DAVUTOĞLU´NUN İSTİKRARI SAĞLAMADA VERECEĞİ SINAV

DAVUTOĞLU´NUN İSTİKRARI SAĞLAMADA VERECEĞİ SINAV

Davutoğlu liderliğindeki AKP iktidarı bir nebze ?istikrarı yeniden sağlayan´ bir güç olmak istiyorsa, geçmiş yılların hayaletlerini temizleyip, kendi kendisi ile hesaplaşmak zorundadır. Bunu yaparken yeni anayas arayışları yerine yerleşik düzenin anayasa

Ahmet Davutoğlu´nun, ülkede istikrarı koruyacağı vaadlerinin hatırı sayılır çekiciliği ile 1 Kasım  seçimlerinden ?kahir ekseriyetle´ çıkan partisinin başında olarak kurduğu yeni hükümet göreve pek olaylı ve çalkantılı bir ortamda başlıyor. Açıkçası kendiliğinden oluşan bir ?istikrarsızlık´ değil soz konusu olan. Bir yandan AKP iktidarlarının geçmişinden bugüne uzanan bir hayaletin etkisi, bir yandan de hiç ders alınmadığı apaçık ortada olan hataların yinelenmesi  nedenlerin başında geliyor.

Davutoğlu, hükümeti kurma görevini 17 Kasım günü aldı. Üzerinden bir hafta geçti geçmedi, 24 Kasım günü Suriye sınırımızda Rus savaş  uçağının düşürülmesi olayı yaşandı.

Davutoğlu 25 Kasım günü TBMM´nde programını okudu, ertesi gün ülkeyi çalkantılara uğratan ?gazeteci tutuklamaları´ zuhur etti.

Hükümet programının TBMM Genel Kurulu´nda görüşüldüğü saatlerde 28 Kasım günü ise Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, PKK´lılarla çıkan bir çatışma sırasında, deyimi bağışlayın, kim vurduya gitti.

Tüm bu olayların AKP´nin ulusal birlik, siyasal, ekonomik ve iç/dış güvenlik sorunları bağlamında 13 yıldır ülkede yarattığı düzensizliğin izdüşümü olduğunu söylemek yanlış olmaz. Böyle bakarsak tabloya, Davutoğlu´nun tazelenmiş kabul edilebilecek iktidar yapısı ve hedefleri açısından dahi bu olaylar beklenmedik gelişmeler midir? Elbette hayır!

Rus savaş uçağının düşürülmesi olayı, daha başından Suriye´de zorlatılarak çıkarılan iç savaş ortamının doğal akışı içinde hiç de sürpriz sayılmamalıdır. Doğrusu AKP iktidarının Suriye´nin egemenlik haklarını hiçe sayarak isyancılara, terör örgütlerine destek vermesinin sonucudur bu kriz. Stratejik derinlik uzmanlığını kimseye kaptırmayan Davutoğlu, Suriye cehenneminin aslında Batı ile Rusya arasında bir güç savaşına dönüşeceğini hesaba katmamış olacak ki Kuzey Komşumuzun buralarda ne aradığını anlayamamıştır belki de.  Rus uçakları ve artırılan askeri varlığı, bir tür YALTA PAYLAŞIMI benzeri zımni anlaşma sonucu Güney´de karşımıza dikilivermiştir. Kanlı poker masasında Suriye,  karşılıklı elenseler çekilmesi sonucu paylaşılacaktır. Bu kirli savaş  sadece bu ülkede değil, Türkiye´nin de içinde olduğu geniş bir coğrafyada sınırların yeniden çizilip, hangi emperyalist cephenin nerelerde nüfuz sahibi olacağının belirlenmesine kadar sürecektir.

Bu koşullarda Ankara´nın dar bir çatışma alanında bir takım mevzileri korumayı, oraları tutan isyancı teröristlere ilişilmemesini hedefleyen uçak düşürme hamlesi son derece dar görüşlü bir politikanın talihsiz sonucudur. Davutoğlu´nun ?Vurulsun talimatını bizzat ben verdim´ diyerek ortaya atılması, Rusya ile oluşan gereksiz husumeti daha da derinleştirmiştir. Bunun zararlarını ulus olarak ne denli büyük boyutlarda çekeceğimiz konusunda henüz kesin bir şey yoktur ortada?

Gelelim gazeteci tutuklamalarına? Bu dahi AKP itidarının evveliyatından gelen bir iç hesaplaşmanın yakışıksız bir görüntüsüdür. Can Dündar ve Erdem Gül´ün, ulusal güvenliğimizi yakından ilgilendiren malum MİT TIR´ları olayını kamuoyuna yansıtmaları temelde bir gazetecilik eylemidir. Olay gerçekten yasaların çiğnendiği bir boyutta ise, bunun yaptırımları bellidir. Ancak  ?peşin ceza´ya dönüşen soruşturma sürecinin tutuklamalarla sonuçlanması üzerine büyük tepkiler oluşmuştur. Basın özgürlüğünün ve toplum adına siyasal iktidarı denetleme hakkının ihlal edilişi, taze AKP iktidarının anayasal düzen çerçevesinde ileride göstereceği performans bağlamında ciddi kuşkular yaratmıştır.

Olayın bir yüzü budur ve yukarıda sözünü ettiğimiz Suriye politikalarının kaygı verici şifrelerinin çözülmesine olanak sağlayacağı noktasında iktidar çevrelerinde rahatsızlık yaratmıştır. Bu rahatsızlığı yargı gücüyle giderme çabası kendi başına sakıncalıdır. Ama olayın diğer boyutu ise AKP iktidarının bugün dahi israrla ve hükümet programına koyarak mücadeleyi sürdürdüğü Paralel Yapı ile ilgili görünmektedir. Nitekim iki gazetecinin tutuklanması üzerine açıklama yapan İstanbul Başsavcılığı, bu soruşturma sürecinde ?basın özgürlüğü? ihlalinin söz konusu olmadığını, ?parallel yapı?nın bir terör örgütü olarak tasarladıkları darbe planlarına gazete haberleriyle destek olan kişilerin yargılanmasının hedeflendiği ilan edilmiştir.

Şimdi tekrar düşünmek gerek: Paralel Yapı ya da buna takılan isimle FETÖ kimin eseridir? Nasıl olmuştur da yıllarca bu yapının, AKP iktidarının etkili kanadı hatta ortağı olarak, bugün suçlanan kumpasları kurmasına ve Anayasa´dan kaynaklanmayan iktidar gücü kullanmasına olanak tanınmıştır? Sonunda ?aldatıldık´ denilerek aklanma arayışına girilen bu süreçte, velev ki çoğu eylemlerinden suçlu sayılsalar bile, bu kesime karşı yargıyı bir intikam aracı olarak kullanma hakkını nereden bulmaktadır AKP kanadı? Gazetecilik yoluyla denetim görevi yapan kişiler ve  kurumlar Anayasal haklarından, adil yargılanma koşullarından nasıl alakonurlar? Bu yönüyle de AKP´nin iktidar gücünü kullanırken ülkede yeni istikrarsızlık ortamları yaratmasının  kaçınılmaz olacağı kaygısı bir başka cephede ortaya çıkmaktadır.

Son olay, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi´nin katledilişi de yine AKP´nin geçmişinden uzayıp gelen hayaletin bir başka eseridir. Neredeyse söndürülmek üzere olan silahlı ayrılıkçılığın odaklarına can suyu veren AKP iktidarı olmamış mıdır? ?Çözüm Süreci´ adı altında terör örgütü ve siyasal uzantılarıyla Türkiye´nin sonuçta fiilen bölünmesne yol açacak özerklik pazarlıklarını, Dolmabahçe Ofislerinde, ondan önce de Oslo´da kimler yürütmüştür? Seçim ve başkanlık sistemi hesapları ile Güneydoğu ve Doğu bölgemizde askeri ve yönetsel alan hakimiyetinin elimizden çıkarılmasına kimler göz yummuştur? İstenilenlerin elde edilemeyeceği anlaşılınca Süreç bızdolabına kaldırılıp, silahlı bölücülere karşı savunma operasyonlarına geçildiğinde vahametin büyüklüğü gözler önüne serilmemiş midir? Gündüz vakti Diyarbakır caddelerinde güvenlik güçlerinin terrorist unsurlarlarla canları pahasında giriştikleri çatışma görünümleri yeterince trajik değil midir? Böyle bir  çatışma sırasında başından vurularak yaşamını yitiren Tahir Elçi´nin akıbetinin gerçek sorumlusu kimdir? Bu cinayetin ülkenin ve ulusun bütünlüğü açısından ne denli etkin bir olumsuzluk ve istikrarsızlık faktörü olabileceği yadsınabilir mi?

Şunu vUrgulamak istedik bu örneklerle: Davutoğlu liderliğindeki AKP iktidarı bir nebze ?istikrarı yeniden sağlayan´ bir güç olmak istiyorsa, geçmiş yılların hayaletlerini temizleyip, kendi kendisi ile hesaplaşmak zorundadır. Bunu yaparken yeni anayas arayışları yerine yerleşik düzenin anayasal düzenine saygılı olmak durumundadır. Eğer eski  alışkanlıkları sürdürür, ulusal çıkarları kişisel iktidar hesaplarının üzerinde tutmaya başlamaz ise, bugün yitirdiğimiz istikrar ortamı ile kalınmaz,  büyük bir kaosun içerisinde felaketlere sürüklenilir!

 

 

 

 

 

 

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli