Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


?SICAĞINA GURBAN KELE BACIM?


Artık aslı var mı bilmem ama uzunca bir Ege tatilinin ardından çok sevdiğim memleketime geldiğim günün hemen ertesinde okudum; sıcaktan bunalan iki Adanalı güneşe silah çekmişJ

Biz Adanalılar daha Mayıs´ta başımıza gelecekleri o kadar iyi biliriz ki güneşte 50 dereceyi gören Temmuz´da bu iki Adanalının isyanını çok görmem eğer doğruysa bile bu haber. Bilmeyenlere; nerdeyse kuşlar bile uçmaz yazları Adana´da, konar bir dalın gölgesine sadece diyerek anlatmaya başlayayım dilime geldiğince.

 ?Gelme daha, çok sıcak? diyorlardı bana ama olsun, durur muyum? O kadar özlemişim ki! Hoş, daha tatil planları gündeme geldiğinde özlemeye başlarım. Evimden, düzenimden ayrılacağım diye ?bir bahane olsa da gitmesem keşke? duygusuyla baş etmeye çalışırım her defasında. Gerçi  gittiğim yerlerde düzenimi sağlayıp da, alışınca, güzellikleri keşfedip mutlu olunca, oralara da fena alışırım ama işte eve döneceğim günü  iple çekerim yine de.

Bu defa da aynısı oldu. Dönene kadar içim pır pır etti ?allahım sağ salim evime, ocağıma kavuşayım? diye. Daha uçağa binmezden önce kazasız, belasız olsun her şey diye kaç ihlasla fatiha okudum hatırlamıyorum bile. Sıcağı falan düşündüğüm yok.

Alana iner inmez yüzüme vuran, tenimi bir kalorifer kazanına atlamışım gibi yakan o sıcakla burun buruna geldiğim anda, ardım sıra duyduğum sesle: ?Ooy kele bacım sıcağına bile gurban olurum, gadasını aldığım Adana´m, tehh maaşallah!? diyerek hem alnındaki teri hem de gözündeki yaşı elinin tersiyle silen, uzun yıllar yaşadığı Almanya´dan memleketine gelen bir hemşehrimi görüverince, bir kez daha anladım ki, anlatılmaz, yaşanır Adana.

Mutfak lavabosu üzerinde kalmış bulaşık eldiveninin bile eriyip, yapıştığı bir şehirdir yazları Adana. Tiril tiril yıkayıp astığınız çamaşırların rutubetten kuruyup kurumadığına emin olamazsınız. Her an alnınızdan aşağı akan ter gözünüze kaçıp, yakabilir. Vaktiyle Erzurum´dan Adana´ya tayin olan ve terlemeyi ilk kez burada keşfeden komşumuz albaya olduğu gibi, sırtınızdan aşağı akarken sizi şaşırtabilir. Ardınıza dönüp baktığınızda anında kuruduğunu gördüğünüz balkonunuzu yıkarken o bir kova suyu aslında dökmek istediğiniz yer başınızdan aşağısıdır. Onun serinliğine mahkum en azından üç aydan dolayı klimanızı okşayasınız gelir, pirinci, bulguru, şekeri, tuzu dahi bozulmasın diye koyduğunuz buzdolabınıza ise yapışasınız. Allah muhafaza elektrik kesilmesin diye oturur, kalkar dua edersiniz. İşiniz yoksa, bırakın size yakışanı, nemden üzerinize yapışacağını bile bile asla giyinip dışarı çıkmak istemezsiniz. En çok sorulan soru: ?hıh, esti mi ne??, buna verilen kuvvetle muhtemel cevap ise, ?damla esmiyor?dur. Kazaara dışarı çıkarsanız kimseye çatmadan dönüp gelmeyi hesap edersiniz. Kızgındır, öfkelidir, tahammülsüzdür çünkü Adanalı yazları. Eh! bunu da çok görmeyin bize, cehennem hakkımızdan bile indirim istemişliğimiz vardırJ

Ama işte bütün bunlara rağmen yine de çok seversiniz. Çünkü dünyanın merkezinde olduğunuzu hissedersiniz. Daha sokaklarını görür görmez sizin gibi koktuğunu farkedersiniz. Mahalleye girerken bakkalınız karşılar ?hoşgelmişsin abla? diyerek güleryüzle. Her gün selamlaştığınız konu-komşu hal hatır sorar, bir yorgunluk kahvesi ikram ederken altınıza da bir sandalye çekiverir. Yan bloktan bir çocuğun el sallayışına öpücük gönderirken bulursunuz kendinizi. Giderken vedalaştığınız ne varsa; eşyalarınız, çiçekleriniz, duvarlarınız bile gülümser dönüşünüze. Çocukluğunuzu açmış bulursunuz yeniden mis kokulu yaseminlerde. Daha eve girer girmez avucunuzu çeşmenin altına tutar şöyle kana kana bir su içersiniz. Hele o hayalini kurup da başka yerde bulamayacağınız minicik patlıcanlarla ekşili, biber salçalı, yağlı, bol naneli ?balcan dolmasını? yapmaya mutfağa geçtiğinizde çok şanslı olduğunuzu düşünürsünüz. Karakılçık buğdaydan yapılmış, bol tereyağlı bulgur pilavının yanına kıştan kalan acur turşusunu yakıştırır, buz gibi Adana karpuzunu ortasından çatırdatarak da kestiniz mi üzerine ertesi günü, yaradana sığınır, şükredersiniz. En arada derede bir tablacıdan bile yeseniz, başka hiçbir yerde o lezzeti bulamayacağınız kebaba kavuştuğunuzda ise zevkten gözleriniz kısılabilir, taa derinden bir duyguyla ?ohh! çok şükür evimdeyim, toprağımdayım? der durursunuz. Akşamına, sair zamanda sinirlendiğiniz sokaktaki kına gecesine bile keyiflenirsiniz.

Birazcık ayrı kalın, özlersiniz işte her şeyi? Omuzlarını titrete titrete çiftetelli oynayan kara yağız insanını, sıcağını, bereketini,  yeşiliyle mavisini birlikte görebileceğiniz o ?Seyhan Mavisini.?

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92