Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


143 NUMARALI SERVİS


Şehitlerin cenaze konvoyu geçiyor sessizce evin önündeki geniş caddeden. Ölümlere uyanılan sabahların acı, kekremsi tadı var havada.

Daha bir önceki gün hayatlarının yarım kalacağından habersiz, onları en güvende hissettikleri yere, evlerine götürecek 143 numaralı servise binen askerlerin acıları var üzerimde.

Oysa aynı günün öğleninde katıldığım o toplantıdaki ?Cumhuriyet, baki kalacaksa sizler gibi kadınlar sayesinde olacak? cümlesiyle eve dönerken yirmi dört saate sığacak bu kadar acıdan habersizdim ve gözüm parkın kenarındaki kuşlardan ürken çocuğa takılmıştı.

Akşam ülkenin kalbinde bomba patladığı haberini aldığımda yine ?ne çok ölündü, kaç hayat kayıp gitti? diye düşündüm. Bize savaşı yakıştırıyorlardı. Oysa ne kan kokusunu yakıştırırdım hayata ne de ölümü bahara.

Ertesi günü kayınvalidemle yemekte buluşmuş, belli belirsiz bir hüzün okumuştum yüzünde. Sanki;  jilet gibi giydirip, tören kılıcını eline verdiği asker kocasının hayali vardı gözlerinde. Gururlu ama yalnız geçen gecelerde, pencere önünde beklenen günlerde her asker eşinin yaşadıkları sinmişti üzerine. Sık sık tatbikata, eğitime giden o askerin yokluğunda ilkini on yedisinde kucağına aldığı çocuklarına sımsıkı sarılan bir annenin acemiliğini yaşıyordu hala kalbinde. Kore savaşına uğurlarkenki bilinmezlikler duruyordu hala yıllara direnen ellerinde. Ağrı, Karaköse´de, ıpıssız bir arsada, karların arasında kalmış, kırık dökük o ev gelmişti gözümün önüne.

Yazının başına bu duygularla oturuyorum. Yılgınlık değil ama gencecik hayatların sönmüş olmasına duyduğum bir keder dolaşıyor parmaklarımın ucunda. Arkamdaki televizyondan teröre ait ne varsa yıllardır dinlediğimiz yorumlar geliyor kulağıma. Bilinen cümlelerle, hiç değişmeyen, inandırıcı olmayan ifadelerle. Kapatıp, radyoyu açıyorum. Ayten Alpman, ?Memleketim? diyor.

Elimde ne zamandır yazmayı düşündüğüm başka yazılar var ama bunca bezgin, yarınından endişe eden insanların, yarım kalan hayatların hayalleri diyor ki; ?herkesin ortak ruh halini yaz.?

Bilinen bütün kelimeler bazen acıyı tam tarif edemiyor. Bazen de üzüntüde birleşenlerin tesellisi de yetmiyor. Son olmayacağını bilenlerin umutsuzluğu, bir dahakinin nerden geleceğini bilemeyenlerin korkusu sarmış her yeri görüyorum. Gurbette kalmışların, sahip çıkanı olmayanların hüznü var bir yerlerde hissediyorum. Geleceğin belirsizliğinden küçük mutluluklara, güzel günlere sığınanların tutunuşu var farkındayım.

Onlar da bu duygularla binmişlerdir belki o servise. Ama yine de ailelerine kavuşacakları o akşamın masa başı sohbetini  özlemişlerdir gün boyu. Öyle ya, sevdiklerimizden başka ne iyi geliyordu ki artık bizlere?

Son anda edilen telefonla bakkala uğrayıp ekmek alacaktı içlerinden birisi mesela. Başını dayadığı camda kızının üniversiteden mezun olmuş yüzü gülümsüyordu belki de bir diğerine. Annesine aldığı evin taksitlerinden beli bükülmüştür ya da bir başkasının. Daha genç olanının 14-Şubat´ta sevgilisine verdiği kırmızı gül bile henüz kurumamıştır. Bir gece öncesinde uyumamak için direnen Buse, o akşam için söz veriyordur annesine. Eline sımsıkı yapışmıştır yine mutlaka annesi, hep yaşadığı duygu olan kaybetme korkusuyla.

O serviste hepimiz varız aslında.Tüm Türkiye. Aynı otobüse binmiş yolcuların istikametindeyiz. Yönünü şaşırmış, nereye gideceği belirsiz, yokuş aşağı savruluyor gibiyiz. Ne topraklarımız, üzerinde yaşanan bunca dramla muhatap olacak kadar değersiz ne de insanları, gidişatın böylesine kötü olduğu bir geleceği hak ediyor. Sıkıca kavramamız gereken bir direksiyon var elimizde:  Ülkemiz.

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22