İzlemişsinizdir belki haberlerde, Adana´da, halk otobüsünün içinde kalp krizi geçiren vatandaşın hayatını kurtarmak için hastaneye yetiştirmeye çabalayan şoförü. Bir taraftan yolculara hastanın dilini kontrol etmeleri talimatını veriyor, bir taraftan ambulansı aramalarını söylüyor, diğer taraftan da polis ekipleriyle konuşuyor yolu açmaları için. Ve en sonunda da, ?olması gerekeni yaptım, insanlık görevimdi? demeyi biliyor.
?Adana? deyince biraz durmak gerektiğini öğrendim yıllardır. Şaşırmaya hazır olmayı en azından. Hani ne derler? ?Bir Adanalıyla tanışmayınca, Adana´yı tanıyorum demeyeceksin? cümlesinin içindeki gerçekleri görmeyi. Bir erkeğin yufka yüreğiyle bir kadının cesaretinin buluştuğunda nasıl bir fark yarattığını bilmeyi. Yıllardır, ?Adana erkektir? diyenlerin söylemlerinin ardında ?merttir? anlamının yanı sıra ?Adana aslında sevdalı şiirler yazdıran bir kadın gibidir? açılımının yattığını.
Aylar önce Özay Türker gönlündeki bu projeyi anlattığında tam da bunları düşündüm bir kez daha. Bir fark yaratmaktan, My Magazine ekibi olarak Adana´nın her alanda ilerlemesi için yapılan tüm çalışmalara kendi alanlarında ilkleri yaparak paydaşı olmaya çalışmaktan ve bu doğrultuda yapılan tüm etkinlerde elini taşın altına koymaya çekinmemekten, Adana için taş üstüne taş koyan her kişi ve kurumu olağanca desteklemekten bahsediyordu. Bunun için de bizi biz yapan Adana için atfedilmiş bir ?Fark Yaratan Kadınlar? projesi geliştirdiğini paylaşıyordu heyecanla.
Elbette kentimize emeği geçen sayısını bilemeyeceğimiz kadar çok, tanıdığımız ya da tanımadığımız hem erkek hem de kadın vardı. Gönlü hepsini yazmak istiyordu, - ki devamının geleceğine inanıyorum, ama bunun ilk ve gücü yetecek kadar el veriyor olduğunun farkında, bir uçtan çalışmalara başlamıştı bile. Kendi alanlarında lider roller üstlenerek ürettikleri projelerle toplumsal farkındalık yaratan, markaları için örnek olacak performanslar sergileyen, girişimci ruhlarıyla ilham veren, yaratıcı zihinleriyle fark yaratan, lider olmak için unvan beklemeye ihtiyaç duymayan ve her şekilde hem Adana hem de ülke ekonomisine ve çeşitliliğine ?fark yaratan? elleriyle dokunan kadınları anlatmayı hedeflemişti.
İşte o günden bu tarafa, 6 ayı geçkin bir süredir neler yapılabileceği konuşuldu, uzun uzun çalışıldı. Başarılarıyla Adana´nın sosyal, kültürel ve iş dünyasının gelişimine katkıda bulunan ve yaptıklarıyla fark yaratan 100 seçkin kadının isimleri belirlendi. Her biriyle tek tek söyleşildi. Söyleşiler, her birinin yaşam öykülerinin ve hayallerinin de anlatıldığı yazılar haline getirildi. Ve büyük bir emekle, çabayla hazırlanan, satışa sunulmayan, sadece anı niteliğinde olması düşünülen bu kitabın hazırlanmasında sona gelindi.
Büyük bir heyecan ve mutlulukla 24-Şubat´ta o 100 kadının da katılacağı bir lansmanla kitabın okurla buluşmasını bekliyoruz hepimiz.
Düşünüyorum da, yazımın başında anlattığım şoför gibi tıpkı, insanın insana ?yangal? olduğu bir şehirde yaşanıyorsa eğer, illa Adanalı olmasına da gerek yok, Çukurova´ya ayağı bulaşmışsa birinin gönlü de bulaşıyor sanırım. Doğduğunuz yer olmasının ötesinde bir şey var bu topraklarda. Kadın ya da erkek olmanızın da çok da bir önemi yok aslında. Yeter ki sevmeyi bilecek kadar koca bir yüreğiniz olsun. En özensiz halindeki samimiyeti, en kaba saba olduğundaki zarafeti, düz bir ovaya yayılmış olsa bile bir dağdaki yüceliği yalnızca burada görebilirsiniz. Ama yine de fark yaratan ya da kendileri bir fark olan biz Adanalı kadınlar tıpkı yavrusunu şahin gören analar gibiyiz. Her şeyiyle sevmeyi, sevdalanmayı, sahiplenmeyi biliriz.
Özay Türker ve My Magazine ekibi de o kocaman gönlüne sığdırdığı Adana´yla fark yarattı bana göre. Emeğine sağlık her birinin.
