Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


UMUT SİZDE


/resimler/2017-5/15/0930112294051.jpgYerleştikten hemen sonra, soğuk bir kış günü, karlara bata çıka,ilk işim Kongre Binası´nı ziyaret etmek olmuştu Sivas´ta. Aradan aylar geçip demevsimin bahara döndüğü Mayıs ayındaevin balkonundan izlemiştim Samsun´dan yola çıkıp, Ankara´ya kadar eller üzerinde taşınan bayrağı. Aynı senenin yazında ilk kez geçtiğimiz İzmir´de Kordon Boyu´nda dolaşırken anmıştım Hasan Tahsin´i.Ve çok daha anlamlı gelmişti her şey. Bağımsızlık meşalesinin hangi koşullarda tutuşturulduğu, 16-Mayıs´ta kurtuluşa doğru atılan adımların Samsun´a çıkışı, öncesi, sonrası, mıh gibi çakılmıştı beynime bir kez daha. Bir ulusun dirilişi olan 19-Mayıs gününü, bir liderin doğduğu gün olarak tanımlamasını anlamıştım. Aşağıda size de anlatacaklarımı okuduğumda olduğu gibi, aradan geçen yıllar boyunca edindiğim her bilgiyle hayranlığım artmıştı.

 ?Cumba tavanlarına ve pencere kenarlarına varıncaya kadar kanepeleri bile halılar, seccadeler ve kilimler altında koyulaşmış bu çok gölgeli geniş odada Mustafa Kemal Paşa´nın siması Rambrand vari bir tabloyu andırıyordu. Genç bir simada bu kadar engin bir mana gördüğümü hatırlamıyorum: Işıklarla gölgelerin dalgaları arasında kararlılık, tevekkül, tevazu, vakar, yumuşak huyluluk, sertlik, temizlik, zeka?Bütün bu zıt şeylerin toplandığı sarışın ve gayet sevimli bir yüz??

Böyle tanımlamış gazeteci Ruşen Eşref (Ünaydın) 24-Mart-1918 Pazar günü Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşa´nın, Beşiktaş Akaretler´deki 76 numaralı evine girdiğinde gördüğü ilk manzarayı. Sivil, lacivert bir elbise giymiş, elinde doksandokuzlu bir Necef tespih bulunan Atatürk´ün kendisine önce bir sigara ikram etmesiyle, sonra küçük masanın üzerindeki çıngırağı çevirip, kapının önünde beliren neferine ?Çocuğum bize iki kahve, sobanın da ateşine bakın? demesiyle heyecanlanmış.

 ?Ve kimi yerde, kimi yazıhanenin üzerinde, kimi köşede buz camlı koyu renk dolapta, kimi İngilizlerden ele geçirilme koca bir makineli tüfek önündeki koyu renkli çini sobanın üzerinde bulunan defterlerden, yazılardan süzülen Çanakkale menkıbesinin özetini, bu sabırlı ve temkinli kumandandan 3 gün süren ve her mülakat 12 saatten aşağı sürmemek şartıyla, 3 gün dinledim? diyerek bahsettiği, Atatürk´ün Çanakkale Savaşları´nın önemli ayrıntılarını anlattığı röportaja başlamışlar.  

Yeni Mecmua´da yayınlanan bu röportajdan tam iki ay sonra, 24-Mayıs-1918´de, Atatürk, Ruşen Eşref Bey´e imzalı,  üzerine kendi el yazısıyla kaleme aldığı, duygu ve düşüncelerini yazdığı bir fotoğrafını hediye etmiş. Ancak bu, hiç de sıradan bir fotoğraf değilmiş. Çünkü her yerin kapkaranlık olduğu, 1911-1918 yılları arasında tam 7 yıl savaşan, Balkan bozgununu, Sarıkamış felaketini, Kanal hezimetini yaşamış, Yemen´den Galiçya´ya yüz binlerce kilometre kareyi çocuklarının kanlarıyla sulamış, varını yoğunu kaybetmiş, yoksul, hastalıklı, çaresiz bir milletin endişeyle 1. Dünya Savaşı´nın sonuçlarını beklediği bir zamanda olunsa dahi üzerinde aydınlığı işaret eden ifadeler varmış.

Üstelik o sırada Atatürk´ün Samsun´a çıkmasına daha 1 yıl, TBMM´yi toplamasına 2 yıl, Büyük Taarruz´u kazanmasına 4 yıl varmış. Ve o fotoğrafı imzaladıktan sadece 1 gün sonra, 25-Mayıs´ta, böbrek rahatsızlığını tedavi ettirmek üzere Viyana Karlsbad´a gidecek kadar hastaymış. Ama buna rağmen, 2-Ağustos´ta İstanbul´a dönmüş. 7-Ağustos´ta 7. Ordu Komutanı olarak Suriye-Filistin´e ikinci kez atanmış. 28-Ağustos´ta Nablus´a gidip, komutayı almış. 19-Eylül´de İngiliz Ordusu Suriye-Filistin cephesine saldırmış. 26-Ekim´de, İngiliz-Arap kuvvetlerini Halep´in kuzeyinde durdurmuş. 30-Ekim´de Osmanlı´nın, Mondros´u imzalamasıyla, 31-Ekim´de Yıldırım Orduları Komutanlığı´na getirilmiş. 1-Kasım´da Adana´ya gelerek Yıldırım Orduları Komutanlığı´nı devralmış. 1-Kasım ? 10-Kasım arasında Adana´da Kurtuluş Savaşı´nın ilk hazırlıklarını yapmış.

Yani koşulları ne olursa olsun, vazgeçmeyen,  yılmadan çabalayan bu iradede daima umudun örneği olmuş. Kaynağını ise millette ve gençlikte bulmuş. İşte bu yüzden ve onca karanlığa rağmen aydınlığı işaret eden o fotoğrafın kenarına not düşülen ifadede en zor koşullarda bile umutsuz olmayan Atatürk´ün ?Her şeye rağmen bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki payansız muhabbetim değil, bugünün karanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ziya serpmeye ve aramaya çalışan gençlik görmemdir? cümleleri yer almış.

 

Sinan Meydan´ın yazdıklarından alıntı yaparak seslenmek istedim sizlere. Gençler, bu fotoğrafa iyi bakın. Ve daima, 1919´da Samsun´a çıkarken ?Ordu yok!? dediklerinde ?Kurulur?, ?Para yok!? dediklerinde ?Bulunur?, ?Düşman çok!? dediklerinde ?Yenilir? diyen Atatürk´ü hatırlayın. O vapura binmiş tüm bir ulusu ve kurtuluş için mücadele eden herkesi iyi anlayın. Çünkü umut sizde. Kutlu olsun bayramınız.

YAZARLAR

  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • BIST 100

    9629,68%0,85
  • DOLAR

    32,53% 0,26
  • EURO

    34,66% 0,36
  • GRAM ALTIN

    2499,23% 0,53
  • Ç. ALTIN

    4196,44% 1,04