Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


KAYIN?ANNEM?


Pek heyecanlıydı bir haftadır evvelki gün olduğu küçük göz operasyonundan dolayı. Göz damlasını damlatıyorum beşer dakika arayla. Sohbet ne ara onun da bir zamanlar çocuk olduğu, arkadaşıyla evcilik oynadığı yaşlara geldi bilmiyorum ama süslü arkadaşının dudağına kırmızı oje süren, kızcağızın ağzının büzülüp kaldığını görünce de korkudan titreyen masumluktaki bir anne kuzusunun o gözlerinde her zaman koskoca bir yaşamın izlerini gördüğümü çok iyi biliyorum. Siyah, beyaz fotoğrafların olduğu albümdeki kadar canlı ve gerçek o hayatın paydaşıyım çünkü. Bu arada çay içmem için ısrar ediyor, olmazsa illa meyve almamı söylüyor, kalkmama yakın ?hiç olmazsa bir tane muz ye? diyor, en son kapıda lokumda anlaşıyoruz. İlk tanıştığımızda benim şimdiki yaşlarımda olan, hala daha çok güzel, çok kibar, yılların ondan hiçbir şey eksiltmediği, çocuklarımdan başka anneliği onlardan öğrendiğim iki insandan biri, kendi annemi uğurlamışım yıllar evvel, bir o kalmış geriye, tanıdığım en iyi anneyle, kayın?annem? ile birlikteydim birkaç gündür.

Gencecik yaşında asker eşi olup da Anadolu´nun her köşesinde yaşadıklarından ömrüne ömür katan. İlk çocuğunu kucağına aldığında ?çocukla çocuğu geldi? denecek yaşta olan. On yedisinde pencere önünde kocasının tatbikattan dönmesini bekleyen. Sessiz, ıssız gecelerde sabaha kadar çocuklarına bayramlık elbiseler diken. Üçünün birden sahneye çıkıp da ?bir gün belki hayattan, geçmişteki günlerden? diyerek şarkı söylemelerini gururla izleyen. İlkokulun sonlarındayken geldikleri Adana´da, çok titiz bir anne olmasına rağmen dışarıdan bir şey yememesi konusunda tembihlediği oğlunun ağzının kenarında kalan şalgam izinden habersiz eve geldiğindeki hallerine gülebilen. ?Ne iyi ki Ali seninle tanışacakmış, Adana bu yüzden çağırmış bizi demek ki? cümlesiyle mutluluğunu tanımlayan. Karşısında dizlerimin titrediği, heyecandan kem küm ettiğim ilk anlardan bu tarafa hep sevdiğim bir kadınlaydım. Birlikte duvak modelleri bakarken, ?bu en özel günün, her şey senin gönlüne göre olmalı? diyen bu insana, evlenip giderken Sivas´a ?oralar çok soğuk olur kızım? diyerek diktirdiği siyah mantoyu yıllarca giymediğimi itiraf edemedim. ?Birini yün yaptırdım yorganların, onu örtünün? dediği yorganın pamuk yorgandan ne farkı olduğunu bir kış altında titrediğim pamuk yorganı Sivaslıların yazın örttüğünü öğrendiğimde anladığımı söylemiştim ama. Bir tatilde evinde kaldığımızda yaptığım ilk şehriye çorbasına bir paket şehriyeyi atıp da pilavla karşılaştığımda tencerenin içindeki şehriyelerin çoğunu süzerek alıp gizliden çöpe atan da bendim. ?Ali çok yemek ayırt eder, n´aptın kızım? Zor olmuştur senin için? diye sorduğunda ise çok şaşırarak ve hiç düşünmeden ?Yoo, bilmem, ne pişirirsem hepsini yiyor annecim? diyerek cevapladığımda da hiç bozulmamıştı. En basiti kahvenin kısık ateşte üç defa köpüğünü alarak kaynatıldığında daha lezzetli olacağını anlattığı ilk kabul gününde hizmet eden yeni gelin hallerimden bu yana çok şey öğrendim ondan.

Çocuklarım olduğunda da yanımda o vardı. Bir yeni annenin neler hissedebileceğini çok iyi bilen bir anneden öğrenmiştim her gece nefesini kontrol etmekten uyuyamadığım çocuklarıma nasıl bakacağımı. Böyle gecelerde yedi yıl arayla yanı başımdaki beşiklerinde ilk uykularının güzelliğine yatan kızlarımın her ikisine de diktiği yatak örtülerinin özenli nakışlarında hayallerdim onların geleceğini. Ağzı duayla, içine gül yaprakları, kırk tane taş, altın yüzük attığı suyla o yaptırmıştı ikisinin de kırk banyosunu. Doğum günlerinde, mezuniyetlerinde hep bir kenarda hem gururla hem sevgiyle bakan nemli gözleriyle karşılaşırdım. Üç yaşlarındayken gelin olmaya çok hevesli küçük kızıma duvağıyla, tacıyla, teliyle, pembe boncuklarıyla, kabarık eteğiyle, bileğine takacağı dantelli kesesiyle özenerek yaptığı gelinliği giydirdiğimde de birlikte ağlamıştık. ?Korkma kızım, sevgin el yordamın olacak, hep en iyisini yapacaksın evlatların için? sözü kaldı kalbimde yıllardır bocaladığım her anda.

Bugünse artık uzun zamandır tüm Adana yemeklerini keyifle benden isteyen, hep ?babanız? diyerek bahsettiği kayınbabamın yokluğunun ardından hayatın içinde kalabilmek için zarafetle mücadele eden, babalar gününde onun için yazdığım yazıyla birlikte yazmaya başladığım ilk andan itibaren benimle gurur duyan, elleriyle büyüttüğü torunlarından birine doktor önlüğü giydirdiğinde göz yaşlarını tutamayan, diğerinin geleceğini görmeyi de umutla bekleyen, dilinden ?Allah bugünkü günümüzü aratmasın? duası düşmeyen, yolda yürürken koluna girdiğimiz, pamuklara sardığımız bir babaanne var hepimizin hayatında. İyi ki var, onunla anmak istedim anneler gününü.

İnsanın kendinden geçecek kadar sevebildiği tek haldir annelik. Belki de bu yüzden kutsaldır. Böylesi sevebilen her kadın annedir. Ve gerçekten kutlanmayı hak eder. Kutlu, mutlu olsun her gününüz. 

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51