SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


"SAFAHAT'IMDA, EVET, ŞİİR ARAYAN HİÇ BULAMAZ;


"SAFAHAT'IMDA, EVET, ŞİİR ARAYAN HİÇ BULAMAZ;
Yalnız, bir yeri hakkında 'Hazin işte bu!' der.
'Küfe?/ Yok!/ Kahve?/ Hayır./Hasta?/ Değil./ Hangisi ya?
ÜÇ BUÇUK NAZMA GÖMÜLMÜŞ KOCA BİR ÖMRÜ-İ HEDER!"
                                                                     MEHMET ÂKİF ERSOY
                                                      
Doğum: 20 ARALIK 1873-Ölüm: 27 ARALIK 1936
MEHMET ÂKİF ERSOY, İstanbul'da doğmuş ve İstanbul'da Hakka yürümüştür.
Mehmet Âkif'in bu dizelerini elimdeki SAFAHAT adlı kitabın 152. sayfasından aldım. Dizelerin başında İTİRAF yazıyor.

Bir dergide okumuştum; yazar şöyle bağlıyordu, Mehmet Âkif üzerine yazısını:
"Onu yüzeysel ilerici gerici çizgisinde değerlendirmek yanıltıcıdır...
Âkif'i iyice incelemek gerek. Bunu yaparsak Âkif'i anmanın bizim için önemli olduğunu görürüz. Âkif, sağın istismarına bırakılacak bir değer değildir. Bırakılırsa bu, Âkif gibi seçkin bir ulusal değere saygısızlık olur..."

Size, yazıma başlık olarak aldığım dizelerde şairin andığı şiirlerinden örnekler sunmak istiyorum. Âkif, sanata değil, toplumcu bir amaca yönelmiştir her zaman...
KÜFE
"Sığınmış öyle giderken, hemen ayaklarına
Delilimin koca bir şey takıldı... Baktım ki:
Genişçe bir küfe yatmakta, hem epey eski.
Bu bir hamal küfesiymiş... Aceb kimin?Derken;
On üç yaşında kadar bir çocuk gelip öteden,
Gerildi, tekmeyi indirdi öyle bir küfeye:
Tekermeker küfe bîtâb düştü tâ öteye.
- Benim babam senin altında öldü, sen hâlâ
Kurumla yat sokağın ortasında böyle daha!
O anda karşıki evden bir orta yaşlı kadın
Göründü:
-Oh benim oğlum, gel etme kırma sakın!
Ne istedin küfeden, yavrum? Ağzı yok dili yok,
Baban sekiz sene kullandı... Hem derdi ki:
"Çok uğurlu bir küfedir, kalmadım hemen yüksüz..."
Baban gidince demek kaldı, adetâ öksüz!"
Onunla besleyeceksin ananla kardeşini.
Bebek misin daha öğrenmedin mi sen işini?
Dedim ki ben de:
- Ayol dinle annenin sözünü!
Fakat çocuk bana haykırdı, ekşitip yüzünü:
- Sakallı, yok mu işin? Git cehennem ol şuradan!
Ne dırlanıp duruyorsun sabahleyin oradan?
Benim içim yanıyor: Dağ kadar babam gitti..."

Bu şiir, sosyal dramları en güzel anlatan şiirlerden birisidir. Şiirin konusu; İstanbul sokaklarının düzensiz, acınacak hâli,  babası ölen bir hamal çocuğunun babasının küfesine karşı tavrı ve Akif'in öğütleridir.
O kenar mahalledeki sokakları ve yıkılmaya yüz tutmuş, harap evleri anlatan dizeleri almadım yazıma...
MAHALLE KAHVESİ
«Mahalle kahvesi!» Osmanlılar bilir ne demek?
Tasavvur etme sakın «Görmedim nedir?» diyecek.
Dilenci şekline girmiş bu sinsi cânîler,
Bu, gündüzün bile yol vermeyen, harâmîler,
Adımda bir, dikilir, azminin, gelir, önüne...
Zavallı yolcunun artık kıyar bütün gününe!
Evet, dilenci sanır seyr eden kıyâfetini;
Fakat bir onluğa âgûş açan sefâletini,
Görüp de rikkate şâyân, biraz sokulsa, hemen,
Vurur şikârını tâ kalbinin samîminden!

Mahalle kahvesi hâlâ niçin kapanmamalı?
Kapansın, elverir artık bu perde pek kanlı!
Hayır, bu perde, bu Şark’ın bakılmayan yarası;
Bu, çehresindeki levsiyle yurda yüz karası;
Hayatımızda gediktir «gedikli» nâmıyle,  
Açık durur koca bir kavmin ihtimâmiyle!"

Mehmet Âkif'in sosyal mesaj içerikli şiirlerinden biri de budur. O, ülke gerçeklerini ifade ederek halkı uyarmak, uyandırmak; kurtuluş ve bağımsızlık bilincini zihinlere yerleştirmek peşindedir.
Şiirde halkın boş zaman geçirdiği yerlerin başında gelen kahveleri, şair, ağır bir biçimde eleştirir.
Kahveleri betimler, aşağıdaki dizelerde:
"Çamurlu bir kapı, üstünde bir değirmi delik;
Önünde tahta mı, toprak mı? Sorma, pis bir eşik.
Şu gördüğüm yer için her ne söylesen câiz;
Ahırla farkı: O yemliklidir, bu yemliksiz!
Zemîni yüz sene evvel döşenme malta imiş...
«İmiş»le söylüyorum. Çünkü anlamak uzun iş,
O bir karış kirin altında hangi ma’den var? "

Ahıra benzeyen bu kirli yerlerde insanlar, zaman öldürürler. Dönemin ağır koşulları altında boş oturup, tütün içmenin atalara saygısızlık olduğunu söyler şair...
Kahvelerde toplanan vurdumduymaz takımı, çok üzer onu... Bu dizelerde de vatanın perişan hâlini anlatır:
"Ne hastahânesi  kalmış zavallı eslâfın,
Ne bir imâreti; bitmiş elinde ahlâfın.
Kanalların izi yok, köprüler harâp olmuş;
Sebillerin başı boş, çeşmeler serâp olmuş!

O kahraman babalardan doğan bu nesl-i cebîn
Ne gîrûdâr-ı maîşet bilir, ne kedd-i yemîn."
Cesareti ile ünlü bir ulusun çocukları, o kahraman babalardan doğan bu korkak nesil; ne geçim savaşımı biliyor, ne de el emeği...

Çalışmayı ibadet sayan bir dine inananların, pineklemekten vazgeçip ulusal bilince ulaşmaları için ulusu uyarmaktadır Mehmet Âkif...

Sözü yine  uzattım; ama bu şiiri bilmenizi ya da anımsamanızı istiyorum.
"Bana sor sevgili kâri’, sana ben söyleyeyim,
Ne hüviyyette şu karşında duran eş’ârım:
Bir yığın söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri;
Ne tasannu’ bilirim, çünkü, ne san’atkârım.
Şi’r için “gözyaşı” derler; onu bilmem, yalnız,
Aczimin giryesidir bence bütün âsârım!
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa;
Oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa.
Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim,
İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim.
Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek:
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek."

MEHMET ÂKİF, kalemini, zor günlerden geçen ulusunu, ülkesi adına düşünen ve üreten bir şair olarak, ulusal  bilinçte birleştirme amacıyla yazmıştır.
Yurdumuzun üstünde bayrağımız dalgalandıkça, İSTİKLAL MARŞI'mız okundukça MEHMET ÂKİF'e her zaman saygı, sevgi, minnetimiz sonsuzdur.
Ona gönül borcumuz çok büyüktür. O, bizim, ulusumuzun unutulmaz şairi olarak hep yaşayacaktır. RUHU ŞAD OLSUN.
Ölüm yıl dönümünde o büyük şairi anarken, duygularımı anlatabilmek için onun dizelerinden daha etkili bir söz bulamadım.
"Tüllenen mağribi akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana."
                       HOŞÇA KALIN.

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04