SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


KADINI SEVECEKTİNİZ


"KADINI SEVECEKTİNİZ,
ALDINIZ, VER BIRAKMADINIZ...
SEVİ'YE YER BIRAKMADINIZ,
ONA BEN DEĞİL, SEN DİYECEKTİNİZ...
                                                  ÖZDEMİR ASAF
Bugün, kadın kahramanların usta yaratıcıları, kadınlardan söz açmak istiyorum. Hangi usta kadınlardan başlasam; şairlerden mi roman- öykü yazanlardan mı?..
Başladım bile...
GÜZ
“Güz geldi. Gözlerim karmakarışık. Körüm ben
Güz geldi. Bunu saçlarımın döküldüğünden.
derler ki yaylada doğmuşum, denizin ardında
iniştir, yokuştur, geçer dizlerimden.”

Gazel düştü Derelere ay Yârim
Kavga bitti. silahını duvara as
başladı Ocağın krallığı, Ormana git
baltanı al köşeden, Çocuklarımızı öp.

“Uçurtma salıvermiş göğe aşağıdakiler, havasıdır.
Çocuklar aşağıdakileri okuyor. ben körüm
ne güzel kokuyor Gazeteleri Kitapları
insem bir koklasam kendileri nasıl”

ben burda bağlıyım ay Yârim
Körüm ve yaşlıyım otuz yaşında
Çocukları al, in aşağıya
dileğimdir, onlar görsünler

“Güz geldi, açıksın Yârim Yârim
ben neyse. ben körüm. Dereden öteyi bilmedim
ama bilirim bir koca yaz çabaladığımız
Patatesin sana bir parça şayak etmediğini”

Sor bakalım, adam diye Kaydımız var mı?
ben körüm, biz eski, Çocukları yazdır
Patatesi alıcıya götür ver yirmi beşe
eşeğine bin türkü söyle dönüşte

dünyalık şeylere dünyanın parası gerek
Oysa topraktan çıkardın yirmi beş liracık
Kefenimizi al. sabunu lifini unutma
bir cennet ayırt Hoca parasıyla birlikte

“Bu güz öleceğim. bütün işlerimi bitirdim
Derede yıkandım, cevize tırmandım. kuş ürküttüm
Kaçırdılar on iki Çocuk doğurdum. beledim gözledim
Oğlan everdim. kız yetirdim. otuzuma vardım”

“Ağlama kız, deme incinirim Yâr Yâr
ben ağlamam dağlar taşlar ağlasın
Körüm, çelimsizim, göğnüğüm, hastayım.
sebeb olanları nerde bulayım
adamdan içeri kuşlar ağlasın"  -GÜLTEN AKIN

Kadın dedim, şair dedim; "benim şairim" aldı ön sırayı, GÜLTEN AKIN...
"Bütün Eserleri 1" masamın üstünde... Güz şiiri bir başyapıttır bence; sadece o mu, bir bütünlüğü olan ve bu şiirle başlayan KIRMIZI KARANFİL kitabı da başyapıttır.
Şiirlerin noktalama işareti ve büyük harf küçük harf düzenini böyle uygun görmüş şair.Derinlemesine incelemek gerek; ama, konumuz o değil! KADIN...

Bu şiirin ardından gelen şiir "Kış"...

"Kış geldi. Ocağı yaktık ay Yârim
ceviz yaprak döktü. dere bulanık
savuşturdum kara atlı ölümü
Pancar bastık tencereye suyunan

"Üfle. dumana doluştuk, kirliyiz, kötüyüz
üfle. ne kadar Cehennem olsa o kadar iyidir
üfle. Tanrı bıçağa mı benzer girebiye mi?
üfle. kör ağzıyla bir ağzı keskindir "

Dün ağladık gelininen
Vurdular Ahmedalimi ormanda
giyme dedim Yenilerin Kan olur
Vurdular Ahmedalimi ormanda

"Sus. ne kadar kırılsak o kadar iyidir
sus. Cennet. sus, muştu. Kutsal Kitap getir
almaya başladıydık o uğursuz işareti
sessiz donuk Ambarımızdan"

"Yastığına Memedalim yakışır
gömdük bir iyice Eceliyinen
urbaları osmanıma iygeldi
Beşyüzü, babası Ombaşıyınan

"Deli, serçe kuş mu, hamsi balık mı, biz adam mıyız, Deli
ağlama. Sular mı bassın gömütlerimizi
ölüleri rahat bırakmalı. Memedalim gitsin
pazar pazen alsın. ışlaklı iskarpin sana"

sabah oldu. gelin gelin yok gelin
kaçırdılar. varıp gidem yalvaram
Ağam Selim, Beyim Selim geri ver
almaya gücümüz yetmez bir daha  - GÜLTEN AKIN

Şiirde anlatıcının, ki anadır-kadındır, tüm duaları yanıtsız kalır; yerine ulaşmaz yerini bulmaz. Yoksuldur, umutsuzdur, umarsızdır artık... En sonunda bir acı yalvarışla, feryatla biter şiir...
Kadının, Anadolu kadınının acı yazgısı üstüne onlarca sayfa yazılsa, yazsam, bu denli etkili, çarpıcı anlatılabilir mi ya da anlatabilir miyim?..

Ardından o belleklerimizde yer eden, kısa ve öz, çarpıcı dizelerle başlayan "İlkyaz" şiiri gelir.

Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya

Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp  kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler

Baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş
Toprağa tutku, kendinden dolayı
Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para
Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga
Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga
Komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde
-Bilmiyoruz neden kavga.

Sonra kasabanın cezaevinde
Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
Günlerimizi iterek genişletiyoruz
Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye

Durup ince şeyleri anlatmaya
Kimselerin vakti olmasa da
Okulların kadın öğretmencikleri
Tatil günlerini çoğaltsalar da
Kutsal nemiz varsa onun adına
Gözlerimiz için bağlar dokusalar da
Birikimler ve çizgiler gitgide gitgide
Açmaya ilkyaz çiçekleri

Bir gün birileri öte geçelerden
Islık çalar yanıt veririz" -GÜLTEN AKIN

Bu şiirde kadın konuşmuyor; birden fazla kişi konuşuyor. Konuşanlarda biri de erkek, ya da erkekler... Karılarının ezilmesi üzerine konuşuyorlar düşünüyorlar.
Acaba, durup ince şeyleri düşünmeye, anlamaya vakit buluyorlar mı?..
Son iki dizeye bakıp umutlanabilir miyiz? UMUT VAR MI?..

Gülten Akın, bir söyleşisinde, bizim kuşağın yetişmesi üzerine konuşuyor:
"Biz susmaya, sakin durmaya, coşkuyu belli etmemeye eğitildik. Özellikle benim yaşımdakiler ve özellikle kadınlar. Aşk dolu, coşkular içinde bir ufacık kadın ama o aynı zamanda dengeli, tutarlı, kurallı olmaya çalışıyor, çoğu kez de başarıyor. İşte size sürekli gerilim.
Şiir yazmak ya da resim yapmak, ya da müzikle uğraşmak zorundaydım, benim ağır yaşamım içinde şiir daha bir uygunlukla yerini aldı."

İlkyaz geçeli çok oldu, çoook! Güz de bitti gitti! Kış geldi kış! Bizim kuşağın diliyle konuşuyorum şu an...
"Ah kimselerin vakti yok/ Durup ince şeyleri anlamaya." diyen Gülten Akın da gitti!..
Acaba "benim şairim" Gülten Akın'la, direncimizi, umudumuzu, sevimizi tazelesek mi, ne dersiniz bizim kuşağın kadınları ve tüm kadınlar!...

İnsanın, yüzünü öfkeye, kıyıma, kırana, kabalığa, hoyratlığa, bencilliğe, çıkarcılığa, acımasızlığa, ince şeyleri düşünmemeye vb kıyıcı şeylere döndüğü şu kötü günlerde Gülten Akın'ın şiirleriyle soluklansak mı?

O, özellikle biz kadınları çok düşündü; kadındı, anaydı, sevgiliydi, inceydi, bilgeydi, yaşayan en büyük Türk şairiydi...

Biz ondan güç alıyoruz!.. Kadın, özellikle kentlerde üretim alanlarının dışına itilmiştir. Kadın edilgen büyütülmüştür. Yetiştirilirken erkek çocuğa duyulan saygı, duyulmaz ona; oysa kadın yaratıcıdır, yaratma yeteneğine sahiptir.
Kadın, bu yeteneğini unutanlara başkaldırmalıdır; cinsler arasındaki ayrım yok oluncaya dek bu başkaldırıyı sürdürmelidir.
Çağdaş kadın, kadınlık durumunu yazgı olarak bellemediği için, yasağı, baskıyı daha çok duyumsar; ama umutsuzluğa kapılmamak zorundadır.

Biz kadınlara direnme gücü veren, göğümüzü genişleten, inceliklerin şairine, ÖMER ERDEM'in dizeleriyle teşekkür ediyorum.

"gülten akın o gece hiç uyumadı
bir çağ düşledi hiç olmamış şiirden başka
şavşatın oralardan çıkıp gelmiş bir işaret şimşeği
bilirdi görgüleri su soyundandı çiğdem pilavı
o buğulu ses kanatlarıyla inmiş
çakalın hainliğini de görmüş
erkeklerin serinliğini de

bir çağda durduk işte
sokakta yalnız gezdi gölgemiz
ne zaman umudumuzu kanatsa birileri
kalkar geliriz sesimizden
ayrılıklar değil mi bizim evimiz"
                                        HOŞÇA KALIN.

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92