Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


KARBOĞAZI DESTANI


Gurbetteyken, Torosların eteklerine geldik mi Adana´ya girmişiz gibi hissederdim. İnsanı sevdiklerine kavuşturan bu yolları aşarken o dağların zirvesine bakar dururdum. Çukurova´nın tarihi geçmişinde muazzam bir savunma örneği sunulmuş bu bölgeden her geçişimizde, gönlümde hep bizleri bu günlerimize kavuşturan o insanlara şükranlarım olurdu. Ne zamanki temelli yerleştik bu taraflara, her fırsatta, kışın kar görmeye, yazın da sıcaktan bunaldığımızda birkaç saatliğine dahi olsa ferahlamaya oralara gider olduk. Mayıs sonuna doğru yine kendimizi kucağına attığımız o Pazar günü ise yıllar öncesinde yaşanmış bir destanın anıldığı günlerdi.

İşgal felaketini yaşayan tüm yurtta olduğu gibi, o yıllarda, Adana´da da gün geçtikçe zulüm artmış ve fakat Atatürk´ün önderliğinde, vatanın her karış toprağında hareketlenen milli mücadele ruhu, Çukurova´da da can bulmuş, yokluk, yoksunluk içindeki dağınık bir mücadeleden, sistemli, teşkilatlı, milli birliğe varan bir direnişe dönüşmüş. Ve 1920 yılında, düşmana geçit vermeyen Toroslar´da, kurtuluşumuzun dönüm noktası olan bir zafer yaşanmış.

Bir taraftan şehirde işgal güçlerinin baskısı artarken bir taraftan da gözünü bu topraklara dikmiş yeni birliklerin, Toroslar´a kadar gelip, Pozantı´yı işgal ettiği zamanlarmış. Erzurum ve Sivas Kongreleri´nin heyecanıyla, kurtuluş ümidine can simidi gibi sarılan Çukurovalı Kuvvacılar da aynı günlerde Pozantı´yı kuşatmış. Oradaki Fransız birliğine müdahale ederek, onların, Adana ve Mersin´deki birlikleriyle olan irtibatını kesmekmiş ilk amaçları. Pozantı´daki bu birliğin ikmal edilmesini engellemişler önce. Hatta bu yüzden tehlikeli bir durumun içine giren Fransız birliğinin komutanı Mesnil´e, Adana´da bulunan tümen komutanı uçak mesajı ile Pozantı´dan çekilmesi emrini vermiş. Burada tutunamayacaklarını anlayan Fransızlar, Namrun ve Gözne yaylalarını takiben Mersin´e geçmek istemişler. Ve 25-Mayıs-1920 gecesi kuşatma çemberini kırıp, yola çıkmışlar.

Yolda tesadüfen karşılarına çıkan ve oraları iyi bilen Kumcu Veli ile Gülekli Hatice´yi rehber olarak yanlarına almışlar. Tekir´e kadar bu şekilde ilerlemişler. Derken, onları yanıltmak isteyen Kumcu Veli´nin ısrarıyla Elmalı Boğazı denilen yere yönelmişler. Böylece hayatlarının hatasını yapmışlar. Bir fırsatını bulan Gülekli Hatice bu durumu köylülere bildirmiş. Hem yakınlardaki birliklere haber ulaştıran hem de kendileri silahlanan bu kahramanlar o gece düşmanı esir almaya karar vermişler. Ve böylece sayıları sadece 44 olan o kahramanların bunca kuvvetli bir orduya karşı verdiği mücadeleyle dünyada eşi görülmemiş bir destan yazılmış.

Şiddetli yağmur altında hiç durmadan yürüyen bu 44 kişi, Fransız birliğini Karboğazı mevkiinde yakalamışlar. Aralarından 10 kişiyi geride bırakmışlar, gece demeden, yağmur demeden ormanlık tepeleri aşmışlar ve Karboğazı´nın, Delmeli Mezarlık Boğazı denilen yerini pusu kurmak üzere seçmişler. Yarısı boğazın bir yakasına yerleşmiş, diğer yarısı da öbür yakasına. Sabah olup da öncü birlik pusu yerine girince ateşe başlamışlar. Bir yandan da bağırmışlar, aşağıya doğru taş yuvarlamışlar ve sürekli yer değiştirmişler, böylelikle sayılarının daha fazla olduğu izlenimini vermek istemişler. Aynı anda da arkada kalan on kişi geriden ateş etmeye başlamış.

Bu üç taraflı ateş Fransızları dehşete düşürmüş, çok kayıp vermişler. Ve Karboğazı baskını, binbaşı Mesnil´in teslim olma kararıyla sona ermiş. Mesnil, yaptığı bir konuşmada, ??Yine de şerefli Türk ordusuna teslim olduğumuzdan dolayı müteselliyim. Hayatımız taht-ı emniyete alınmıştır? demiş. Esir alınanlara etli bulgur pilavı ve ayran ikram edilmiş. Bu olayı temsil eden resim de bugün Anıtkabir´in Kuvayı Milliye köşesinde yer almaktaymış.

Çukurova´nın batı kesimi komutanı olan Sinan (Tekelioğlu) Paşa, sonucu Ankara´ya bildirmiş. Buna göre 650 er, 23 subay esir alınmış, iki top, 8 makineli tüfek, bin kadar silah, 13 kadana, 90 katır ele geçirilmiş. Atatürk´ten de, ?Devamlı başarılarınızı tebrik eder, size ve kahraman Kuvayı Milliyemize selam ve teşekkür ederim? dediği bir telgraf alınmış. Böylece, Toroslar´da hiçbir düşman kuvveti kalmamış. Turgut Özakman da bu olaydan, ?Çılgın Türk, 673 Fransız´ı esir etti? diyerek bahsetmiş. Dünya tarihinde eşine rastlanmayan bir destan olan Karboğazı´ndaki bu kahramanlık, Ankara Antlaşması´nın da temelini oluşturmuş.

İnsana güven veren eteklerinde, çam ağaçlarının gölgesi vurmuş Pozantı´ya doğru ilerlerken, Çukurova´nın aort damarı gibi gördüğüm Toroslar´ın heybetli zirvesine her baktığımda bu destanı yazmış  44 kahraman gelir aklıma. Hiçbir zorluktan yılmayanların, canını bile düşünmeyecek kadar vatanını sevenlerin Karboğaz´da yaşamış oldukları Kuvayı Milliye ruhunu anarım. Bizler, göğsümüzü şişirecek kadar derinden çekebiliyorsak o havayı bu dağlarda, onlara borçluyuz. Özgürce yaşadığımız bu topraklarda, milli mücadeleyi tarihe yazmış geçmişimize minnet ve şükran doluyuz.

 

 

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04