Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


BAYRAM MİSAFİRİ


Yorgunluğun ve sıcağın etkisiyle eve dönerken karşılaştık onunla. Karşıdaki hastaneden çıkmış belli, duvar dibine çökmüş, eli kolu ilaç dolu bir hasta yakını. Kıpkırmızı olmuş gözlerini yağlığının kenarıyla silip duruyordu. Birden bankaya başladığım yıllar öncesine götürdü beni:

Hayatın en büyük zenginliğinin sağlıkla alınan nefesler olduğunu öğrendiğim zamanlardı. Biraz da bezgin bir halde işe doğru giderken karşıma çıkmıştı o da. Gurbetten gelmiş gibiydi. Elindeki sarı zarfın içinden ucu görünen raporu belli belirsiz sallıyorken hıçkırıklarına gücü yetiyordu ama gözyaşlarını saklayamıyordu. Sessiz kaldırımda isyanını bir başına yaşayarak yürüyen bir adam ve kısacık bir sürede onu eriten hastalığa rağmen, gücünün son hamlesiyle, ilk yağmuru bir kez daha soluğuna çekmek isteyen annesinin pencereye gidişini gören ben, böyle rastlaşmıştık o Ekim sabahı. Gençliğin verdiği cahillikle ne sormaya cesaret edebilmiştim, ne de dokunmaya. Sadece gözlerimizin birbirine değdiği o an´ın acılı paydaşları olmuş ve geçip, gitmiştik.

Bu defa dokundum bu omuza. Hani insan bazen hiç tanımadığı birisine anlatıverir ya içinden geçenleri, yaraya merhem olur, anlattı, dinledim ben de. O anda, aynı hastaneden, yüzüne örttüğü al örtüsüyle yeni doğmuş bebeğini sımsıkı kavrayarak çıkan genç annenin yüzündeki sevinç ifadesi takıldı gözüme. Bir yanımız yaprak döker, bir yanımız bahar bahçe misali. ?Hayat, ah hayat! Ne, ne zaman geleceğini ne de geldiğinde nasıl karşılayacağımızı bildiğimiz ama hep beklediğimiz bir bayram misafiri gibisin? diye geçirdim içimden.

Ve düşündüm ki, kara deliklerin insanı yuttuğu bir evrende, evlere, ocaklara ateş düştüğü, bazen alınan nefeslerin bile boğaza takıldığı günlerde belki sağlığın, sevginin, saygının, merhametin, hoşgörünün, paylaşmanın, dayanışmanın daha da anlamlı haliyle yaşanması gerektiğini hissettiren bir bayram ruhu gibi sanki hayat da. Öyle ya, çünkü bunca zorluğun arasında,

Bazen, en karanlık geceye bile kapattığımız gözümüzü, güneşin yine aynı yerde olacağını bilerek açmaktır bayram mesela. Ocağa koyduğumuz çaydanlığın hışırtısının yayıldığı mutfakta gülen gözlü bir çocukla kucaklaşmaktır. Verdiğimiz can suyuyla, kurumuş zannettiğimiz bir çiçeğin canlandığını görmektir. Yıllardır her mevsimde doğanın ayrı rengine bürünen ağaçların arasında yürüyebilmektir. Adımlarımızın sesinin yankılandığı, her kaldırımını karış karış bildiğimiz sokaklarda aynı yüzlerle karşılaşmaktır. Arada bir göremediğimizde, merak edip, sormaktır. Üzerine ekleyeceklerimiz bir yana, dostlarla hala daha kırk yıllık bir maziyi konuşmaktır. Bebek arabasıyla dolmuşa binen bir anneye yardım etmek için aynı anda uzandığımız bir yabancıyla el ele vermektir. Bilmediği bir adresin yolunu soran teyzeyi, elimizle götürmektir. Her akşam üzeri, yılların yorduğu bedenlerine rağmen, apartman önünde on adım olsa dahi, rutin yürüyüşlerini yapacak kadar yaşam azimli iki yaşlı komşuyu görmektir. Hayranlıkla ve takdirle selam verip, gülen o iki çift gözden hep hayır duası almaktır. Daha anahtarı kapıya sokarken evdeki huzurun kokusunu duymaktır.

Bazen de, aynı sabaha birlikte uyanacağımız, uzaktan gelecek sevdiklerimizin yolunu gözlemek bayramdır. Masa başındaki sandalyelerin yine tamamının dolacağına sevinmektir. Bereketli olması için dua ettiğimiz sofralarımıza Allah ne verdiyse koyacağımız bir kap yemektir. Afiyetle, sıhhatle tadına varacağımız her lokmaya şükretmektir. Ziyaretimizi bekleyen kocaman bir ailemizin olduğunu bilmektir. Artık bizim de yaşımızın kemale erdiğini hatırlatan gençlerimiz tarafından ziyaret edilmektir. Bir kırık gönlü, bir yıkık kalbi onarmaktır. İlla ki çocukları sevindirmektir. Geçmişlerimizi saygıyla, rahmetle anmaktır. Mutlaka bir bakım yurduna gidip, sahipsiz yüreklerden öpmektir.

En çok da, sağlıklı olmaktır bayram. Vicdanımızı rahat ve temiz tuttuğumuza inanarak yastığa başımızı koymaktır. Her şeye karşın sevmekten vazgeçmeyeceğimiz bir hayatın yıldızları altında uyumaktır. İnandığımız ne varsa onu atlas yapıp, yorgan diye üzerimize örtmektir. Korkulu düşlerden uzakta, yalnızca sığındığımıza el açmaktır. Gerçekleşeceğinden emin olamasak da hep mutlu hayaller kurmaktır.

Kutlu olsun bayramınız, daim olsun bayram ruhunu yaşatan varlıklarınız.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00