Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


RAMAZANOĞLU KONAĞI


/resimler/2016-4/4/1054570584296.jpg

Tarihin insana huzur veren sükunetini yanınıza almak isterseniz, Seyhan Nehri´nin masmavi dinginliğini, Taşköprü´nün asırlardır süregelen gücünü sırtınıza alıp Ziya Paşa Parkı´na doğru yol alırsınız Adana´da. Ve vaktiyle Ramazanoğlu Beyleri´nin dolaştığı Ulucami Külliyesi ile karşılaşırsınız. Modern zamanların telaşından uzaklaşıp şehrin ortasında o yılların havasını koklar, çöldeki serap etkisini yaşarsınız.

 İnsana alışkın güvercinlerin uçuştuğu, içinde cami, medrese, türbe, çeşme ve ?Vakıf Sarayı? olarak anılan Ramazanoğlu Konağı´nın da bulunduğu bu külliyeyi ziyaret etmiş ve Ulucami´den okunan öğle ezanıyla baş başa bırakmıştım sizleri. Tarihe tanıklık etmiş binanın kapısından ?merhaba? diyelim yeniden.

Beylik Sarayı Adana´nın fethinden sonra 1360-1400 yılları arasında inşa edilmiş. Dolayısıyla Türkiye´nin hatta dünyanın ayakta kalmış, bilinen en eski sivil mimari örneği olarak gösteriliyor. Bahçe içinde, pek çok odası ve müştemilatı olan saray haremlik ve selamlık olarak yapılmış. Ne yazık ki yapılan kazılarla ortaya çıkarılan harem bölümünün sadece temelleri kalmış elimizde. Yönetim işlerinin yürütüldüğü, meclis veya divan denilen kabul salonu-taht odası ve arşiviyle selamlık olarak anılan bu yapı ise bugün hala ayakta ve geçmişin güzelliğini geleceğe taşıyor.

 Kapıda beliren rehberin eşlik etmesiyle birlikte içeriye giriverdiğimde zannettim ki zaman durdu.

Sanki hala daha;

 Irak seferinden dönerken Adana´ya uğrayan ve konakta ağırlanan Kanuni Sultan Süleyman´a ait anılar yaşıyor. Bugün, o günkü teknikle ikinci kata suyun nasıl getirildiği belirlenememişken, kaldığı odanın hemen yanında, onun için yapılmış hamamda izlerini taşıyor. Bağdat Seferi sırasında yolu Adana´dan geçen Sultan 4. Murat durmuş öylece bakıyor. Üç katlı binada, meclis toplantılarının da izlenebildiği kafesli  o odadan başlar uzanmış, alınan kararları geriden izliyor. Daha sonraki yıllarda Adana valiliği de yapan şair Ziya Paşa kabul salonunda misafirlerini karşılıyor. Sevgili Mevhibe Ramazanoğlu´ndan aldığım bilgiye göre, ilerleyen yıllarda konakta yaşamış olan, pek çoğumuzun öğretmeni, benim de ihsaride Türkçe´nin güzelliğini kendisinden öğrendiğim İsmet Ramazanoğlu, çocukluğunun neşesiyle merdivenleri adımlıyor. O zamanki bayram sabahlarından esen rüzgara en üst kattaki camlı odadan seyredilen çiçeklerin sesi karışıyor.

Özellikle Fransızların Adana´yı işgal ettiği yıllar başta olmak üzere çeşitli dönemlerde tahrip olmuş ve öneminden dolayı sürekli onarılmış konak, günümüzde Vakıflar Bölge Müdürlüğünce temsil ediliyor. 2009 yılından bu tarafa Ramazanoğlu Külliyesi Koruma ve Yaşatma Derneği tarafından vakıflardan kiralanarak, halka açık ve ücretsiz kültür merkezi olarak hizmet veriyor.

Kendisiyle tanışma fırsatı yaratamadığım ama kısa bir telefon görüşmesi yapabildiğim, Ç.Ü. İlahiyat Fakültesi Türk İslam Sanatları Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gözde Ramazanoğlu´nun da katkılarıyla Adana tarihe verilmesi gereken önemin anlaşıldığı bir yolda adım atmış bulunuyor artık. Resmi tatiller dışında her gün açık olan konakta her cumartesi, bir gün mutlaka katılmak istediğim, Adana´yı ilgilendiren konularda konferanslar, sergiler düzenleniyor, Klasik Türk Sanat ve Batı müziği konserleri oluyor.

Tarihin güzelliğinin yaşatılmasının yaşam kalitelerimizi arttırdığına inanan birisi olarak, geleceğe yapılan en doğru yatırımın insana ve onun kültürüne olması gerektiğini düşünürüm. Adana da bu anlamda en zengin alt yapıya sahip bir şehir. Kültürel faaliyetlere olan özlemle, tarihin, sosyal hayata kattıklarını çoğaltmak yakışır hepimize, tıpkı asırlara direnen Ramazanoğlu Konağı´nın yaşattıkları gibi.

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92