?Demokrasiye asıl engel halktan gelmez. Demokrasiye engel; seçkinlerden, aydınlardan, yönetici sınıftan, egemen güçlerden gelir.?Bülent Ecevit
SİYASİ ve toplumsal çalkantılar içinde bulunduğumuz bir zamanda, Türkiye´nin yalnızca ekonomik geleceğini değil, siyasi geleceğini de tehlike altına alacak gelişmeler yaşanıyor. Bu siyasi ve ekonomik gelişmeler sadece Türkiye ile sınırlı değil. Başta Avrupa, Ortadoğu ve Dünya´da siyasi dengeleri etkileyecek gelişmeler yaşanıyor.
Türkiye üzerinde çöküşün hayaleti dolaşıyor; spekülasyon; yüksek borsa kurları; vergi kaçakcılığı; cebini doldurmaktan başka bir şey düşünmeme, yolsuzlukların ardı arkası kesilmiyor. Politikanın, İşletmelerin, kurumların, üniversitelerin yetersizliği; medyanın yüzeysizliği, şiddet ve suç oranın artması değerlerdeki çöküşü gösteren sadece birkaç çarpıcı sözcüktür.
Türkiye, Yurtta terör, dünya da savaşı yaşıyor
Siyasal ve bürokratik kadrolar, Türkiye´nin yaşadığı dramın somut örneklerini sergiliyorlar, hükümet, demokrasi adına teokratik otograsi uyguluyor.
Pek çok insan Hukukun, sosyal adaletin egemen olduğu özgürlükçü bir açık toplumda yaşadığı konusunda güvenini yitirmiş bulunmaktadır. Demokrasinin olmadığı ülkelerde huzur ve güven ortamı olmaz. Üretim, yatırım yapılmaz. Yatırımcı güven ve istikrar arar.
?Halkımız, çağdaş toplumlarda geçerli insan haklarının tümüne layıktır ve bunlara eksiksiz olarak sahip olmalıdır. Ülkemizin, insan haklarının güvenceleri yurt dışında tartışılır bir ülke durumuna düşürülmüş olmasını onur kırıcı buluyorum.
Bir toplumun yaşayışında, özgürlük, çeşitlilik ve yenilik öğelerinin bulunması, toplumun geleceği ve gelişmeye açık tutulması için zorunludur. Bu bakımdan her türlü düşünce üretimi korunmalı, yeni düşünce ve öneriler kamuya özgürce sunulabilmelidir.
Özgür basın, demokratik düzeni bütünleyen temel öğelerden biridir. Bunun sağlanması için, bağımsız, denetimsiz ve çok yanlı olarak toplumun kendinden haberli olması, değişik düşüncelerin özgürce yansıtılması ve her türlü eleştirinin basında yer bulması zorunludur. Çok yönlü kamuoyu oluşması ve yönetimin demokratik denetimi ancak böyle bir basınla gerçekleştirilebilir.?
Türkiye AB´ ye aday adayı bir ülkedir. Oysa, başta Avrupa konseyi, Avrupa İnsan hakları mahkemesi vb. AB Kurumlarınında üyesidir. Avrupa konseyi´nin, tüm üyeleri bağlayan bir takım ilkeleri, kuralları vardır. Bu ilkelere ve kurallara uymak ve bağlı kalmak aday adayı ülkeleri de kapsar. Bu ilke ve kurallar arasınsda Batılı anlamıyla ?demokrasi? nin tüm gereklerine uymak yükümlülüğü yer alır; ?kişi özgürlüğü, siyasal özgürlük ve hukukun üstünlüğü? ilkeleri yer alır. Bu gibi ilkelere, kurallara, yükümlülüklere uymayan üye devletlerin Avrupa kurumlarında temsil hakkından yoksun bırakılması, hatta üyelikten kesin çıkarılması da, AB Statüsünde yer alır. AB´ ye üye olamak için başvuran ve AB kurumlarına üye ülke Türkiye. Bu ilkelere ve kurallara uyacağına ve yükümlülüklerini yerine getireceğini Türkiye´ye hiç bir kimse zorla imzalatırmamıştır. AB ile Türkçe arasında yaşanan gerilim siyasi, ekonomik ve demokrasi açısından uzun yıllar tamiri mümkün olmayan sorunlar yaşatacaktır.
Türkiye açısından önemli bir konu: Avrupa´da yaşayan altı milyon civarında vatandaşımızın durumu söz konusu. AB üyesi yedi ülkeden fazla nüfusumuz var. Danimarka, Finlandiya ve Slovakya´nın nüfusuna eşit. Avrupa da yaşamaları Türkiye´nin AB ile ilişkileri bakımından can alıcı bir durum. Yaşadığımız çağdaş dünya´da Hukuksal açısıdan insanlarımzın sahip oldukları hakların korunması ve güvence altında olması Türkiye´nin Avrupa ülkeleri ile ilişkileri açısından önemli. Biz, Avrupa´da yaşayan Türkler olarak Türkiye´nin AB ye üyesi olmasını destekli,yoruz.
AB ve Türkiye arasında yaşanan sorunlar Avrupa´da yaşayan vatandaşlarımızın ırkçılık, ayrımclık, toplumsal dışlanma ve işsizlik gibi karşıya olduğu bir çok sorunun katalanarak devam etmesine neden olacaktır.
Avrupa ile sorun yaşayan Türkiye, aksi halde Ortadoğu çöllerine savrulacak bir duruma gelecek.
