Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


EKİM GELMİŞSE


Ne ölüm duruyor ne yaşam. Ama yine de akıyor zaman. Acılarla dolu topraklarda bize düşense biraz kül biraz duman. Ama yine de susmamalı, anlatılmalı hayattan kalan.

Ekim gelmişse bizim buralara;

Şehir, her mevsimle bir yaş daha almıştır.

Yorgun kaldırımlara açılsa da çukurlar, sessiz duvarlara yapışsa da gölgeler, bir tenha masada otursa da yorgunlar yine nadide zamanlar yaşanacaktır.

Gidenlerin hepsi dönmüş. Evlerin perdeleri bir bir aralanmış. Issızlık bir başka Temmuz´a kalmış. Caddeler renklenmiş, şehir neşelenmiştir.

Genç kızların yanaklarında bir yaz aşkının kırmızısı kalmış. Delikanlılar zamansız ayrılıklarla telaşlanmış. Köşede bir çocuk dağılan saçlarını kendi haline bırakmıştır.

Mevsim hala yazdan uzaklaşamamış. Nihayet ciğerlere klimasız, limonata gibi bir hava dolmaya başlamış. Rutubetin yerini sabah serinliği almış, çaylar daha keyifli demlere bırakılmış. Sıcağa mahkum insanlar, güneşin özgürlüğüne kavuşmuştur.

Bir ara düşen ilk damlalarla ağaçlar tozunu, toprağını dökmüş. Bir tarafı ilk, diğer tarafı son bahara kök salmış. Gölgesindeki göçmen kuşların vedası yaklaşmış. Düşen ilk yaprak toprağa sevdalanmıştır.

Sandıklar, çekmeceler havalanmış. Ortalığa biraz geçmiş kokular yayılmış. Bir sararmış dantel, siyah-beyaz fotoğrafa dolanmış. Bahar mimozalarından kalma o hatıra, yine genizlere kaçmıştır.

Ağustos´ta uçuşan çiçekli elbiseler kalkmış. Çok özlenen trikolar bir umutla omuzlara atılmış. Yanık tenler çoktan esen naif rüzgarların okşayışına kanmıştır.

Balkonlarda yeniden akşam sefası başlamış. Melisa çiçeği gibi alt katta mırıldanılan o şarkı, çatal seslerine karışmış. Elbet bir gün buluşulacak, bu böyle yarım kalmamıştır.

Ne zaman ki Ekim geldiğinde;

Ben, her mevsimle bir yaş daha almışımdır.

Gözlerime otursa da loşluklar, saçlarıma dolsa da aklar, alnımdaki çizgilere yenilerini katsam da, Anka Kuşu´nun kanadını dizlerime derman yapsam da yine nadide zamanlar yaşayacağımdır.

Her gelen gönül kapımı çalmış. O kapıda kimse eşikte kalmamış. Kimi yerini kendi bulmuş, kimiyse taht kurmuş. Sonsuzluk bir başka mevsime kalmış, aklım öğrenmiş, ruhum zenginleşmiştir.

Yüzüme her çağa ait bir mahcubiyet yerleşmiş, kalbim belki ulaşamayacağım zamanlar için atmış, derinde bir aşk kendini hep yaşatmıştır.

Mevsimlerin hiç biri beni bırakmamış. Gidenlerin yerini kalanlar almış, sevgiye meyilli sol yanım hep onları çoğaltmış. Soluğumdan içeri giren her nefes damarlarımda akan coşkuya kavuşmuştur.

Bazen kirpiğimden düşen damlalarla duygularım tozunu, toprağını dökmüş. Dalıma, budağıma yuvalananlar hep gölgemde ferahlamış. Her vedada çökmüş omuzlarım, sımsıkı yakaladığı hayata sevdalanmıştır.

Kendime sakladıklarım sessiz çığlık olup göğe havalanmış. Suya ve kuma yazdıklarımdan geriye bir acıklı hikaye kalsa da her dalgada bir kum tanesi gibi yıkanmış, arınmış, tazelenmiş. Her şeye değecek yenilgileri, hiçbir şeye değmeyecek yengilerle denklemişimdir.

Özlediklerimin adı umut olmuş, yine ömrüme dolamışımdır. Saçlarıma karışan hayallerim olmuş, yine yastığıma dayamışımdır. Dilime yapışan hep o türkü olmuş, yine vazgeçememişimdir.

İşte ben hep bu yüzden,  - bir dahaki Ekim´in şahidi olsun yaşadıklarım diye, en çok Ekim´i sevmişimdir.

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92