Yılmaz AYDOĞAN / BÖYLE GİTMEZ!


TÜRK TİPİ BAŞKANLIK (1)


Yazılı kaynaklarda kendisini Türk olarak tanımladığı bilinen ilk topluluk Göktürkler´dir.

 

Pek çoğumuzun bildiği üzere Göktürk Hanlığı M.S. 552 yılında Bumin Kağan tarafından bir araya getirilen Orta Asya´daki Türk boylarının oluşturduğu devletin adıdır. M.S. 774 yılına kadar, 222 yıl egemen kalmıştır. Ötüken yazıtları onların mirasıdır. En bilinen hanları Bilge Kağan olup, Bilge Kağanı Bilge Kağan yapan da onun Başveziri (yani Başbakanı) Tonyukuk´tur.

 

1071 yılındaki Malazgirt Savaşı ile Türklere Anadolu kapılarını açan ve bize bin yıldır üzerinde yaşadığımız bu vatanı bağışlayan Sultan Alp Arslan ve oğlu Melikşah´ın 1064 ile 1092 yılları arasında 28 yıl Baş vezirliklerini yapan Nizamülmülk Türk tarihinin bilinen en meşhur devlet adamlarından, (başbakanlarından) birisidir.

 

Osmanlı Devleti´nde Köprülü Mehmet Paşa, Pargalı İbrahim Paşa, Sokollu Mehmet Paşa, Alemdar Mustafa Paşa, Mustafa Reşit Paşa gibi ikinci adamlar (yani başbakanlar) istisnasız hepimizce bir çırpıda hatırlanıveren isimlerdir.

 

Tarihçi Profesör İlber Ortaylı hocamızın dediği gibi; ?Başbakansız hükümdar olmaz. Ne 14.ncü Louis, ne kraliçe I.nci Elizabeth, ne Kraliçe Victoria, ne de Napolyon ikinci adamsız düşünülemez.?

 

Hal böyleyken çıkıp, halk oylamasına sunulan ve yönetim yapımızdaki Başbakanlık makamını ortadan kaldıran, ne idiğü belirsiz, çağdaş dünyada uygulama benzeri bulunmayan bir yönetim yapısına ?Türk Tipi Başkanlık Sistemi? demek, Türk tarihini bilmemekten öte Türk tarihine hakaret etmektir.

 

Yakın, cumhuriyet dönemi tarihimizi çoğumuz biliriz.

 

Daha uzaklara gidersek, Müslümanlık öncesi tarihimizde görürüz ki liderin varlık sebebi toplumdur. Toplumu var eden ise Töresidir. Töre, hukuk demektir. Bundan 1350 yıl önce Bilge Kağan ve başbakanı Tonyukuk bunu bir kural olarak belirlemiş ve taş üzerine kazıyarak günümüze kadar ulaşmasını sağlamışlardır. ?Öze Tengri basmasar, asra yer telinmeser, Türk budun, ilingin, töringin kim arlatı??  ?Ey Türk ulusu! Üsten gök çökmese, alttan yer delinmese, senin ilini, töreni kim bozar??

 

Töre yok oldu mu Millet de yok olur. Türk´ün kurultay geleneğini (töresini), obaları (teşkilatları), beyleri (delegeleri) hiçe sayarsanız sizin meşruiyetiniz sorgulanmaya başlar. Kutlu töre çiğnenirse Hakan hükmünü (meşruiyetini) kaybeder.

 

Eğer gerçekten Türk tipi bir başkanlık kurulacaksa, önce töre/hukuk ve onun üstünlüğü, sonra da kurultay/meclis ve yetkileri, denetim gücü; ardından yetkin vezir/başbakan olacak ve sonra da bunların üstünde hakan/başkan (cumhurbaşkanı) bulunacaktır. Bunlar yoksa Türk tipi de yoktur.

 

Aynı esaslar dinimizde de geçerlidir. Ne diyor Hz. Muhammed veda hutbesinde: ?Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah´ın kitabı ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz.?

 

İslam tarihinde, bilenlerimiz bilir. Dört halifeden sonra gelenler, yani Emevi ve Abbasi dönemi halifeleri İslam´ın özünden sapmış ve dini hükümler yanında, Devlet yönetimi için bir örfi hukuk geliştirmişlerdi. Anadolu ve diğer Türk Dünyası´nın yolunda gittiği, Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanife (M.S. 699 - 767) Abbasi halifelerini ?Allahın kitabı ile yönetmedikleri için eleştirmiş? ve Abbasi halifesi Ebu Cafer El Mansur tarafından işkence edilerek, bir rivayete göre zehirlenip öldürülmüştür.

 

Onun görüşüne göre; ?Zalim yönetimlere kılıçla isyan etmek farzdır.? Emeviler´in Arap milliyetçiliği esaslı yönetim biçimlerine karşı çıkmış, Ehli Beyt ve sahabilere karşı zalimane davranışlara karşı mücadele etmiştir. Emeviler´e karşı Abbasiler´e destek vermiş ise de onların da aynı yolda gittiğini görünce desteğini çekmiştir.

 

Kendisine kadılık teklif eden Emevi Valisi Ömer Bin Hudeyre´ye itaat etmemiş ve işkence görmüştür. Vali için: ?O bir insanın katline hükmedecek, ben mühür basacağım ha? Alllah´a yemin ederim ki bu mümkün değil. Valinin beni öldürmeye gücü yeter fakat tekliflerini kabul ettirmeye asla!? demiştir.

 

İslam öncesi de İslam sonrası da adil, Töreye uygun, meşverete dayalı ve ikinci adamların etkin olduğu bir yönetim geçmişimizin varlığı görülmektedir.

 

Referanduma sunulan Anayasa hükümlerini bizim tarihi uygulamalarımızla uyumlu görmek mümkün değildir. Bu Anayasa ile getirilen sistem ?Türk tipi? olmaktan çok ?Baas tipi? görünümündedir.

 

Bu yaklaşım bizi Töre´nin ve İslam´ın ilkelerinden ayrıldığımız dönem uygulamalarına götürür.

 

Bu yaklaşım bizi ileriye, toplumsal ve bilimsel gelişmeye, refaha götürmez. Aksine gerilemeye, uluslararası yarışta geride kalmaya, bilimsel gelişmelerden uzaklaşmaya ve yolsuzluklarla birlikte yoksulluğa götürür.

 

Neden mi böyle söylüyorum. Yine tarihten sayfalar sunacağım sizlere.

(Devamı yarın)

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04