(DEFTER) Büyükelçi Hasan Sevilir AŞAN


BALIKSIRTI GERİLİMİ

‘’Casusların cirit attığı İkinci Dünya Savaşı sonrası siyah beyaz İstanbul’a göndermelerde bulunan, sürükleyici bir edebi polisiye’’


Geçen haftalarda güzel bir gerilim romanı kapımı çalıverdi.

      İlk gençlik yıllarından tanıdığım, ortak anılarımız olan aile dostumuz Hasan Gören’ in son kitabı.

      Casusların cirit attığı İkinci Dünya Savaşı sonrası siyah beyaz İstanbul’a tarihi göndermelerde bulunan, sürükleyici bir edebi polisiye gerilim.

      Adı ‘’Balıksırtı’’ olsa da bıçaksırtı keskinliğinde bir heyecan fırtınası.

      Güçlü, araştırıcı bir kalemden, edebi tarzda akıllıca, merak uyandıran ayrıntılarla bezenmiş kurgulu anlatım.

YAZARI

Yazar Hasan Gören ‘’Zan’’ ve  ‘’Altı Yaprak Üstü Bulut’’ adlı romanları ile biliniyor. Felsefe, tarih ve eğitim alanlarındaki edebi denemeleri ile tanınıyor. Geniş bir okuyucu kitlesinin gönlünü kazanmış, yeni eserleri merakla beklenen bilgisayar mühendisi bir edebiyatçımız.

      İlk romanı ‘’Zan’’ günümüzden 70’ler Türkiye’sinin siyasi çatışma sarmalına göndermeler içerirken ‘’Altı Yaprak Üstü Bulut’’ kitabı 40’ların Türkiye’sine uzanıp, savaş psikolojisinin insanlara etkisi bağlamında bir Alman gencinin Nazileşme sürecine de ayna tutuyor.

BALIKSIRTI

Kitabın yayıncısı tanıtımda  ‘’Psikiyatrist Hikmet Demiralp’in evi ve muayenehanesi arasında salınıp duran huzurlu yaşamı yakın dostu Mahir'in beklenmedik ölümüyle derinden sarsılır.

      Hikmet, günler önce Mahir'in ofisinde unuttuğu baba yadigârı dolmakalemine ustalıkla gizlenmiş bir ipucunun izini sürer ve böylece, Boğaz'daki eski bir yalıdan Beyrut sokaklarına uzanan sırlarla dolu bir öykünün son halkası olduğunu anlar.

      Şimdi, tekinsiz bir ilişkiler ağının ortasında eski bir diplomat olan babasının hatırasına tutunarak hem ailesinin güvenliğini sağlamaya çalışacak hem de mimar dostunun ölümünün ardındaki gerçekle yüzleşecektir..’’ satırlarıyla öne çıkmakta.

KURGU

Balıksırtı sistematik kurgusuyla okuru baştan sona sürükleyip kavrıyor. Gerilimli hikâyeler örgüsü dozunda ayrıntılarla bir ağacın dalları gibi ana konuya bağlanıyor.

      Başlarda edebi betimlemelerle ilerleyen gerilim adeta bir film senaryosu hareketliliğinde heyecan veren aksiyonlarla sonlanıyor.

      ‘’Kendinizi 1948 senesinin İstanbul’unda hayal ediniz. Ayaspaşa semtindesiniz. Park Palas’ın geniş kapısından içeriye duhul ettiniz. Lobide koltuklar, masalar, barda tabureler, hep kadınlı erkekli. Piyanoda saçları kırlaşmış bir adam, dans ettirdiği parmakları kararsız birer örümcek gibi. Yanında, ayakta dar ve uzun elbisesi krimson kırmızısı bir güzel kadın..’’ anlatımlarıyla İstanbul’un uluslararası casuslar dünyasına giren yazarımız başka bir yerde ‘’Siz bu yazdıklarımı kaç gün önce okumaya başladınız bilmiyorum ama romanın ilk bölümünde geldiğim mezarın yerini bulmam zor olmadı..’’ gibi doğrudan okurla konuşarak sempati yaratıyor.

      İpucu ve soru işaretleri sarmalı romanın sonuna kadar sürerken ‘’Oysa şimdi arkamda bu gizemli mekânda tek başıma olmadığımı söyleyen ayak sesleri duyuyordum. Tedirgin oldum. Garip kaçacağı için de hemen dönüp bakmak da istemedim.. Ne olup bittiğini anlayamadan dibimde biten iki kişi sert hareketlerle birer koluma girdi. Telaşla kim olduklarına bakmaya çalıştım ama yüzüme bastırılan nemli bez benim içim zamanı donduruverdi..’’  gibi okuyucuyu da dondurabiliyor.

      Balıksırtı, Yazarının yeni çalışmaları için merak uyandıran, bu türü sevenlerin heyecan duyacağı, kolay okunan güzel bir edebi polisiye gerilimi.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00