Canım Ata´m,
Ülkünüzü anlamış bir çocuğun dilinden mektup yazmak istedim size.
Sanki genç yaşınızda omzunuza aldığınız o büyük sorumlulukla koca bir ülkeyi işgalden kurtarmamış, milletine bağımsızlık yolunu açmamış, demokrasinin sesi olan gazi meclisi kurmamış, çağdaşlığın sembolü cumhuriyeti ilan etmemiş, vatanı yoktan var etmemiş gibi,
İçinizdeki çocuğun ayaklarınızı yerden kestiğinin ifadesi olan o fotoğraf geldi gözümüzün önüne bu 23-Nisan´da.
1930 yılının Kasım ayında Ege Vapuru´ndaki salıncağa binmiş, o an her şeyi bir kenara bırakmış, gözlerine yerleşen sevinci rüzgara katmış ve yalnızca çocuklara has bir umudu yanı başında hissetmiş o insanın ruh haline büründük.
Hatta bir ara dayanamayıp o salıncakta ayağa kalkan zamana meydan okumanın bacaklarından tutunan manevi çocukları olduk.
Selanik´teki o meşhur pembe evde doğmuş, anasının şefkatini boynuna dolamış, küçücük yaşında babasını kaybetmiş, ondan kalan sadece birkaç ceket, pantolon, bir sandık ve bir Osmanlıca sözlüğü değil onurlu bir yaşamı miras almış ve ömür boyu sahip çıkmış o çocuğu anlamaya çalıştık.
Güvercinlerine yaptığı kümesteki merhametini, dayısının çiftliğinde dallardan, tahtalardan kurduğu oyunlardaki hayal gücünü, toprağı kazıyarak elleriyle yaptığı oyuncak evdeki sıcaklığını yaşatmak istedik.
Sayenizde yeniden çocuk olduk.
Sabah erkenden çekmecelerimizdeki bembeyaz, fiyonklu elbiselerimizi çıkardık. Kaç yaşımızda olursak olalım elimize kağıttan bayraklarımızı alıp o salıncağa bindik.
Sadece bayramlarda değil aslında her günümüzü bayram etmiş ve umudunu hiç 
yitirmemiş bir yüreğin büyüklüğünü bir kez daha düşündük.
Önümüzde tek hedefi uygarlığa ulaşmak olan o çocuğun çalışkanlığı, azmi, arkamızda ona olan inancımız sallandık durduk. Her çocuğun yaşamak istediği, özgür, demokratik, ilkeli, değerlerine sahip çıkan bir ülkeyi var eden o hayallere ortaklık ettik.
Egemenliğin kayıtsız, şartsız millete ait olduğuna inanan, geleceği çocuklara teslim eden, bizlere egemenliğimizin savunucuları olmamızı öğütleyen size bir söz verdik.
Bizler, cumhuriyetin sağladıklarıyla bugünlere gelmiş milyonlarca çocuklarınızdan, torunlarınızdan biri olarak ışığınızdan güç alarak, sizin açmış olduğunuz yoldan yürüyorken düşüncelerinizi çoğaltacağız.
Ve sonsuza dek yaşatacağız.
