Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


BİR FOTOĞRAF ALIN ELİNİZE


/resimler/2017-4/17/1123497003914.jpgÇok şükür ki tarihe tanıklık etmiş insanlar, satırlar, fotoğraflar var hala elimizde. Onlardan öğreniyoruz;

13 milyonluk nüfus, ilkel şartlarda yapılan bir tarım, nerdeyse hiç olmayan bir sanayi, büyük bir çoğunluğunun yabancı şirketlerin yönetiminde olduğu limanlar, demiryolları ve madenler.

 153 ortaokul ve lise, sadece 1 üniversite. Halkın yalnız %7´si okur-yazar, bu oran kadınlarda %1 bile değil. Ortaokullarda 543, liselerde sadece 230 kız öğrenci okuyor.

Ekonomi bitik, kişi başına gelir 4 lira, kişi başına ortalama kamu harcaması 50 kuruş. Bilim yok sayılacak düzeyde, Anadolu eğitimsizlikle boğuşmakta, alt yapı yetersiz.

Yasalar çağın ihtiyaçlarının gerisinde. Kadınlar toplumsal hayatın tamamen dışında. Pek çok konuda olduğu gibi seçme ve seçilme hakları yok. Çalışma hayatına atılabilecekleri hayal bile edilemiyor.

Bu mirası devralmış bir cumhuriyeti.

Ve ardına çağdaş insan yetiştirmeyi, akla ve bilime öncelik vermeyi, Anadolu aydınlanmasını gerçekleştirmeyi hedeflemiş. Bu zor şartlarda dahi ekonomik, sosyal, kültürel kalkınmayı birlikte yürütmüş.

Demir-çelik ve milli savunma sanayi kurulmuş, uçak ve denizaltı yapılabilir hale gelinmiş, limanlar, demiryolları millileştirilmiş, 3.000 km. yeni demiryolu yapılmış.

 Ortalama kalkınma hızı ilerlemiş, millet mektepleri açılmış, üniversite reformu yapılmış, çağın gereği yasalar yürürlüğe girmiş, kadınlara olan borç ödenmiş. Kadınlar, erkeklerle eşit haklara sahip hale gelmiş.

Dünyanın, böyle bir Türkiye´yi ve bu olağanüstü gelişmeyi Türk Mucizesi diye nitelendirdiğini.

Yokluğun, yoksunluğun tam da içine doğmuş olanlardan çok dinledik bizler yukarıda Turgut Özakman´ın dile getirdiği satırlara benzeyen cümleleri.

Bu mucizeye bizzat yaşayarak tanıklık etmişler. Elde, avuçta yokken bile ülkelerine, Atatürk´e ve cumhuriyete inanmışlar, bağlılıklarını hep sürdürmüşler.

Cahillikle, bağnazlıkla mücadelenin en kalıcı milli mücadele olduğunu ve asıl kurtuluşun akıl yoluyla yapılabileceğini düşünmüşler. Bir daha bu toprakları asla kaybetmemeyi göze almışlar.

Kurtuluşa emek verenlerden olmuşlar, cumhuriyete kanat germişler.

İçlerinden birinin fotoğrafı geçti elime yakın zamanda. 1942´de henüz yedi yaşında ilkokul birinci sınıf öğrencisiyken 23-Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı´na hazırlanmış bir kız çocuğunun. O siyah-beyaz fotoğrafa uzun uzun baktığımda gördüm ki geleceğe umutla bakan o çocuğun gözüne devraldığı mirasa sahip çıkacak insanlara ait güven ve gurur yerleşmiş.

Onlardan doğduk bizler. Dünyanın hızla ilerlediği, geliştiği bir çağın içine hem de. O umudu giyindik her 23-Nisan´da. Bilgiyle, bilinçle donatılan yetişkinler olduk.

O servetin farkında bireyler olarak, her köşesinde tarihin izleri bulunan bu güzel ülkede, sınırları gittikçe küçülen bir dünyayı avuçlarının arasına alabilecek çocuklar yetiştirdik. Ve mucizelere inandık.

Şimdi, siz de böyle bir fotoğraf alın elinize. Gözünün bebeğine yerleşmiş umudu yarınlara taşıyan bir çocuğa bakın bu sabah. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92