YEDİ HAZİRAN SEÇİMLERİ VE ?KIRK SATIR MI, KIRK KATIR MI?? ÇARESİZLİĞİ

YEDİ HAZİRAN SEÇİMLERİ VE ?KIRK SATIR MI, KIRK KATIR MI?? ÇARESİZLİĞİ

7 Haziran seçimlerinin sonunda ister AKP yine iktidar olsun, ister koltuğundan indirilsin; ister yeni kadrolarla yeni iktidar formülleri yaratılsın, halkımızın temel sorunlarının çözümünde bir arpa boyu yol alınamayacaktır. Ulusun ve ülkenin sorunlarına b

Bir ülkenin,  bir ulusun kaderini `gitsin ya da kalsın` seçeneklerinin temeline oturtulan bir seçimle tayin etmeye kalkışmak ne kadar doğru? Neredeyse 70 yılı bulmak üzere olan çok partili parlamenter sistemin halen üzerinden atamadığımız başarısızlık karabasanıdır bu durum. 

1946`dan bu yana ya bir iktidardan kurtulmak, ya da ham hayallerle bir kurtarıcı aramakla sandıklara gitmişizdir.  Ama hep hayal kırıklıkları yaşamışızdır. Bu kez de saatler sonra oy pusulalarının bir yerine  `evet` mührü basarken kendimizi bu temel yanılsamadan kurtarabilmiş olmamız pek olası değil. Üstüne üstlük yapacağımız seçim neredeyse `Kırk satır mı, kırk katır mı?` sorusunu içerecek kadar yaşamsal sonuçları ortaya çıkaracak iken!

Şunu da kabul edelim ki şimdiye dek sandıklarda bu denli karmaşık ve çok değişkenli seçenekler yoktu denebilir.  Sonuçta geçmiş dönemlerle `daha fazla özgürlük, daha fazla refah, daha fazla hukuka saygı` gibi temel unsurların arayışı söz konusu iken,  7 Haziran seçimlerinde ülkenin Atatürk Cumhuriyeti`ne ve Devrimleri`ne fatiha okutmak tehlikesini taşıyan kişisel dikta rejimine teslim mi edileceği oylama konuları arasında baş yerlerden birisini alacak.

Önümüzde en can alıcı bir konu olarak Türkiye`nin ulusal birliğini ve toprak bütünlüğünü tehlikeye atacak gelişmelerin hızlanmasına yol açacak siyasal hamlelere güç verip vermemek seçeneği de bulunacak.

Bir yandan hak, hukuk, adalet derken demokrasiyi, kleptokrasi -hırsızlar yönetimi- `ne dönüştürmüş kadroların yeniden iş başına getirilip getirilmemesi de verilecek oyların rengine göre yön bulacak. Bununla birlikte devlet kurumlarını içten kemiren, kamu otoritesini yokluğa mahkum eden `paralel yapılanmalar` kepazeliğinin sona erdirilip erdirilmemesi sorunu da bir sonuca bağlanacak.

Bilindiği ve görüldüğü üzere sorunlar silsilesi hiç de doğrusal yönde ortaya çıkmıyor ve ?evet ya da hayır?la çözülecek gibi de değil. İç içe ve kanser hücreleri gibi toplumun bünyesine dağılmış, olmadık yerlere sıçramış durumda.  Sadece iç işleri ile de sınırlı değil. Uluslararası alanda da son yılların en vahşi emperyalist saldırıların hedefinde bölgemiz.  Irak Savaşından sonra Suriye`de başlatılan iç savaş halkımızın özel yaşamına dek kadar etkisini gösterdi. İki milyonu bulduğu söylenen mülteciler, bunlara bol keseden yapıldığı ileri sürülen yardımlar ekonomik ve toplumsal yaşamı derinden yaralıyor. Suriye`deki aşırı dinci isyancılara korsan silah ve insan gücü yardımları ülkenin güvenliğini, saygınlığını ve de güvenilirliğini ortadan kaldırıyor.

Yukarıda sıraladığımız herkesçe bilinen ve de bu en çarpıcı sorunların nasıl çözüleceğinin tartışıldığı, bu konuda yurttaşların bilinçlendirilip farkındalığının yaratılacağı bir seçim kampanyası yaşayabildik mi?  Asıl sorunumuz bu noktada düğümleniyor. Evet, alanlarda, basında, açık oturumlarda ve demeçlerde körün fili tarifi gibi bu konuların birçoğu gündeme geldi.  Ama neredeyse tümü kayıkçı kavgasını andıran karşılıklı suçlamalar biçiminde. Konular bütüncül anlamda, derinlemesine seçmene anlatılmadı. Siyasi partiler genellikle kendi paylarına ve meşreplerine uygun olanları ön plana çıkardılar, ne yazık ki  sorunların ulusal boyutlarını ele alıp, yurttaşa yönelik aydınlatma görevini yerine getirmediler. Bir de açık artırmaya çıkarılan asgari ücret, emekli ikramiyeleri ya da akaryakıt fiyatları polemikleri ortalığı sarınca temel sorunlar unutuldu ya da bilinçli olarak geri plana itildi.

Dünkü yazımızda yukarıda sıralanan sorunların kangren haline gelmesinde baş sorumlu olduğunu vurguladığımız AKP iktidarının 7 Haziran seçimlerinde oy kaybına uğramasının, tek başına iktidar olamamasının, Erdoğan`ın `Başkanlık` hayallerine veda etmesinin ödemesi gereken faturaların en hafifi olduğunu söylemiştik. Daha ağır fatura ancak yurttaşın bilinçle ve kararlılıkla AKP kadrosundan hesap sorması biçiminde ortaya konulabilirdi, sadece ?oy verdik gittiler?  tesellisi ile yetinilerek değil. Muhalefetteki partiler bu konuda yurttaşa kendine güven aşılamada tümüyle yetersiz kalmışlardır. Ya da kendilerine olan güvensizlikleri nedeniyle bu denli derine gitmeyi göze alamamışlardır.

Bu eksikliğin bir tek örneği bile ne demek istediğimizi ortaya koyacaktır. En baş sorun olan ve Türkiye`nin ulusal birliğini ve toprak bütünlüğünü tehlikeye atacak gelişmelerin hızlanmasına yol açacak ve geri planında silah tehdidini sürdüren siyasal hamlelere karşı durma tezini sadece Milliyetçi Hareket Partisi gündemde tutmaya çalışmıştır. Bunun karşılığında AKP "Çözüm Süreci" macerasına sıkı sıkıya sarılmış, CHP ise neredeyse tüm hatlarda etnik bölücülük heveslerine güç verecek söylemler ve hareketlerle akıl karışıklığının artmasına katkıda bulunmuştur.

Türk seçmeni sırf AKP?nin tek başına iktidar olamaması adına, HDP?nin barajı aşma noktasında oy toplamasına yönlendirilir hale gelmiş ise bunun ulusa faturası iktidar partisine kesilmek istenenden ağır olmayacak mıdır? Bir yandan ?Hele barajı geçmeyelim bizim yerimiz yine dağlar olacaktır? tehdidinin ürküntüsü dalga dalga yayılmak istenirken, bir yandan da sevimli bir kişilik olarak ustaca lanse edilen Eşbaşkan Demirtaş?ın hazır cevaplığı ile yaşanan olumlu ve ılımlı hava taban tabana zıt bir tablo oluşturmuyor mu? Demirtaş?ın ve unutulması olanaksız geçmişi ile partisinin kilitlendiği hedefler, başarılı bir algı operasyonu sonucu sis perdesi arkasına saklanmıyor mu? Böyle bir kurnazlıktan muhalefet açısından medet umulmaya başlanmış ise bu tablo ulusal çıkarların, Türkiye Cumhuriyeti?nin tarihten gelen ulus devlet yapısının temellerini sarsacak yanılsamalar yaratmıyor mu?

Bu tek ve önemli örnek bile seçmen yurttaşın ?gitsin ya da kalsın? ikilemine endekslenmiş tercihlerle yaşamsal kararlarda ne denli boşluğa düşürülebileceğini ortaya koymakta. Kısacası şunu kabul etmeliyiz: İktidardaki ya da muhalefetteki siyaset erbabı demokratik işleyişlerin kaynağını oluşturan seçmene gerekli saygıyı göstermekten,  onları gerçeklerin bütünüyle tanıştırmaktan  uzaktırlar. Onları kendi iktidar kavgalarına hizmet eden, küçük çıkarlar ya da korkularla yönlendirilebilen unsurlar olarak kabul etmekten vazgeçmemişlerdir.

Bu nedenle değil midir ki 2015 yılının Haziran ayında seçmen yurttaş sandık başında ?Kırk Satır mı, Kırk Katır mı?? gibi kendisine reva görülmemesi gereken bir seçimle karşı karşıya bırakılmaktadır. Kısacası şudur ki 7 Haziran seçimlerinin sonunda ister AKP yine iktidar olsun, ister koltuğundan indirilsin; ister yeni kadrolarla yeni iktidar formülleri yaratılsın, halkımızın temel sorunlarının çözümünde bir arpa boyu yol alınamayacaktır. Ulusun ve ülkenin sorunlarına bütüncül bakış açısı ile yaklaşma düşleri anlaşılan  başka bahara kalacaktır.

 

 

 


2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı