Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


AL GÖZÜM SEYREYLE

Durmadan ve kolayca ?değerlerden?, ?ilkelerden? bahsedilen bir siyasi arayış döneminden geçtiğimiz an´a denk geldi kiraz zamanı.


Kiraz zamanları, dalları küpe olmuş bir neşeden sarkan kırmızısı gibidir siyah-beyaz fotoğraflardan kalma anıların. Kulakların süsüyken ağızlara pelesenk olmuş ?değerlerin? gelmişine geçmişine hürmeten . Siyasi rantların dayattığı zihniyetleriyle, kokuşmuş çarkların dişlileriyle, küçülen çemberlerin zincirleriyle. Daracık alanlarda kısa paslaşırken kendi kendimize, devran dönmüş nerden nereye?  Al gözüm seyreyle!

Seyreyle ki, Tomris Uyar´ı ve diğerlerini anla. ??Yine de bilmek başkaydı, iliklerinde duymak başka.? O bir zamanlar aşka aşık, şiir olmuş insanların naifliğinden, bugün sembol olmuş Özgecan Aslan´ın ve diğerlerinin unutulmaz acısına geçen zamanlardaki değişimi gör.

Önce duygular değişmiş. Farkedilmeksizin. O hep sol yamaçta saklı saygıdan, tükenmiş zerafete . Aşkın sonsuz olanından, seviyeli birlikteliklere. Bir masum gülümseyişin yaraları saran umudundan, hatıraların ağlaştığı gözlere. Hoşgörüyle yatılan mahmur uykulardan , acımasız sabahlara. Dürüstlüğün saklandığı kocaman aynalardan, vefasızlığın yansıdığı zamanlara. Tanıdık gelen ne varsa, o içten yaşanan, kolayca yakılan gemilerin ardından yanan canlara.

Sonra yaşamlar. Göz göre göre. Katıksız ekmekten, cümbüşlü sofralara. Tek göz odalı huzurdan, sürgün saraylara. Çingilde kaymak tutan yoğurttan, vesikalı hormonluya.  Mor salkımlı bağlardan, dört duvara sığan yabancılıklara. Dantelli perdelerden, gün ışığına aralanmayan storlara. Selamlaşmanın sıcaklığından, klavye dostluğuna. Komşu evlerin lambasının güveninden, kapı eşiğindeki yalnızlıklara.

Mevsimler karışmış ardından. Anlamadan. Şubat´ta o hiç dinmeyen yağmurdan, yaz günü yağanına. Dalına yakışan tomurcuktan , erken bahara aldanıp dökülenine.Teneke saksıda açan sardunyadan, ithal jakaranda´ya.  Güneşin yaktığı, yakıştığı Temmuz´dan, vakitsiz gelen sonbahara.

Çocuklara gelmiş sıra sonra. Bile bile. Saklambaçtan, körebeden, seksekten, evcilikten, soğuk savaş oyunlarına. Yalınayak koşturacakları bahçelerden , apartman katlarına. Başları okşanan uykulardan, kirli ellerin dokunuşlarına. Yeşil tepelerde gördükleri bulutlardan, korkuyla baktıkları gökyüzüne. Küçücük mahallelerin sonsuz güveninden, teknolojinin sınırları kaldırdığı kocaman dünyanın sınırsız tehlikesine.

?Al gözüm seyreyle? dedim bu hafta da bir kiraz zamanına sığan gelmişi, geçmişi, şimdiyi düşünerek. Sandım ki içinden hafif yaz akşamlarının keyfi çıkacak. Oysa eksiltmiş her şeyden geçen zaman. O hep bahsedilen değerler yitirilmiş. Yeni olanın verdiği mutluluğun yanına eskinin kıymeti konmamış. Bir eski fotoğraf gibi gözümün önüne gelenler, unutulmaz izlerden arda kalanlar olmuş.

Bir kırlangıçın ağzında taşıdığı kiraz dallarını yeşertmemiz gerekecek yeniden el birliğiyle milletçe, kimbilir? Yönetimler elbette yine bir şekilde bir yolunu bulacak, ?devletin yüksek menfaatleri için? denecek ve bu hep böyle gidecek. Ama buna rağmen belki de bizim öncelikle ihtiyacımız olanın, farkında olmadan değişikliğe uğrayan, ısrarla unutturulmaya çalışılan değerlerimizi yeniden gözden geçirmek olduğu gerçeği hiç değişmeyecek. Atatürk´ün yıllar evvel Sivas´tan haykırdığı gibi: ?Siyasi partilere değil, milli birliğe muhtacız.?

Hadi öyleyse!

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92