Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


GIZ ANASI, GIZ ANASI, YAKIN GELİNİN GINASI


Çocukluğumun Adana´sının, -özellikle köy düğünlerindeki gelinlerinin duvağının iki yanından sarkan gelin telleri gibiydi o gece. Koparmaya kıyamayıp da gelinliğin üzerine dökülenlerden kendime ayırdığım iki tel kadar mutluluk vericiydi çantama koyduğum kına. Gelin kızın ailesinden istenip de söz kesimi sırasında ikram edilen iki bisküvi arasındaki lokum kadar lezzetliydi içtiğim şerbet.

 Kına gecesi düğünden bir gün önce yapılırdı genellikle o zamanlar. Oğlan evi kızın giyeceğini, kınasını, çerezi ve mumları davul, zurna eşliğinde kız evine getirirdi. Kına, gelinin yengeleri tarafından yoğrulur, tepsiye dizilir, üzerine mum dikilirdi. Genç kızlar başlarının üzerinde getirdikleri tepsiyle ortaya konan sandalyeye oturtulmuş gelinin etrafında oynarlardı. Gelinin başına muhakkak kırmızı şifon örtülürdü ve üzerinden şeker serpilirdi. Hem ağlarım hem giderim misali, kendini zor tutan gelin,

? Yazıya biber ekerler,

Kökünü güzün sökerler,

Gurbet ele giden kızın eline kına yakarlar.

Gız anası, gız anası, başında mumlar yanası,

 Gız anası, gız anası, çağrın, gelsin gız anası.?

Ağıtının söylenmesiyle birlikte ağlamaya başlardı. Çocuk aklım şaşardı bu işe. Ne güzeldi işte! Gelin olmuşsun, gelinlik giymişsin, ne vardı sanki ağlayacak? Gelinin çok ağlamasının o yılın bereketle geçmesini sağlayacağına inanılırdı. İki avucuna yakılan kınalı elleri bembeyaz patiskalardan dikilmiş bezlerle sarılırdı ve ertesi sabaha kadar açılmazdı. Bu arada oğlan evinde de damadın serçe parmağına kına yakılırdı. Düğün günü oğlan evinde atılan kırkım, kına yakıldıktan sonra kız evinde de atılırdı. Kırkım, yeni kurulacak yuvaya katkı olsun diye davetliler tarafından verilen, genellikle para, altın, ev eşyası türünde hediyedir bu arada. Koluna bir yazma veya peşkir atmış bir erkek önce oğlan tarafının sonra kız tarafının kırkım atanlarının adlarını ve ne hediye ettiklerini yüksek sesle, herkesin duyacağı şekilde söyleyerek, sonuna da, ?darısı, oğluna, kızına? temennisini ilave ederdi.

Biz kadınlar, ne zaman ki gelin olup, aşrı aşrı memleketlere yolumuz düştü, baba evlerinin o güvenli  damlarının altından ayrıldık, ne zaman ki yetişkin çocuklar sahibi birer anne olduk, bazı olaylara daha farklı gözle bakar hale geldik. Bu hafta sonu da bunun en güzel örneklerinden birini yaşadık. Gerçi aramızda çoktan çocuğunu evlendirmiş, hatta torun sahibi olmanın mutluluğuna ermiş arkadaşlarımız da var ama çoğumuz için acemisi olduğumuz duyguların ortakları olduk. Üniversiteden beri görüştüğümüz sınıf arkadaşımızın, elimize doğan kızının kınasını yaktık.

Darısı bulaşsın diye, şerbetler, lokumlar, çerezler, kınalar ikram eden, kırmızı kaftanlar giymiş gelin kızın arkadaşları, ?Kız anası, kız anası, yakın gelinin kınası. Hani bunun öz anası, başında mumlar yanası? diyerek salona girdiğinde, içimizi coşturan davulla birlikte sırtına üzeri sırma işli, yeşil, saten örtü almış damat ve sağdıçları halay çekerek gelinin yanına geldiğinde, pembe sırmalı kaftanıyla gelin, bolluk, bereket ve ağız tatlılığı içinde ömür sürmelerini sembolize eden, içine bozuk para, buğday, şeker atılmış testiyi kırdığında, eline kına yakılırken, -adettendir, elini açmadığında, kaynanasının, avucunun içine koyacağı altını beklediğinde, bu arada, ?yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar, aşrı aşrı memlekete kız vermesinler? türküsüyle ağlatıldığında, altın konduktan sonra, salavat getirilip, hayır duası alındığında ve el öpülüp hep birlikte Adana Çiftetellisi oynandığında, üzerine mum dikilmiş kınaların bulunduğu tepsi genç kızlar tarafından eller üzerinde tutularak dolaştırıldığında, öyle duygusal anlar yaşadık ki.

Her yaşımda önem vermişimdir, toplumsal hayatı düzenleyen, insan hayatına değerler katan ve onu yücelten, geçmişten günümüze kadar gelen, kuşaktan kuşağa aktarılan, geleneklerimize, göreneklerimize,  örf ve adetlerimize. Anadolu´nun zengin kültürünün ortak değerlerine. Binlerce yıllık bir geçmişi olan Çukurova Bölgesi de hala yaşattığı gelenekleriyle bu anlamda haklı bir gururu taşımaktadır. Şehirleşmenin modern yaşama getirileri olsa da, ekonomik koşullar dengeleri değiştirse de, bir kısmı unutulmaya yüz tutsa da, yaşanmalıdır, yaşatılmalıdır.

Darısı, oğullarımıza, kızlarımıza.

YAZARLAR

  • Perşembe 28.6 ° / 15.6 ° Güneşli
  • Cuma 30.8 ° / 18.7 ° Güneşli
  • Cumartesi 27.3 ° / 18 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    10264,01%-0,70
  • DOLAR

    32,25% 0,00
  • EURO

    34,70% -0,03
  • GRAM ALTIN

    2396,18% -0,16
  • Ç. ALTIN

    3891,70% -0,29