Cezmi DOĞANER


Prof. dr. Çiğdem Kağıtbaşı´nın anısına


Saygı değer hocam, meslektaşım ve ablam Prof. dr. Çiğdem Kağıtbaşı, 2 Mart 2017´de aramızdan ayrıldı. Bütün eserlerini altını çizerek okuduğum bilge insanın yokluğunun hüznü içindeyim. Kütüphanemde bulunan eserlerini her gördüğümde, yokluğuna ne ?inanamıyorum? ve ne de inanmak istemiyorum?

1995 yılında Hollanda´da kaldığı günlerinde, kendisiyle sık sık görüşme ve konuşma olanağım olmu?tu. Kendisine ?hocam? dedigimde, o ısrarla bana ?ablanım ben? derdi. Son derece mütevazi, yapıcı ve sevecen güzel bir insandı.  Her vedalaşmamızda da ?ablanı unutma? derdi.

Açık yürekli ve bilge insandı. Diyaletik bir kavrayış ile düşünce ve konulara çok yönlü bakan ve ele alan bir ki?ilikti. Tartışarak, araştırarak, kıyaslayarak konuları açıklık getirmeyi pek önemserdi. Yeni düşüncelere de her zaman bir açıklama getirme -veya katkıda bulunmaya da değer verirdi. O, birlikte çalıştığı insanların uyanık, atak, zekaca kendilerini geliştirerek, ?kalıpla?mı? kli?e? dü?ünce ve algılardan uzak tutmaya özen gösterirdi. O, en yakınındakilerle ülke ve dünya meselelerini payla?tığı anlarda; yeni bir insan mantığından hareketle, yaratıcılık, yenilikci düşünde ısrarlı olmayı -ve önerilerin geliştirilmesine olanak ve ortam hazırlamayı bir olmazsa olmazıydı...

Kendini bir dünya vatanda?ı olarak gören; bilim insanı (Sosyo Psikolojik uzmanı) değerli hocam Prof. dr. Çiğdem Kağıtba?ı´yı saygıla anıyoruz.

25 Aralık 1989 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazısı ile veda ediyoruz.

                                     Gelişme ve İnsan Bilimi

Türkiye´de ?´gelişme´´ uğruna insan ihmal edilmektedir! Bunun en çarpıcı belirtisi, gerek hükümet politikalarındaki, bütçe ve harcamalarındaki, gerekse basın yayın ve kamu iletişim araçlarıyla oluşan kamuoyundaki ?´önceliklerdir´´.

Prof. dr. ÇİĞDEM KAĞITÇIBAŞI Boğaziçi Ünv.

    Türkiye´de gündemde ?gelişme? vardır. Bütün çabaların ortak amacı ?gelişme?nin sağlanmasıdır. Bu amaç ise açıkça teknolojik ve ekonomik gelişme olarak belirlenmektedir. Elbette bunlar son derece önemli konulardır, ancak para ve teknoloji arasında insan unsuru unutulmuş görünmektedir. Bir taraftan dünyadaki iletişim çağını yakalamaya çalışıp diğer taraftan dışarıya her şeyi satmaya uğraşırken çok önemli bir nokta göz ardı edilmektedir. Teknoloji de ticaret de insana hizmet için vardır ve gelişme temel olarak toplumun gelişmesi, yani insanın gelişmesi demektir. Bir toplumda insan teknolojinin gerisinde kalmışsa, o toplumda gelişmişlikten söz edilemez. Nitekim ,?gelişmiş? batı toplumlarından söz ederken, onlardan daha yüksek kişi başına milli geliri olan Kuveyt, Suudi Arabistan gibi ülkelere ?ileri gelişmiş ülkeler? diyemiyoruz.

    Türkiye´de ?gelişme? uğruna insan ihmal edilmektedir! Bunun en çarpıcı belirtisi, gerek hükümet politikalarındaki bütçe ve harcamalarındaki, gerekse basın yayın ve kamu iletişim araçlarıyla oluşan kamuoyundaki ?Öncelikler?dir. Örneğin eğitim ve sağlık hizmetlerine bütçeden ayrılan paylar utanılacak kadar küçük kalmakta, gazetelerde politik haber ?yorum ve ekonomik yazılar büyük önem taşırken, ?insan? konuları hafif magazin malzemesi sayılmaktadır. Sanki önce acil ?gelişme? sorunu çözümlenip sonra insanla uğraşılabilirmiş gibi, insana doğrudan hizmet hep geri plana atılmaktadır. İnsan unsurunun ihmal edilmesinin başka birçok somut belirtisi de vardır. Örneğin bebek ve çocuk ölümlerinin ekonomik ?gelişmişlik? düzeyimizle bağdaşamayacak kadar yüksek oluşu; özellikle çocuklarda çok görülen, kadınlarda da aneminin nedeni olan kötü ya da az beslenmenin yaygınlığı; kadınlarla erkekler arasındaki okur-yazarlık oranı farkının gene bizim ?gelişmişlik? düzeyimizdeki pek çok ülkeden daha fazla oluşu; genel eğitim düzeyimizin aynı kıstasa göre çok düşük oluşu; nüfus artış oranlarının ve doğurganlığın bir türlü bizim ?gelişmişlik? düzeyimizdeki ülkelerdeki düzeye indirilememesi. Bu çarpıcı örneklere başkaları da eklenebilir. Hepsi de Türkiye ve dünya istatistikleriyle saptanmış olgulardır.

Liselerde psikoloji ve sosyoloji dersleri, zeki öğrenciyi sıkan ezberlenecek kuru bilgiler dizisi şeklinde okutulur. Üniversitelerde ise ?geçer akçe? olan işletme gibi konulara girmeyen öğrenciler, çaresiz bu bölümlere yönelirler. Teknolojiye büyük yatırımlar yapılırken, en değerli varlık olan insanı anlamak için hiçbir çaba harcanmamakta, parlak genç zekâlar bu tarafa yönlendirilmemektedir.

       Bugün bu eksikleri telafi edebilmek için insan bilimine önemle eğilmek gerekir. Bunu yaparken de salt batıdan aktarılan bilgilerle yetinilemez. Bilginin burada üretilmesi gerekir. Şöyle ki, fende ve teknolojide bilgi aktarımı büyük çapta geçerli olabilir. İnsan bilimlerinde ise batıdaki bulguların hangilerinin evrensel geçerliliğinin olduğu, hangilerinin ise kültüre bağımlı olduğunun ayırt edilmesi zorunludur. Bunun içinde gör gül verilere dayalı araştırmalara büyük gereksinim vardır. Basit teknoloji transferlerinde bile insan faktörü ön plana çıkabilmekte, batıda ?işleyen? bir teknoloji bizde uygun olmayabilmektedir. Aynı şekilde bir kültürde başarılı bir ekonomik gelişme modeli, bir başka kültürde başarısız olabilmektedir. Örneğin bireysel rekabete ve girişimciliğe dayalı bir ekonomik gelişme modeli Hindistan ve Doğu Asya´daki gibi bazı toplulukçu (kolektivist) toplumlarda işlemediğinden yeni sentezlere gereksinim duyulmuştur.

        Böyle bir sentez, örneğin geleneksel toplumun birbirine sıkı bağlarla bağlı insan yapısıyla, gelişmenin gerektirdiği özerk insan yapısı arasında oluşabilir. Birbirinin zıttı gibi görünen bu yapıların diyalektik bir sentez içinde bağdaşabilmesi, yaratıcı bir çözüm oluşturabilir. Bizim toplumumuz için de geçerli olabilecek böyle bir sentez, sahip olduğumuz yakın insanlar arası ilişkileri (beraberlik kültürünün) muhafaza ederek özerk olabilmeyi içerir.  

       Ancak böyle bir sentez, bir topluma zorla kabul ettirilemez ve Türk-İslam sentezi gibi ideolojik bir yakıştırmayla oluşturulamaz. Yapılması gereken, olgulara yönelik bilimsel araştırmalardır. İnsanın gelişmesine hizmet edebilecek yaratıcı çözümlemeler, sentezler, yeni yaklaşımlar, ancak insan bilimlerinin bulgularına dayanabilir. Bu nedenle, ?gelişme? sorununun çözümünü insan bilimlerinde de aramak gerekir.

       Türkiye´de ise böyle fonlar yok denecek kadar azdır. Örneğin; Boğaziçi Üniversitesinde fen ve insan bilimleri bölümlerinin bulunduğu fen edebiyat fakültesinde 1989 yılında öğretim üyesi başına 86.000 TL. Dış seyahat payı düşmüştür. Bu hiçbir masrafı, hatta Toplu Konut Fonunu bile karşılayamayacak gülünç bir paradır. Ayrıca hacca ve maça gidenlerden Toplu Konut Fonu almayan devlet resmen görevlendirilen bilim adamından bu fonu talep etmekte, kendisine verdiği paranın daha fazlasını Toplu Konut Fonu alarak ondan geri almaktadır!

Sonuç ve öneri

        Bu yazıda ancak çok kısaca özetleyebildiğim konulardan da görüldüğü gibi, Türkiye gibi bir toplumda temel gelişmeyi sağlayabilmek ve uluslar arası bilim dünyasında bir varlık gösterip kendimizi tanıtabilmek için insan bilimlerinin önemini kavramak zorundayız. Sahip olduğumuz en değerli kaynak insandır. Bu kaynağa yönelmek, geliştirmek ve değerlendirmek için insan bilimlerinde araştırmayı özendirmek ve desteklemek çok geç kalınmış bir zorunluluktur.

        Bunu sağlayabilmek için özerk bir sosyal bilim veya insan bilimleri araştırma konseyi oluşturulmalıdır. Gelişmiş ülkelerde, hatta bizden daha az gelişmiş Hindistan gibi bazı ülkelerde bu tür yüksek düzeyde sosyal bilim konseylerinin başarılı örnekleri vardır. Avrupa topluluğuna girmeye çalışırken böyle bir kuruluş, gerek bilimsel bir atılım olarak, gerek insana yönelik hizmetleri sağlayacak politikalara yön vermek bakımından çok yararlı olabilir.

Türkçe yayımlanan eserleri:

-Sosyal Değişmenin Psikolojik Boyutları: İzmir Lise Öğrencileri Üzerinde Bir İnceleme

-İNSAN ve İNSANLAR -Sosyal Psikolojiye Giriş

 -Gençlerin Tutumları: Kültürler Arası Bir Karşılaştırma

-Dış Ülke Yaşantısının Etkileri: Bir Uluslararası Eğitim Mübadelesi Programı Sonuçlarının Sosyal Psikolojik Açıdan Değerlendirilmesi

 -Çocuğun Değeri: Türkiye´de Değerler ve Doğurganlık

-İnsan-Aile-Kültür

 -Başarı Ailede Başlar

-Kültürel Psikoloji: Kültür Bağlamında Aile ve İnsan Gelişimi

 -Benlik, Aile ve İnsan Gelişimi: Kültürel Psikoloji

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22