Mucizeler, bazen çok uzağımızda değil, onu ne kadar yaşamak istediğimize, yaşamak için sahip olduğumuz ruha ve umuda, bu uğurda göstereceğimiz azim, çalışkanlık ve kararlılığa bağlı olacak kadar yakınımızdadır.
Tıpkı, bu umutta, azimde, kararlılıkta ve çalışkanlıkta olan ulu önderin, ateşten gömleği giyerek, Türk Milleti´nde her daim hazır bulunan Kuva-i Milliye ruhunu canlandırarak, bağımsızlık mücadelesini başlattığı, Cumhuriyet´i ilan ettiği ve ardından yepyeni bir ülke inşa ettiği süreçte yaşandığı gibi.
Bu anlamda, böylesi karamsar günlerde, hepimize örnek olacak, mucizenin ortağı, tanığı, onu yaşayan ve yaşatanlardan biri olan, o yıllarda, işgal altındaki bir vatanda, umutsuzluğa kapılmaksızın, mili mücadelenin gerektirdiği duygu ve düşünceyle yaşam bulmuş bir gazeteyi anlatmak istedim size.
Adana´da Fransız işgalinin başladığı günlerde, vatanın tek karış toprağının bile düşmana verilmeyeceğine inanan Ahmet Remzi Yüreğir, Pozantı´da İstihbarat Müdürü iken, Kuva-i Milliye bilinciyle, bir taraftan Çukurova Cephesi´nin düşmana karşı haber alma örgütünü harekete geçirmiş, bir taraftan da Adana Müdafa-i Hukuk Cemiyeti´ni kurma çalışmalarına başlamış. Bütün sıkıntıların oldukça yoğun yaşandığı bu günlerde, yanına yedek subay arkadaşı Avni Doğan´ı da alarak, önce ?Adana? ismiyle anılan gazeteyi, 25-Aralık-1918´de yayın hayatına kazandırmış ve bağımsızlık için direnişin en önemli merkezi haline getirmiş. Fakat, kuruluşundan sadece yedi gün sonra gazete kapatılmış. Hakkında ölüm kararı verilmesi üzerine, şehir dışına çıkan Ahmet Remzi Yüreğir, Pozantı´da, bir tren vagonu içinde gazeteyi çıkarmaya ve cephelere ulaştırmaya devam etmiş.
Daha sonra Anadolu´nun çeşitli yerlerinde vatanın özgürlüğe kavuşması çabalarını sürdürmüş ve bunun umudunu işleyen yazılarını başka gazeteler aracılığıyla da olsa yayınlatmış. Ama aklında hep Yeni Adana varmış. Yeniden Çukurova´ya döndüğünde bu defa Müdafa-i Hukuk Cemiyeti´nin kurucusu imiş. Ve Mustafa Kemal Paşa ile haberleşerek, Karaisalı´da, ardından Pozantı´da Kuva-i Milliye hareketinin alt yapısını oluşturacak girişimlere başladığında Yeni Adana da bu oluşumda yeniden can bulmuş.
Ülkemizde yayınını sürdüren en eski gazete olan, kurtuluşun, yeniden doğuşun, kuruluşun habercisi sayılan, Cavit Orhan Tütengil´in ifadesiyle, ?Atatürk Türkiye´sinin İleri Karakolu? unvanını haklı bir gururla elinde tutan, milli bilinci taşıyan, Türk basın dünyasına bir çok önemli gazeteci, yazar, sanatçı yetiştiren Yeni Adana Gazetesi, 1965 yılında, ?Bu ödül bir kez daha bir gazetenin büyüklüğünün, sayfalarının sayısına ve tirajına bağlı olmadığını göstermiştir. Bir gazetenin büyük olması için bir sürü baskı makinesi koleksiyonuna değil fakat bir ruha sahip olması gerekir? denerek, Dünya Basın Başarı Ödülü´ne layık görülen ilk ve tek Türk gazetesi olmuş. 1996 yılında da Türkiye Basın Özgürlüğü Ödülü´nü alarak önemini ortaya koymaya devam etmiş.
Pek çok değerli isim tarafından haklı bir takdir ve övgüyle anılan Yeni Adana için, Melih Aşık geçen yıl, ?Ülkemizde bir yerel gazetenin bir asırdır ayakta kalabilmesi neredeyse mucizedir. 25-Aralık-1918´de, Adana´nın işgalinden sadece beş gün sonra çıkan, işgale karşı mücadeleyi başlatan, Atatürk´ün ilke ve devrimlerini o tarihten bugüne ödünsüz savunan Yeni Adana Gazetesi böyle bir mucizenin simgesidir. Milli mücadelenin başlangıcından bu yana yaşayan tek Kuva-i Milliye gazetesi olan Yeni Adana´yı bugünlere kadar eğmeden, bükmeden, yılmadan getirenler ile gazeteyi sahiplenen okuyucularını gönülden kutluyoruz? demiş.
Yüz yıldır ülkemizin her haline şahitlik etmiş, en karanlık zamanlarda vatanın bölünmez bütünlüğüne inanmış ve savunmuş, onurlu, vakur duruşunu hiç değiştirmemiş, ilkelerinden taviz vermemiş, bir ulusun var olma mücadelesinde yerini almış Yeni Adana, 25-Aralık´ta 99. yılını kutlayacak. Bir asra bir yıl kalacak. Her zaman olduğu gibi, her karış toprağımızın kıymetini, aynı ülküye gönül verip bir olduğumuzda, neleri başarabildiğimizi ve bunun bir mucize değil, ortak ruhla, inançla sağlandığını anlatmaya, kendi başardığından yola çıkarak örnek olmaya devam edecek.
Ben onun her şeye karşın ayakta kalışındaki ilkeli, inançlı tavrını, Atatürk´ün ışığından ilerleyen çizgisini ve bu siyah-beyaz halini çok seviyorum. Kutlu olsun her yaşın Yeni Adana. Atatürk Türkiye´sinde ileri karakol olacağın nice yıllara.
