na Galatasaraylılar Derneği Başkan ve yöneticileri, Galatasaray Lisesi müdiresi,Galatasaray Üniversitesi hocaları,Aşiyan´ın içinde yer aldığı Boğaziçi Üniversitesi hocaları,Üniversite öğrencileri ve Galatasaray lisesi mezunları ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Müzeler Müdürlüğü yetkilileri  ve Tevfik Fikret Müzesi yetkilileri katıldılar.          

Anma toplantısına katılanlar önce, 2010-2012 arasında kapsamlı bir onarımdan geçen ve yeniden düzenlenen Tevfik Fikret Müzesini gezdiler. Daha sonra Şairin mezarı başında anma konuşmaları yapıldı, edebi kişiliğine ve toplumcu yönüne vurgu yapıldı ve şiirlerinden örnekler okundu.          

Galatasaray Liseliler adına coşkulu bir konuşma yapan Prof.Dr.Tolga Yarman, konuşmasında şunları söyledi:

              "Fikret çoğumuz gibi, Sultani´ye çocuk yaşta girmiş...Yıl  1878 yani 93 harbi sonrası...Ortaköy´de, pek muhtemelen bizler gibi,"Kaptan Düdük" diye bağırmış,"Mendil Kapmaca"oynamış...11 yıl...Nihayette,Sultani´yi birincilikle bitirmiş...Daha o zaman bilinen bir şair...Nedir ki, 12 yaşında öksüz...Anneciği Hac Yolu´ndan dönerken, koleraya yakalanınca ölüyor...Epey sonra olmakla beraber, bu sefer de yetim kalıyor...Kaymakamlıklar yapmış olan Babacığı; "O´nun Liseyi bitirdiği evrede" Saray´a jurnallenince;Arabistan´a sürülüyor. Gidiş o gidiş. 12 yıl sonra ölüm haberini alıyor Babacığı´nın Fikret...

               Okulumuz´a, Sultani´ye,"İlkokul Üçüncü Sınıf Türkçe Öğretmeni"olarak atandığı yıl 1892; Fikret 25 yaşında... Üç yıl sonra, memur maaşları % 10 azaltılınca,üzülüyor,protesto ediyor,ayrılıyor... Sonrasında alabildiğine,şair ve edip...Malumat Dergisi´ni,Servet-i Fünun´u,giderek Tanin´i, bu dönemde çıkartıyor...Robert Kolej´de Türkçe Öğretmeni...

               İkinci Meşrutiyet sonrasında, kendisine yapılan "Milli Eğitim Bakanlığı" teklifini geri çeviriyor. Ancak "Sultani Müdürlüğü" teklifini kabul ediyor.1909 başında Lisemiz´in Efsane Müdürü...42 yaşında Fikret...Toplantı Salonu´nu; Mescid´in üstüne,yaptığı için, basında ağır eleştirilere muhatap kalıyor... Tınmıyor!..31 Mart 1909 Gerici Ayaklanması´na, Sultani Müdürü olarak, dimdik,karşı duruyor...Şu ki, bir süre sonra,Yeni Hükümet´le uyuşmazlık yaşıyor. Ayrılmak istiyor, öğrenciler bırakmıyor.Uyuşmazlık artınca, bizzat yeni bakanın ricasına karşın, bu kez dönüşsüz ayrılıyor,Okul Müdürlüğü´nden...

               Fikret,  yalnız bizlerin Efsane Müdürümüz değil, aynı zamanda, Gazi´nin,feyz aldığını ifade ettiği, üç aydından (diğerleri Namık Kemal,Ziya Gökalp olarak) biri; her şekilde,Efsane bir Hocamız...Dar-Ül Fünun´un da,o aralar,Efsane Hocası...

              Kısa Müdürlüğü´ne karşın, Tevfik Fikret Galatasaray´ın özü olmuştur. Ulu bir çınarımızdır.

              O´nu anmak, O´nun fikri tohumlarını attığı, Cumhuriyet´i, solumaktır; Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün manevi mirasının sahibi olduğumuzun şuurunu yaşatmaktır...

              Burayı,Aşiyan´daki Evi´ni,kırk yaşına yakın çatıyor, Fikret...Buraya, gömülmesini vasiyet ediyor...

              İlerici mi ilerici, ödünsüz mü ödünsüz, rikkatli mi rikkatli, bir o kadar kırılgan,ama hep devrimci...

               Nur içinde yat, Biricik Abimiz, Biricik Müdürümüz, Sevgili Hocamız Tevfik Fikret...

               Işık saçtığın yoldan milim ayrılmaksızın; orada,senin gibi dimdik, yürümeye,hep devam edeceğiz...

               Gözün arkada olmaksızın ...Nur içinde yat!"

Tolga Yarman konuşmasını, şairin ünlü "Han-ı Yağma" şiirini okuyarak tamamladı.

                Aşiyan´daki Anma Toplantısı´nda konuşan 22.Dönem Adana Milletvekili ve Adana Barosu eski başkanı Av.Ziya Yergök´de konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

                 "Tevfik Fikret´i 90.Ölüm Yıldönümü vesilesi ile,2005 yılında TBMM Genel  Kurulu´nda "Gündem Dışı" bir konuşma yaparak anmıştım. Bugün büyük şairimizi, 100.Ölüm Yıldönümünde Aşiyan´da Galatasaraylılar ve sevenleri ile birlikte anmaktan büyük onur ve  mutluluk duyuyorum.

Tevfik Fikret, kendisini özgürlük, eşitlik,adalet,vatan ve millet idealine adamış,bu kavramları içselleştirmiş ve şiirlerine de yansıtmıştır. Fikret, ülkenin karamsarlıklar içinde olduğu,karanlık bir döneminde yaşamış olmasına rağmen güce biat etmemiş otoriteye boyun eğmemiştir. Hem II.Abdülhamid´in istibdat yönetimine, hem de İttihat Terakki´nin tek parti yönetimine kafa tutmuş ve direnmiştir. Öyle ki, İttihatçıların Milli Eğitim Bakanlığı önerisini reddetmiş, bunun yerine mezunu olduğu ve çok sevdiği Galatasaray Lisesi Müdürlüğü´nü tercih etmiştir.Bütün olumsuzluklara rağmen aklın ve bilimin yol göstericiliğine ve ülkenin aydınlık geleceğine inanmıştır. Fikret, aydınlanma devriminin öncüsü ve Türkiye´nin vicdanıdır.100.Ölüm Yıldönümünde özlemle ve saygıyla anıyorum."         

Toplantıda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü, Atatürk Kitaplığı Müdürü Ramazan Minder, Tevfik Fikret´in şair ve insan olarak önemine değindikten sonra Tevfik Fikret Müzesi hakkında bilgi verdi ve 15 Ekimde İstanbul´da Tevfik Fikret´le ilgili bir Sempozyum düzenleme kararı aldıklarını, hazırlıkların sürdüğünü söyledi.