(DEFTER) Büyükelçi Hasan Sevilir AŞAN


BALKANLAR DÜĞÜMÜ

‘’İçten içe kaynayan Balkanlar mitolojik Gordion gibi çetrefilli ve çözene itibar bahşedecek bir kördüğüm’’


Stratejik konumu ve çok uluslu kırılgan dokusu ile her dönemde büyük devletlerin çıkar ve nüfuz oyunlarına maruz kalmış, kolayca barut fıçısı haline dönüşmüştür.

İçten içe kaynayan cadı kazanı Balkanlar mitolojideki Gordion düğümü gibi çetrefilli ancak çözene itibar bahşedecek bir kördüğüm.

Elbette günümüzde bu düğümün Büyük İskender’in kılıç darbesiyle değil itidalli, barışçı bir yaklaşımla çözülmesi beklenir.

UKRAYNA

Rusya’nın Ukrayna’yı istilası uluslararası ilişkileri alt üst eden yeni bir dönemi başlatmıştır.

1990’lardaki büyük dönüşüm soğuk savaşı ılımanlaştırarak iki kutuplu dünyayı tek hegemonun hâkimiyetine sokmuştu.

30 yıl kadar süren başarısız ABD hegemonyası zaman zaman Çin’in ekonomik, ticari çıkışlarıyla eski dengeleri akla getirse de Ukrayna istilası gibi kutuplaşma etkisi yaratmamıştır.

Rusya’nın egemen bir ülkenin topraklarını fütursuzca işgal ederek halkını göçe zorlayıp, sivil alt yapıyı tahrip etmesi statüsü tartışmalı istikrarsız coğrafyaların endişeyle izlediği sendromlara yol açmıştır.

Batı dünyası Rus istilası karşısında safları sıklaştırırken, ABD kuşatmasından daralan Çin’in Rusya’ya göreceli desteği, iki kutupluluğu filizlendirmeye başlamıştır.

Uluslararası düzenin tek hegemonun keyfi tasarruflarından kurtularak denge denetimli iki kutupluluğa yönelmesine teoride sempati ile yaklaşılsa da, yeni düzenin taşlarının yerine oturması yıpratıcı kaotik aşamaları kaçınılmaz kılabilecektir.

TARTIŞMALI COĞRAFYALAR

Ukrayna sendromunun etkileyeceği en yakın coğrafya Balkanlardır.

Demir Perdenin yıkılmasıyla demokratik açılımlara başlayan genç cumhuriyetler kırılgan siyasi dengelere dayanan bölgesel istikrarı bir türlü sağlayamamıştır.

Her birinin yekdiğerinde azınlığı bulunan cumhuriyetler kendi iç çekişmelerine ilaveten bölge dışı aktörlerin de kışkırtmasıyla her an eski kaotik zamanlara dönüş endişesi taşımaktadır.

SENARYOLAR

Balkanların geleceğine ilişkin görüşler ‘’iyi, kötü ve mevcut durumun devamı’’ şeklinde üç senaryoya dayandırılırdı.

Ancak Ukrayna krizi karşısında artık mevcut belirsizliğin devam edemeyeceği anlaşılmış olup iyi veya kötü senaryolardan birisinin galip geleceği tahmin edilmektedir.

Balkanları düze çıkaracak yaklaşım, yeni Cumhuriyetlerin tamamının AB şemsiyesi altında birleştirilerek güven ortamının sağlanması beklentisiydi.

AB’nin tüm Balkanları eş zamanlı olarak Avrupa ailesine katması ile sınırların öneminin azalacağı ve serbest dolaşımın bölgesel istikrarı sağlayacağı başından beri tek hedefti.

Ancak kendi içinde kritik yapısal sorunlarla uğraşan Birlik, isteksiz, dağınık politikalarla bu ümitleri boşa çıkarmıştır.

Son AB-Balkanlar zirvesinde üyelik perspektifleri ilerlemeyen Balkan ülkeleri, yaklaşan Rus tehlikesine rağmen AB’nin hızlı adımlar atmamasından şaşkınlıklarını gizleyememiştir.

Arnavutluk, Makedonya ve Sırbistan liderleri zirveyi takiben düzenledikleri ortak basın toplantısında hayal kırıklıklarını eleştirel tonda dile getirmiştir.

Balkanların geleceğine yönelik en olumsuz senaryo içeriden veya dışarıdan kışkırtmalarla bölgenin yeniden 30 yıl önceki etnik çatışmalara sürüklenmesidir.

Zaman zaman AB içinde de Balkanların etnik temelde yeniden şekillenmesi ve sınırların yeniden çizilmesine yönelik fikir egzersizleri yapıldığı duyulmaktadır.

AB’nin bölge ülkelerini bünyesinde birleştirmek yerine yeniden tehlikeli etnik temelli ulus devletler arayışına yönelmesi Balkanlar düğümünün katmerleşmesi anlamına gelecektir.

Fikir aşamasında da olsa bu yaklaşım AB’nin Balkanları tanımadığı veya AB üyesi Balkan ülkelerinin dolduruşuna getirildiğini gösterir.

AB’nin Balkanlarda genişlemesine ilişkin oydaşma tıkanıklığının da keza kendi içindeki, ince hesaplar peşindeki Balkanlılardan kaynaklandığı söylenir.

TEHLİKE

Ukrayna krizi, AB’nin uyuşukluğu da göz önüne alındığında Bölgeyi yeniden cadı kazanına çevirme potansiyeline sahiptir.

Rusya’nın Donbaslara olduğu gibi Transdinyester’e stratejik ilgisi tehlikenin Moldova üzerinden yaklaştığının işaretidir.

Balkanlarda etnik pandora kutusunun açılması, Ukrayna’dakinden daha şiddetli doğu-batı vesayet savaşlarına, sonucu kestirilemeyecek insani dramlara ve radikal sınır değişiklikleri ile kitle göçlerine sebep olabilecektir.

Siyasi gözlemciler Balkan halklarının eski acı hatıraları canlandıracak plebisit, referandum gibi yıpratıcı süreçlerin yeniden yaşanmasını istemediğine dikkat çekmektedir.

Buna rağmen soğuk savaş rüzgârları bölgeye ulaşamadan Balkanların AB şemsiyesi altında toplanmasını içeren iyi senaryoya hız kazandırılması Avrupa’nın da yararına olacaktır.

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04