Serdar Erkan


100. YILINDA CUMHURİYETİN YENİ DAYANIKLILIK TESTİ-1

Geçtiğimiz Haziran ayında yapılan NATO zirvesi sonrasında, Yeni Dünya Düzeni’nin (YDD) oluşturulmasında, Dünyada ve Türkiye’de çok hızlı çarpıcı gelişmeler ortaya çıkmaya başladı.


Biden yönetimindeki ABD’nin Afganistan’dan “Taliban’la anlaşarak” aniden çekilerek ‘planlanmış jeopolitik hamlesi ‘ile bölgenin istikrarsızlaşması sağlandı. Duruma, Afgan göçü ile ilk Türkiye uyandı. Afganistan’da, 1980’lerde, NATO’nun, SSCB’ye karşı “Yeşil Kuşak” stratejisi gereği kurulan ve yıllarca terör örgütü olarak tanımlanan Taliban’ın yeni hükümeti, başını İngiltere, Türkiye, Katar ve Pakistan’ın çektiği ülkeler tarafından meşrulaştırılmaya çalışılıyor. 

Ancak, “yeni ılımlı İslam’ olarak sunulmaya çalışılan Taliban rejiminin, kadınlar başta olmak üzere son birkaç haftalık uygulamalarıyla hiç de ‘ılımlı’olmadığı anlaşıldı.

CUMHURİYETİN MİMARİSİ VE KURULUŞ İLKELERİ

Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Amasya Bildirgesi, Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararlar çerçevesinde kurulmuştur. 

Sırasıyla, ‘milletin bağımsızlığını, milletin azim ve kararının kurtaracağı (bağımsızlık için işgale direniş kararlılığı), bağımsızlık (istiklal) savaşının, misak-ımilli sınırları içinde yapılacağı (üniter yapının sınırları), manda ve himayenin kabul edilmeyeceği/tam bağımsızlık ilkesi)  kararları ve TBMM nin kurtuluş ve kuruluş mücadelesi sonucunda yeni Cumhuriyetin temelleri atıldı. 1919’dan 1938’e kadar, 

ÜNİTER, LAİK ve DEMOKRATİK  CUMHURİYET’in anayasal mimari çerçevesi, ALTI TEMEL İLKE (Cumhuriyetçilik, Ulusalcılık, Laiklik, Halkçılık, Devletçilik,İnkılapçılık) ile tanımlanarak tamamlandı.

ILIMLI İSLAM VE BOP PROJESİ PARANTEZİNDE TÜRKİYE

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değer ve ilkeleri, 1945’teABD ile “Küçük Amerika” yolculuğu ile değiştirilmeye başlandı. 

Bu süreçteki önemli kilometre taşları; 

1952 yılında NATO’ya giriş, 6-7 eylül 1954 olayları 1. toplumsal travma ve kırılma;

27Mayıs 1960 askeri müdahalesi ve idamlarla 2. toplumsal travma ve kırılma;

12 Mart 1971 NATO’cu muhtıra ve idamlarla 3. toplumsal travma ve kırılma; 

12 Eylül NATO cu  askeri darbesi, idam ve işkencelerle, anayasal Türk İslam Sentezi rejimine fiilen geçilerek 4. toplumsal travma ve kırılma;

1991’de Çekiç Güç Rejimine geçiş 28 Şubat postmodern darbesi ve Atatürkçü Aydınlara yönelik cinayetler, 5. Toplumsal travma ve kırılma; 

2002 seçimleriyle BOP eşbaşkanlığı rejimi hazırlığı; 

12 Eylül 2010 referandumu ile TSK’ya Sivil Darbe ve Silivri Mahkemeleri ile askeri ve sivil Atatürkçü kadroların  tasfiyesi, hapislerde ölümler ve intiharlar (Yzb. Ali Tatar) ile 6. toplumsal travma ve kırılma; 

15 Temmuz FETÖ silahlı darbesi  ve iç savaş provası ve 300’den fazla kişinin ölümü ile 7. toplumsal travma ve kırılma oldu…

17 Nisan 2016 Referandumunda mühürsüz oylarla, GaziTBMM’ne sivil darbe ile, güçler ayrılığı yok edilerek,‘Tek Adam Sistemi’ne fiilen geçildi. 

1945’den bugüne kadar olan bu süreçte Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş değerleri, kurumları, kadroları ve temel ilkeleri’ hukuken anayasaya aykırıda olsa, adım adım fiilen tasfiye edildi veya aşındırıldı. 

EKONOMİK MÜDAHALELER VE TARİKATLAR HEP KULLANILDI

Bu süreçte, 1950’den itibaren, Marshall yardımı ve denk bütçe anlayışının terk edilmesi ile başlayan ve ‘bağımlılık yaratan’ ekonomik müdahaleler hep oldu. 

Köy Enstitüleri kapatılıp, İmam ve Hatip Liseleri ihtiyaçtan fazla açılarak, eğitim dinselleştirildi ve tarikatların siyasete etkisi başladı. 1960’lardaTarikatların etkinliği arttı. ‘Komünizmle Mücadele Dernekleri’ adı altında tarikatlar örgütlenmeye başlandı.

 FETÖ’nün okulları bu dönemde açılmaya ve yayılmaya başladı. İMF’den ilk borç alındı. 

1970’lerin sonunda Türkiye 70 cente muhtaç hale getirilerek, IMF’nin dayatması ile 24 Ocak kararlarıyla, neoliberalpolitikalara adım atıldı. 

‘Karma Ekonomi Anlayışı’ terk edildi. 1980 Askeri darbesi ile FETÖ korundu. Din dersleri anayasal zorunluluk haline getirilerek, Türk-İslam Sentezi anayasaya ve YÖK uygulamalarına girdi. 

Türk İslam sentezi NATO doktrininin  finansörünün Türkiye Cumhuriyetinin yeminli düşmanı Suudi kökenli RABITA Örgütü olduğunu rahmetli Uğur Mumcu ortaya çıkardı ve öldürüldü. 1984’ten sonra da ‘Kamusal Planlı Kalkınma’Anlayışı terk edildi. 

Başkanlık ve eyalet sistemi ortaya atıldı. 

Tarikatlar ve FETÖ askeri ve sivil bürokraside etkin hale gelmeye başladı. 1990’larda Türkiye ekonomik krizlerden krizlere sürüklendi. 2000’lerin başında, 15 günde 15 Derviş yasaları ile Türkiye ekonomisinin kuruluş mimarisi kökten  değiştirilerek neoliberal kapitalist sisteme tamamen entegre edildi. 

2001 krizi ile AKP+FETÖ koalisyonunun önü açıldı. FETÖ bürokrasiye tamamen hâkim oldu. İmam Hatip Okullarının ve öğrencilerinin sayısı hızla arttırıldı. Tarikatlar ve dinci takunyalı kadrolar Milli Eğitim Bakanlığında çok etkin ve etkili hale geldi. Özelleştirmeyle, halkın malı olan Cumhuriyetin binbir emekle kurduğu Kalkınma Kaleleri olan KİT’ler ‘babalar gibi’ satılarak, yabancı sermayeye ve yandaş şirketlere peşkeş çekildi. Üretim ekonomisi çöktü…

a(DEVAM EDECEK)

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05