Ali MARALCAN- EMEKLİ KURMAY ALBAY


ÇUKUROVA´NIN ÖZGÜRLÜK VE EGEMENLİK GÜNEŞİ KADİRLİ´DEN DOĞDU


/resimler/2016-3/4/1425445712056.jpg

ÇUKUROVA´NIN ÖZGÜRLÜK VE EGEMENLİK GÜNEŞİ KADİRLİ´DEN DOĞDU

            ?´TOROS DAĞLARI´NIN TEPELERİNDE TEK BİR TÜRKMEN EVİNİN BACASI TÜTER HALDE KALMIŞ İSE, BEN BU MİLLETTEN UMUDUMU KESMEM, BAYRAĞI GÖĞSÜME SARAR, MİLLETİN İSTİKLALİ UĞRUNA ÖLÜRÜM ?´

                                                                                              Mustafa Kemal PAŞA
                                                                                       Yıldırım Orduları Grubu Komutanı
                                                                                                   Adana 1918

/resimler/2016-3/4/1426266650337.jpg

MUSTAFA KEMAL PAŞA´NIN YILDIRIM ORDULARI GRUBU KOMUTANLIĞI TESLİM ALMASI 

    30 Ekim 1918 Tarihinde Osmanlı İmparatorluğu İtilaf devletleriyle Mondros Mütarekesi´ni imzaladı. Bu mütareke gereğince Osmanlı ordusunda bulunan Alman subayları Türkiye´den Ayrılması gerekmekteydi. Buna dayanarak Sadrazam İzzet Paşa, 30 Ekim 1918´de General Liman Von Sanders´e bir telgraf çekerek Yıldırım ordular grubu Komutanlığını Mustafa Kemal Paşa´ya devretmesini emretmişti. Bu emre uygun olarak 31 Ekim 1918 günü karargâhı Adana´da bulunan Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığının devir teslim töreni yapıldı. Alman General Liman Von Sanders devir teslim töreninde şöyle bir konuşma yaptı´´ Eksalans; Siz savaş cephelerinde Arıburnu ve Anafartalar´da yakından tanıdığım komutansınız. Aramızda gerçi bazı olaylar geçti; fakat bunlar, nihayet bizi birbirimize daha yakın tanıtmış oldular. Dostluğumuzun yürekten olduğunu sanıyorum. Bugün Türkiye´yi terke mecbur edilirken emrim altındaki orduları, Türkiye´ye ilk geldiğim zamandan beridir takdirkârı bulunduğum bir kumandana teslim ediyorum. Bu büyük felaket içinde üzüntü duymamak mümkün değil. Ancak ben, kumandayı size bırakmakla teselli buluyorum. Bu dakikadan itibaren emir sizindir. Ben sizin misafirinizim.? dedi. Daha sonra Alman Generali, ?Bizim için her şey bitti artık, yenildik.? der demez, Mustafa Kemal Paşa ise konuşmasında ; ?Savaş, müttefiklerimiz için bitmiş olabilir ama bizi ilgilendiren savaş, İstiklal savaşımız, ancak şimdi başlıyor.? diyor ve geleceğin işaretini veriyordu.

Mustafa Kemal Paşa Adana´ya gelmeden önce 28 Ekim 1918 de Kilis´e uğradı. Kilis Kuvayı Milliye mücadelesi için Kilislilere 1000 adet silah verdi.

       Bir gün sonra eski Antep milletvekili ve Ticaret Bakanı Ali Cenani´yi Halep´teki 7. Ordu karargâhına çağırdı. Ali Cenani´ye ileride Antep´in savunması için 4000 tüfek, 26 makinalı tüfek ve 8 top verdi.

 /resimler/2016-3/4/1430237436187.jpg

ADANA´NIN KURTULUŞ MÜCADELESİNİN BİZZAT MUSTAFA KEMAL PAŞA TARAFINDAN PLANLANMASI VE BU UĞURDA YAPTIĞI VATANSEVER HİZMETLERİ

     Adana´nın kurtuluş mücadelesi için 5 Kasım 1918´de Cumhuriyet Otelinde, 7 Kasım 1918´de Kırmızı Konak ( Eski İstasyonda şuan İstiklal Ortaokulu) ve 8 Kasım 1918´de Şakir Paşa´daki Aliye Yerdelen Hanım´ın evinde toplantılar yaptı.

Bu toplantılarda ?´Bu memleketin kurtulacağını, henüz ümitlerin sönmediğini bunun için mücadele edeceğini, Türk Milletinin ve ordusunun kendi vatanını ve istiklalini koruyabileceğini açıklamıştı.´´

Bu maksatla aralarında teşkilat kurmalarını, uygun yerlere siper kazmalarını ve gereken malzemenin tarafından temin edileceğini söyledi. Ayrıca toplantıda hazır bulunan 2. Ordu komutanı Nihat Paşa´ya mevcut silahları Adana´nın mücadelesi için Kuvayı Milliye müfrezelerine dağıtması için emir verdi.

MUSTAFA KEMAL PAŞA´NIN ADANA´DA ULUSAL KURTULUŞ İÇİN KARAR VERMESİ.

Mustafa Kemal Paşa karargâhı Konya Eğridir´de bulunan 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa´ya 4 Kasım günü telefonla görüşerek Ali Fuat Paşa´nın 5 Kasım 1918´de Adana´ya çok önemli bir konuyu görüşmek üzere gelmesini istedi. 5 Kasım 1918 günü Adana´da Ali Fuat Paşa ile buluşan Mustafa Kemal Paşa ? Padişahtan ümidi kestim artık. Ne yapacaksa bu asil millet yapacak, biz onları destekleyelim ve onlara yol gösterelim.? dedi. İkisi arasında kararlaştırılan Ulusal Kurtuluş Savaşı aralarında milli bir sır olarak saklandı.

Ulusal Kurtuluş Savaşından sonra 15 Mart 1923´de Mustafa Kemal Paşa´nın Eşi ile birlikte Adana´ya yaptığı ilk seyahatinde bu milli sırrı ? Bende bu vakayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette bu güzel Adana´da doğmuştur.? diyerek bu gizli sırrı Adanalılarla paylaşmıştır.

ADANA´NIN İŞGALİ VE ERMENİ FAALİYETLERİ

15 Aralık 1918´de çoğu yerli Ermenilerden oluşan 1500 kişilik Fransız birliği Mersin´e çıktı. Tarsus, Mersin ve Adana işgal edildi. Mondros Mütarekesi´nin 7.maddesi gereğince 21 Aralık 1918 tarihinde Fransız ve ermeni gönüllüleri; Fransız Albay Remieux kumandasında Adana´ya girdiler.

    1915 Tehcirinde Adana´dan 46000 Ermeni sınır dışı edilmişti. Adananın işgalini müteakip Adana merkezine 70bin Ermeni geri geldi. Bunlar gençlik dernekleri ve Ermeni İntikam Alaylarını kurduktan sonra şehir içinde ve köylerde bireysel ve toplu katliamlara başladılar.

ADANA BÖLGESİNDEKİ FRANSIZ İŞGAL KUVVETLERİNİN YAPISI VE İDARİ TEŞKİLATI

            Fransız kuvvetlerinden Birinci Doğu Tümeni karargâhı ile beraber büyük bir kısmı Adana´daydı. Ayrıca 7. Süvari alayının karargâhı Adana´da ve birlikleri de piyade alayının emrinde bulunuyordu. Bu tümenin bir alayı Tarsus´a, bir alayı da Mersin´e yerleşmişti. İslahiye, ?´Bahçe, Ceyhan ve Pozantı´da Birinci Tümenden birer takviyeli tabur bulunmaktaydı.

            Albay Bremond´u tayin etmişti. Albay Bremond Kilikya Genel Valisi adıyla Adana´ya gelerek, Hükümet Konağı´na yerleşmişti. Adana´ya karargâhını kuran Bremond, Adana merkezine Yarbay Normand, Kozan kazasına Yüzbaşı Taillardat, Cebel-i Bereket´e Yüzbaşı Andre, Mersin sancağına Binbaşı Anfre ve nihayet müstakil Tarsus kazasına da Binbaşı Coustilliere´yi tayin etmişti.

 

 /resimler/2016-3/4/1432111813397.jpg

BİR TEŞKİLAT FİKRİ OLARAK KUVA-YI MİLLİYE

Bir teşkilat fikri olarak,23 Temmuz ? 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında yapılan Erzurum Kongre´sinde Kuvayı Milliye´nin ilk formülünü Erzurum Kongresi beyannamesi 2.maddesinde buldu.? Kuvayı Milliye amil (yapmak ) ve milli iradeyi hakim kılmak esastır.
       Bu formül doğrudan doğruya Mustafa Kemal´indir. Bu formül ve karar Anadolu´da açık, kesin ve milli ölçüde bir teşkilatlanma fikrini ifade eder.
        Sivas Kongresi, 4 Eylül 1919´da başladı ve 12 Eylül 1919´da sona erdi. Sivas Kongresini müteakip Atatürk, 22 Aralık´a kadar Sivas´ta kaldı. Bu müddet içerisinde 19 Kasım ? 26 Kasım 1919 tarihlerinde Sivas´ta komutanlar toplantısı yapıldı. Bu toplantıya, Ulusal Kurtuluş Savaşına iştirak eden bütün komutanlar katıldı. Bu toplantıda güney cephesi ( Adana, Antep, Urfa ve Maraş ) Kuvayı Milliye komutanı Ali Fuat Paşa, bu bölgenin savunmasıyla ilgili hazırlamış olduğu plan ve projeleri komuta katına arz etti. Hazırlanan bu plan, komutanlar tarafından büyük tasvip ve ilgi gördü. Buna müteakip bu bölgeleri yönetmek üzere komutanların tayinleri yapıldı. Adana Bölgesi´nde Seyhan Nehri´nin doğusunda Binbaşı Kemal ( Kozanoğlu Doğan Bey) ile Yüzbaşı Osman Nuri ( Aydınoğlu Tufanbey) lakaplarıyla, batı cephesinde ise Yüzbaşı Ali Ratip ( Tekelioğlu Sinanbey ) görevlendirildiler. Adana Bölgesi´nin lojistik desteğini 20.Kolordu Komutanlığınca, personel desteği ise Kayseri´deki personel daire başkanlığınca sağlanacaktır.

 

 /resimler/2016-3/4/1432405407654.jpg

ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞINDA İLK KURŞUNUN ATILDIĞI DÖRTYOL KARAKESE KÖYÜNÜN KAHRAMANLIK ÖYKÜSÜ

         Fransızlar İskenderun´a asker çıkardıktan sonra 11 Aralık 1918 de takviyeli bir piyade alayı ile Dörtyol kasabasını işgal etmişlerdir. Fransızlar, Dörtyol´u işgal ederken dört yüz ermeni den oluşan bir Fransız taburundan yararlanmışlardır. Bu kuvvetlerin arkasından Ermeni alayına ait bazı birlikler de gönderilmiştir.

Dörtyol´da ki halk kendisini savunmak için Dörtyol´a ve Özerliye giden yolları taştan barikatlar yapmak suretiyle kapatmış ve buraya gelen Fransızlara karşı koymuşlardır. Fransızlar bu beklenmedik karşı koymada büyük şaşkınlığa uğramışlar, çarpışmalar sırasında 15 asker kayıp vererek Dörtyol´a çekilmek zorunda kalmışlardır.19 Aralık 1918 de yapılan bu çarpışma, Türk milletinin taarruz eden düşmana karşı ilk ayaklanması ve direnişi başlatması bakımından çok önemlidir. Bu direnişte Mürfeze konutanı MEHMET ÇAVUŞ(KARA) tarafından İlk kurşun atılmış olup orada iki Fransız Askerini öldürmüştür.

KADİRLİ NASIL İŞGAL EDİLDİ?

            Osman Tufan yüzbaşının karargâhından 30 km batıda bulunan Kadirli´yi Fransızlar nasıl işgal etmişlerdi? Önce onu görelim: Müttefiklerin Adana´ya yerleşmesinden sonra Kozan´ı da işgal ettiler 14.03.1919 Tayyarda ve üsteğmen Supy bir bölük Cezayirli Müstemleke askeriyle Savrun Suyu üzerindeki Cemal Paşa Köprüsünden geçerek Kadirli´ye girdi.

            Kadirli´nin yerli Ermenileri Fransız işgal güçlerini kasabanın batı yönündeki kubbenin yanında karşıladılar. Dolapçıoğlu isimli bir Ermeni bu karşılama sırasında heyecanlandı, sevincinden kalbi durdu ve öldü. Cemal Paşa Köprüsü´nden itibaren Ermeniler dört yere zafer takları kurdular. Yollar, dükkânlar İngiliz, Fransız ve Ermeni bayrakları ile süslendi. Okul öğrencileri, memurlar, Taşköprü´de yapılan karşılama törenine katılmaya mecbur tutuldular. Müstemleke askerleri kamyonet içinde sokakları dolaştılar. Kendirli´nin konağına geldiler. Katolik kilisesinin Çan Kulesi´nin tepesindeki Türk bayrağını indirdiler ve Fransız bayrağı çektiler. Kilisenin çanını zafer kutlaması anlamında yüz defa çaldılar. Arkadan Fransız süvari müfrezesi kasabaya girdi. Kadirli resmen işgal edilmiş oldu.

            Yerli Ermeni fedaileri hemen bir bölük oluşturdular. Türk jandarmaların işine son verildi. Ermeniler her gün çoğunlukla meskûn bulundukları Pazar mahallesinde zafer şenlikleri yaptılar. Türklerin silahları toplattırıldı. Ermeniler yağma ve talan yapmaya başladılar. Kin ve nefret kusuyorlardı. Bağımsız Ermeni Devleti kuracaklarını, Kilitya Ermeni Krallığını ihya edeceklerini her yerde haykırıyorlardı. Bu durum karşısındaKadirli´nin aydın gençleri gizlice toplandılar ve silahlı mücadele yapmaya karar verdiler.

            Gizlice, namusları ve şerefleri üzerine yemin ederek faaliyete geçtiler. Tatarlı aşiretinden Memidik Ağa, Pat İsmail, Hacıoğlu Abdullah, Kurudöl Mehmet Ağa, Hallaç Hacı, Kandaklı İmam Ahmet Efendi, Yavru Durdu, Muhittin ve Celil Onbaşı, Hot Osman ve başlarına bölük kumandanı olarak Hüsnü Coşkun´u getirdiler. Binbaşı Ahmet Ağa´nın çiftliğinde karargâh kurdular. Silahlı mücadele yapmaya karar verdiler. Aynı şahıslar Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti´nin de kurucusu oldular.

KADİRLİ´NİN KURTULUŞU İÇİN TEŞKİLATLANMA NEREDE VE NASIL OLUŞTURULDU?

            Osman Tufan Bey´in ilk hedefi Kadirli´nin Fransız işgalinden kurtarılmasıdır. Bu nedenle Kadirli´nin ileri gelenleri ile temas kurmak istemektedir. Önce Kadirli´de Tevfik Coşkun Bey´e gizli bir mektup yazar. Kadirli eşrafından Hasan Tekerek bu mektubu Kadirli´ye getirir ve Tevfik Coşkun´a teslim eder. Tevfik Bey ve yakın dostu Bekir Sıtkı Onat Savrun Suyu kenarından bu mektubu Kadirli´ye getirir ve kimsenin eline geçmesin diye yırtarak Savrun Suyu´na atarlar. Bu mektupta, Yüzbaşı Osman Tufan Bey, Kadirli´de Kuvayı Milliye Teşkilatı kurulmasını ve Sivas´ta kurulmuş olan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti´nin bir şubesinin de Kadirli´de açılmasını önermiştir. Tevfik Bey´in eğitim görmüş kültürlü ve deneyimli aydın bir kişi olduğunu duymuştur. Mektubunda müşterek çalışmak ve kader birliği yapmak istediğini yazmıştır. Kadirli halkı ve Kadirli eşrafının Mustafa Kemal Paşa´nın Sivas´ta kurduğu organizasyon hakkında fazla bir bilgileri yoktur.

            Tevfik Coşkun, bu mektubun içeriğine vakıf olduktan sonra, Tufan Bey ile yüz yüze görüşmek ister. Hasan Tekerek haberleşmeyi sağlar. Kesiş Suyu´nun Ceyhan Nehri´ne döküldüğü yere yakın işgal bölgesinin sınırındaki Bıyıklı Ali Ağa´nın evini bu buluşma için uygun bulur. Kesiş Suyu´nun kenarında, yani Kadirli-Andırın hududunda, Durmuş sofular Köyünde, Bıyıklı Ali Ağa´nın evinde buluşmak üzere randevu ayarlar. Bıyıklı Ali Ağa´nın evine, Osman Tufan Bey, Yaycıoğlu İbrahim Ağa, Hacı Zülfigaroğlu ve Musa Beyazıt gelirler. Kadirli´den de Tevfik Coşkun, Hasan Tekerek, Halil Tekerek, Latifoğlu Ahmet Paşa, (yakıştırma isim) Hacı bozdoğan Bey gelirler. Tevfik Coşkun Sivas´ta kurulan Anadolu ve Rumeli müdafaa-i hukuk Cemiyeti´nin benzeri bir cemiyet kurmak için on maddelik bir tüzük taslağı hazırlamış olup bu işe yatkındır. Osman Tufan Bey, Tevfik Beyin görüşünü tasvip eder. Ermenileri ve Fransızları Çukurova´dan ve memleketten kovuncaya kadar mücadele etmeyi kararlaştırdılar. Zaten, Kadirlili gençler sömürgecilere ve Ermenilere karşı gizli toplantılar yapmakta ve halkın silahlanması için gayret göstermektedirler.

            Tevfik Coşkun Osman Tufan Beyin elinde ne kadar güç bulunduğunu öğrenmek ister.

            Tufan Bey,  ?Osman Tufan Paşa, kırk bin mevcutlu yeşil ordusuyla, toplarıyla, mitralyozlarıyla geliyor? propagandasını yaptırmıştır. Acaba bu gerçek miydi?

            Osman Tufan,  gizli görüşmek için Tevfik Bey´i Bıyıklı Ali Ağa´nın evinin dışına çağırır ve şunları söyler:

            ?´ Gücümüz milli imanımızdır. Bu büyük kudreti ateşleyip, halkı ayaklandıracağız ve düşmanı mübarek yurdumuzdan kovacağız. Sivas´ta  ?´ Yeşil Ordu´nun kurulmakta olduğu propagandasının düşmana duyurulmasında fayda vardır.´´

            Aralarında topyekûn bir mücadele yapacaklarını ve propaganda gücünün kullanılmasının isabetli bir girişim olacağı hakkında fikir birliğine varırlar. Kesiş Suyu´nun batı yakasındaki Kadirlili köylülerde, bu propagandadan olumlu sonuç alınabilmesi için var güçleriyle çalışırlar.

            Fikir birliği içinde olduklarını beyan ederler. Çokak, Dağkolu ve Bozdoğan bölüklerinin kurulması Bıyıklı Ali Ağa´nın evinde fikir alışverişi yapıldığı sırada gerçekleştirilir. Çokak Bölüğü kumandanlığına Latifoğlu Ahmet paşadağ kolu bölük kumandanlığını hacı bey bozdoğan sahiplenir. Tevfik Bey Kadirli´ye döndükten sonra da diğer bölükler oluşturulur.

            Kadirli halkı üzerinde büyük saygınlığı bulunan Müftü Osman Nuri Efendi, Tevfik Coşkun´un girişiminden evvel Hacın Müftüsü İzzet Efendi, Vaysıoğlu Faik Efendi ve İbozade İbrahim Efendi´yi, Tufan Bey´le görüşmek üzere Andırın´a gönderir. Osman Tufan Bey´in huzuruna çıkarlar. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti´nin tüzüğünü alarak Kadirli´ye getirirler ve Müftü Efendi´ye teslim ederler. Sivas´taki cemiyetin bir şubesinin Kadirli´de kurulmasına karar verilir. Böylece organize olmak için zemin hazırlanır.

            Yapılan gizli toplantıda, başkanlığa, Müftü Osman Nuri Efendi ikinci başkanlığa Hacı İdem Efendi getirilir. Diğer Üyeler şunlardır: Muallim Rasim Hoca, Hacı Musa Ağazade Cafer efendi, Nalbant Mehmet Ağa, Tekerek Hasan Efendi, Tekerek Halil Efendi, Hacı Bozdoğan.

            Fransız yönetimi zülüm ve şiddet kullanmakta Ermeniler kin ve nefret kusmaktadır. Kilikyalı Ermeni Krallığı´nı ihya edeceklerini Çukurova´da bağımsız Ermeni devlet kuracaklarını her gün her yerde haykırmak tadırlar. Türkler için silaha sarılarak mücadele etmekten başka çare kalmamıştır. Kadirli halkı süratle silahlanmaya başlar. Adana´dan silah getirebilmek büyük sorundur. Taşköprü üzerinde sıkı kontrol vardır.  Silahın ancak harallar içinde ve şeker kamışları arasında gizleyerek kaçırabilmek mümkün olmaktadır. Osmaniye´deki silah deposundan kaçırılan silahların Kadirli´ye getirilmesi daha kolay olmaktadır.

            Fransızlar da boş durmazlar. Bölge halkı üzerinde büyük nüfus sahibi olan eşrafı kendi yanlarına çekmek isterler. Örneğin karamüftüzade Hazım efendiyi elde etmeye çalıştılar. Tayyarda Hazım beyi Kozana çağırır. Fakat ateşli bir Türk milliyetçisi olan Hazım bey´de umduğunu bulamaz. Hazım Bey, Tayyarda´nın yüksek maaşla görev teklifini reddeder.

            Tufan Bey, Andırın´da Kuvayı Milliye teşkilatı kurmakta zorluk çekmez. Ülkenin diğer yerlerinde olduğu gibi Andırın´da da Eşraf Milli mücadele yanlısıdır. Toplum içinde nüfus sahibi insanlardır. Milisler gönüllü olarak gelip bölüklere katılırlar.100 Kişiyi bir araya getiren bir bölük kurabiliyordu. Gerilla savaşı yapacak olan çetelerin sırtında Maraş abası vardı. Erlerin yakasında bir mermi, bölük kumandalarında iki mermi ve grup kumandanın yakasında üç mermi bulunuyordu. Bunlar rütbelerini gösteriyor.

KADİRLİ´NİN KURTULUŞU

Kuzeyden Şakir Bozdoğanın Geben Müfrezesi ve Güneyden Mamuk Ağa Müfrezesi ve tam orta kısımdan Osman Tufan Bey´in kumandası altında bulunan Andırın çeteleri Kadirliyi kuşattı.

Yeşil ordunun gelmekte olduğu hakkındaki duyumları, Kadirlideki Fransız askeri kaymakamı Üsteğmen Suby, Kozanda Tayyar Daya´ya bildirdi. Tayyarda da aynı bilgiyi Adana´da Askeri Vali Biremond´a aktardı. Biremod, Ermeni asıllı Tomukyan Çavuşu, durumu tetkik etmesi için görevlendirdi. Tomukyan  Nürfet ve diger sınır karakollarını gezdi, birçok kimselerle konuştu. Türk Ordusunun gelmekte olduğunu gerçek olduguna kanaat getirdi. Muallim Bağında (Kadirlinin kuzey dogusundaki şimdiki koru) ve çevrede bir çok yerlerde tedbir olarak İstikkamlar kazılmıştı. İçlerinde Türklerin saldıracağına dair bir korku vardı. Tomukyan, Yeşil ordunun gelmekte olduğuna dair, vaziyetin vahim olduğuna dair Albay Biremond´a rapor verdi.

            İşte, yarı ıslak, buruşuk, bu kâğıt parçası üzerinde yazılı olan asılsız propagandaya inanan Fransızlar, tek bir kurşun sıkılmadan 7 Mart 1920´de Kadirli´yi terk ettiler. Osman Tufan Yüzbaşının gayesi de Kadirli´yi ele geçirmekti. Ama bu hedefe hiçbir kurşun sıkılmadan, hiçbir çetenin kanı akmadan vasıl olunması son derece önemlidir. Savaş denince insanın aklına, binlerce muharip kişilerin ölmesi, şehirlerdeki evlerin harap olması, yakılıp yıkılması gelir. İşte, psikolojik mücadelenin gücüyle, Kadirli´nin tekbir kurşun sıkılmadan tahliye edilmesi, Osman Tufan Paşa´nın verdiği mücadelenin bilinmeyen çok önemli bir yönüdür.

            Bu mutlu netice alındığı zaman, Kendirli´nin konağında, Katolik Kilisesinin çan kulesinin ( cihannüma) üstündeki direkte asılı duran Fransız bayrağı indirildi.

            Müftü Osman Nuri Efendinin hayır dualarıyla Hükümet Konağı´na Türk Bayrağı çekildi. 7 Mart 1920.

            Kadirli´deki Fransız güçlerinin ve Ermenilerin gürültüsüz ve patırtısız Kadirli´yi terk etmelerinde, şehitlerden suhuletle ayrılmalarında Kadirli Müftüsü Osman Nuri Efendi´nin halk üzerindeki ağırlığının ve Çerkez Nuri çavuşun Fransızların mutemetleriymiş gibi görünmesinin etkisi olmuştur. Katıksız Türk taraftarı olan Çerkez Nuri Çavuş´un hizmetleri unutulamaz. Fransızların mutemet adamı gibi rol yapmıştır. Oğlu Çako Bey de Fransız jandarmasına yazılmıştır.

            Çerkez Nuri Çavuş Fransızlar için at arabaları ve yük ve binek hayvanları temin etti. Kadirli´de bulunan 200 hane Ermeni halkı da Fransızlarla beraber Kozan´a göç ettiler. Kadirli´de Ermenilerden boşalan evlere Kozan´dan gelen Müslüman ahali yerleştirildi.

OSMAN TUFAN PAŞA´NIN KADİRLİ´YE GELİŞİ

            Kadirli´nin düşman işgalinden kurtulmasından 20 gün sonra 27 Mart 1920 Cumartesi günü Tufan Bey beş bölük Maraş Abalı Andırın çeteleriyle Kadirli´ye gelir. En önde Tufan Bey´in sancaktarı ihtiyar uzun Salih vardır. Halk asri mezarlık hizasında, Andırın yolunda çeteleri karşılar. Herkesin elinde bayraklar vardır. Çarşı, Hükümet Konağı, Belediye Binası ve evler bayraklarla donatılmıştır. Hükümet Konağı´nın avlusuna gelinir. Burada Tevfik Coşkun heyecanlı bir konuşma yapar. Kozan´dan gelen Mehmet Zahit Çamurdan Bey de kendi yazdığı şiiri okur. Halk galeyana gelir. Yalnız Kadirli´nin değil bütün ülkenin kurtaracağına dair halkta bir kanaat hâsıl olur. Karşılamaya gelenler arasında Kozanlılar da vardır. Kadirli´nin kan dökülmeden kurtarılmış olmasında, Müftü Osman Nuri Efendi´nin halk üzerindeki etkinliği ve Nuri Çavuş´un Fransız komutanı üzerindeki inandırıcılığı etkili olmuştur. Tufan Bey on gün Kendirli´nin Konağı´nda ikamet eder. Burasını karargâh olarak kullanır. Çeteler hanlara ve tanıdık evlere yerleşmişlerdir. Osman Tufan Bey on gün ?´ Kendirli´nin Konağı´nda ikamet etti. Sonra karargâhını Darendeli Hacı Hüseyin´in Sevil Oteli´ne taşıdı´´.

            Kadirli´nin boşaltıldığı haberini alan Tufan Bey´ de 27 Mart 1920 tarihinde Kuvvetleriyle Andırından hareket ederek Atatürk´ün talimatı ile Kadirli´ye geldi.

            Tufan Bey´in Kadirli´ye girişiyle Kadirli´de Milli güçler hareketlenip daha da güçlenmiş Doğu Çukurova Kuvayı-i Milliye mıntıkasının merkezi durumuna gelinmiştir. Komşu ilçelerin Kurtuluş Mücadelesi süreci, Kadirli Merkezden yürütülmüştür. Fransızları Ankara Antlaşmasına zorlayıp, güney sınırlarımızın kaderini belirlemede Kadirli´nin yeri tartışılmaz bir biçimde ortadadır. Bütün, bu anlatılanlar ise 27 Mart tarihinin ve Tufan Bey´in Kadirli´ye girişinin önemi ve sonuçlarıdır.

SONUÇ OLARAK:

            İstiklal Savaşında, Garp Cephe Kumandanı İsmet Paşa, 6.3.1971 tarihli Kadirli belediyesine çektiği Kurtuluş tebrik telinde ?´Kadirli´nin Kurtuluşu Büyük Zaferin müjdecisi olan büyük olaylardandır. Kadirli´nin kurtuluşu, Büyük Zaferin müjdecisidir. Kadirli´nin kurtuluş sevincinden kuvvet alarak, büyük zafere hazırlandık´´ diyor.      

            İsmet paşa, 5.3.1973 tarihli Kadirli Belediyesine gönderdiği kurtuluş tebrik telinde ise, ?´Kadirli´nin kurtuluşu; karanlık günlerimize şafak sökmesi gibi, bir bayram günüdür. Garp Cephesinde tarihimizin en büyük savaşlarından biri hazırlanırken, Kadirlililer, Kadirli´nin kurtuluş müjdesini verdiler. Kendi Yurtlarından sonra İzmir´in kurtulması için de çalıştılar´´ ifadesini kullanıyor.

            Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa´nın ve Ferit Celal Bey´in ifadelerinde, Kurtuluş Mücadelesinde Kadirli´nin öncülüğü açıkça anlatıyor.

            Bölge kurtuluşunu tamamlayan Kadirli Kahramanları, İsmet paşa´nın tebrik telinde belirttiği gibi, Garp Cephesinde İzmir´in ve bütün Türkiye´nin kurtuluşu için, sonuna kadar vatana olan hizmet borçlarını, kusursuz yapmıştır.

            Savaş Sırasında bir memleket ne kadar az zayiat verirse, sonuç, o nispette başarılı sayılır. Önemli olan düşmanı mağlup edip kurtulmaktır. Kadirli zayiatsız, kansız bir şekilde toraklarından düşmanı kaçırıp çok muteber bir netice almış. 7 Mart 1920´de, düşman hiçbir direniş göstermeden bırakıp gitmiştir.

            1909 Ermeni İhtişamında ve 24 Nisan 1915 Ermeni sürgününde, Kadirli Müftüsü Tayyipzade Osman Nuri Efendi sayesinde Ermenilerin mağdur edilmemeleri nedeniyle Kadirli Ermenilerinin, Koca Müftü ´ye Müslüman Türkler kadar saygı ile bağlı bulunmaları, Kadirli´nin zayiatsız kurtuluşuna büyük etkendir.

            Kadirli halkının derin din bilgini, ileri görüşlü, vatansever, milliyetçi, medeni cesaret sahibi Tayyipzade Müftü Osman Nuri (Saygılı) Hoca´nın etrafında birlik ve beraberlik içinde tek vücut, tek yumruk birleşmeleri, Kadirli´den düşmanın kansız gönderilişinin başka bir sebebidir.

 /resimler/2016-3/4/1433320252461.jpg

            Saygı değer vatandaşlarım ve sevgili Kadirlili hemşerilerim. 19 Mayıs 1919 da Mustafa Kemal Paşanın Samsuna ayak basmasıyla başlayan ve 9 Eylül 1922 de Türk Ordusunun İzmir´e girmisi ile sonuçlanın Ulusal Kurtuluş Savaşında, Çukurovanın Hürriyet ve İstiklal Güneşi Kadirli´den doğmuştur.  Değerli yazarımız Ayşe CEBESOY Sarıalp´in tarihin önemi ile ilgili  şu uyarısını asla unutmayalım: ?´ Tarihini bilmeyen bir toplum kökü çökmüş, her an devrilmeye hazır bir ağaca benzer. Cumhuriyetimizin kıymetini anlayabilmek ve ona sahip çıkabilmek ancak tarihini doğru ve iyi bilmekle mümkündür ?´ diyor. Kadirli´nin 96 ncı yılının kurtuluşu anısına saygıdeğer Behice BATUR´un bu kutsal mücadeleyi zaferle süsleyen kahramanlarımız için yazdığı ?Çeteler? isimli şiir ile noktalamak istiyorum.

ÇETELER

Maraş yollarından ettiler akın
Açtılar bayrağı, göklere yakın
Kaçmayın Fransız, dönünde bakın
Geliyor bizim ünlü çeteler?

Sabaha karşı toplar atıldı.
Çeteler dizildi yollar tutuldu.
Korkak düşmanların beli büküld
Geliyor bizim şanlı çeteler.

Analar bacılar yollara çıktı.
Bu heybet düşmanın bağrını yaktı
Silahı olmayan sopayı çekti
Geliyor bizim ünlü çeteler.

Kükremiş atları sel gibi coşar
Gören düşmanların tebdili şaşar
Hiç yorulmaz dağlar tepeler aşar                                                                 
Geliyor bizim şanlı çeteler

Hasretle beklerim 7 Mart günü
Burada kuruldu çete düğünü
Binlerce olsa da düşman yığını
Tepeleyip geçer bizim çeteler

Tufan beyi dersen, çeteler başı
Göğsünü geriyor düşmana karşı
Yüksek sedasıyla titretir arşı

Vatanı kurtardı şanlı çeteler 

            Bu kutsal mücadeleye katılarak Kadirli´nin özgürlük ve egemenliğini, Ay yıldızlı bayrağımızın göklerde dalgalanmasını ve İstiklal Marşımızın coşku ile söylenmesini sağlayan şehit ve gazilerimizi minnet ve saygı ile anıyoruz. Ruhları şad olsun.

KAYNAKÇA

1-     TEK ADAM CİLT 3 ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR

2-     TÜRK İSTİKLAL HARBİ GÜNEY CEPHESİ GENELKURMAY ASKERİ TARİH VE SITRATEJİK ETÜT BAŞKANLIĞI

3-     TÜRK ? FRANSIZ MÜCADELESİ Yrd. Doç. Dr. SÜLEYMAN HATİPOĞLU

4-     MİLLİ MÜCADELE HATIRALARI GENERAL  ALİ FUAT CEBESOY

5-     ATATÜRK´ÜN ADANA SEYAHATLERİ TAHA TOROS

6-     MİLLİ MÜCADELEDE İLK KURŞUN  VE DÖRTYOL KADİR ASLAN

7-     OSMAN TUFAN PAŞA  NECAT YAYCIOĞLU

8-     MİLLİ MÜCADELE VE KADİRLİ ? SEVİYE SOLAK

9-     İNCE MEMET AKÇASAZ VE KADİRLİ´NİN AĞALARI  SEVİYE SOLAK

10-  SAİM BEY YUSUF  DELİKOCA

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22