Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


BİBERLER NEDEN KURUDU


          Çiftçiye akıl vermek kolay.

          Verilen aklı uygulamak zor.

         Çiftçilik göründüğü kadar kolay bir iş değil. Masa başında ahkâm kesmeye hiç benzemiyor. Ne internetin faydası var, ne ilaçları iyi bilmenin. Televizyonlarda ki Hocaların anlattıkları ile tarla birbirine uymuyor. Tarla uysa iklim uymuyor. İklim uysa mahsul uymuyor. Mahsul uysa makine uymuyor. Herkes köşesinden bağırıyor ama kimse kimseyi duymuyor.

           Kazansan satamıyorsun. Satarsan alamıyorsun. Tarla ektiğine biçtiğine değmiyor. Tarlanın boş kalması da hoşuna gitmiyor.

           İnsanlar geçimini ineklere bağlamış. Yem almasan süt vermiyor. Yem alsan süt fiyatı çok düşük.

           Et fiyatları pahalı diyorlar. Hayvan pazarı kapalı. Hastalık var diye pazarı açmıyor belediye. Türkiye de ki bütün pazarlar kapalıymış. Tüccarlar düşük fiyat veriyor hayvanlara. Kimse malını satmak istemiyor.

          Satan da pişman alanda.

           Bu düşüncelerle geldim yolun kenarındaki kanepeye. Kanepe değil sanki siyaset meydanı. Bir Ali kırca yok aramızda. Köylüler çok seviyor taş dibi siyasetini. Herkes televizyonda gördüğünü gelip bu meydanda satıyor.

          Her siyasetin dinlendiği bir kanal var. Diğer kanalları hiç sevmiyorlar. Hatta açmak bile istemiyorlar. Gazete dersen bir şey sarmak için alıyorlar. Okumak mümkün değil. Bütün köyü toplasan hayatında bir köşe yazarı okumamışlar.(Gençler hariç.Onlarıda bilmiyorum.) Konuşmaya gelince dünya siyasetini deler geçerler. En çok kızdığım nokta da tarihler arasında sapıtmaları. Mesela 1930 larda olmuş bir olayı Menderes devrine getiriveriyorlar. Kore savaşıyla Kıbrıs savaşını karıştıranlar bile var.

          Bazılarına göre her şey yalan. Tarih yalan. Savaşlar yalan. Siyaset yalan. Okutulanlar  Batının uydurması. Amaç bizi İslam âleminden uzaklaştırmak. Dinsiz bir toplum yapmak.

            Kanepeye otururken Keçilere yem veren Ali Ağabey beni gördü.

           ?Sen otur Ahmet Ağa.?dedi.?Ben geliyorum.?

           Bir süre sonra yanıma geldi. Tokalaştık. Hal hatır sorduktan sonra;

            ?Üzüldüm biberine.? dedi.?Biz sana baştan dedik, atma o gübreyi diye. Sen bizi dinlemedin attın. Biberde yandı tabi.?

            ?Gübreden değil Ali ağabey.? dedim.

            ?Neden ya ??dedi.

             Bilmiyorum ama gübreden olsa herkesin biberi kururdu. Ben onlardan farklı bir şey yapmadım.

        ? Buralarda bir çiftçi töresi vardır.?dedi Ali Ağabey.

         Börklü Halil demiş ki:

          ?Ben ne yağmurdan anlarım ne tarladan. Bakarım Abalı Osman ekin ekiyor, bende ekerim. Tarla suluyor bende sularım. Gübre atıyor bende atarım.? Burada çiftçilik böyle gelmiş böyle gider. Herkes birbirinin taklidini yapar. Sen biberi ekerken organik gübre kullandın. Onu da yanlış yaptın. Biberi de yaktın. Paranı da yaktın.?

          Gerçekten çok masraf etmiştim. Fidan parası, gübre parası işçilik falan 1000 lirayı bulmuştu. Bu civarda bin lirada az para değildir. Zar zor geçinen bu insanlar bir dönüm yâda iki dönüm biber dikerken, ben beş dönüme yakın dikmiştim. İşin kötüsü de acemiydim. Ne köylülerin dediğine güvendim.Ne mühendislerin dediğine.Mühendislerin söylediklerini tarlaya uygulayamadım.Uygulayacak makine yoktu köyde.Biraz ondan, biraz bundan karıştırdım.Sonunda suç bana kaldı.Biberlerde yandı.

            ?Canın sağ olsun ?dedi Ali Ağabey.?Zarar eden bir sen değilsin. Mustafa da zarar etti. Onun biberlerini de sülük yedi. Müsteceplerin biberi de eli kulağında. Çok aşı yaptılar. Onlar yaptı sülük yedi. Sülük yedi onlar yaptı. Havalar ısınınca biraz kurtuldular. Kuru havayı sevmiyor sülükler.?

         ?Birazda yağmurdan oldu herhalde.? dedim.

         ?Evet? dedi. ?Yağmurda bozdu biberleri.Mantar hastalığı aldı yürüdü. Biz bile zor kurtardık biberleri. Neyse ki bizim ki azdı.?

         Aslında konuşacak çok şeyler vardı kanepede.Ali ağabeyin keçileri meleşiyor torunlar bir aşağı bir yukarı köpeklere taş atıyorlardı.Sorun bir benim sorun değildi.Bütün köyün sorunu olmaya devam ediyordu.Köylüler bir dönümlük biber tarlasında akşama kadar çalışıyorlardı.Siyaset konuşacak zaman değildi.Bende geldiğim yerden geri döndüm.Hala kafamda biberlerin neden kuruduğu  düşüncesi vardı.

 

 

 

 

 

 

Selmiha (Cennet) DORU
21.02.2017 18:45:29
Cok gecmis olsun. Ikinci defa edersen işi bilen bir yetkiliye (ziraat muhend. Mustafa bey gibi) danışmanı tavsiye ederim.

YAZARLAR

  • Çarşamba 26.7 ° / 14.1 ° Güneşli
  • Perşembe 28.6 ° / 15.6 ° Güneşli
  • Cuma 30.8 ° / 18.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    10267,1%-0,1
  • DOLAR

    32,28% 0,14
  • EURO

    34,78% 0,09
  • GRAM ALTIN

    2412,09% 0,13
  • Ç. ALTIN

    3895,03% 0,00