KADİRLİLİ “Azra GÜLENDAM HAYTAOĞLU’na veda”

Geçtiğimiz günlerde 21 yaşında yaşamının baharında idealleri olan, hayat dolu genç bir kızın ölüm haberi basında çokça yeralmıştı. Adı Azra Gülendam HAYTAOĞLU ve KADİRLİ Dervişpaşa Mah muhtarı Mustafa HAYTAOĞLU’nun kızı.
İnanılır gibi değil, ortaya aniden biri çıkıyor ve koklamaya kıyamadığın yavrunu hayattan koparıyor.
Azra kızımızın kayıp haberini aldığım günden bugüne kadar yüreğim ateşlerde. Hayatta en değerlini, evladını arıyorsun ve bulamıyorsun. Nerede olduğunu bilemeyince de aklına ne gelirse gelsin rahatlayamıyorsun. Hep bir kaygı içindesin.
Kızımızın halası Mine HAYTAOĞLU hanım ile bu konuda çok konuştuk. Hatta onu çabuk bulabilmek adına Müge ANLI ile tatlı sert programına bile başvurular yaptık.
Günler geçtikçe umutla bekleyiş, yerini dayanılmaz bir acı ve öfkeye bıraktı. Çünkü maalesef beklediğimiz iyi haberler gelmedi.
Böylesi haberlerin basında örneklerini daha önce de görmüştüm .Fakat gerçekten de ateş düştüğü yeri yakıyormuş.
OSMANİYE ve KADİRLİ Halkı bu acıyı hissederek, aileyi yanlız bırakmamak için, adeta kenetlendik
Babanın ulusal basına yansıyan videolarını izledim. Elinde bulunan kızının resimlerini ve videolarını bu katil yüzünden silmiş. Anne Mezide HAYTAOĞLU acılarını içine atıyor ama dünyada değil sanki. Yaşadıklarına inanmakta güçlük çektiğini görebiliyorum.
Acılı babayla konuştuğumda , kızımla aramda çok derin ilişkiler vardı demişti. Genelde kız evlat ve baba ilişkileri çok güzel olur. Babamla benim için de öyleydi.
Bu ve benzer olayları yaşamayı hiç kimse istemez.
Azra kızımızı yok eden cani, nerde nasıl olsun, tüm yaşam fonksiyonlarını yerine getirecek. Ama Azra Gülendam HAYTAOĞLU artık bu hayatta yok ve hiçbir zaman olmayacak
Baba Mustafa HAYTAOĞLU’nun dileklerine katılıyorum. Katil Mustafa Murat AYHAN ın en ağır cezaya çarptırılmasını istiyorum. Duyarlı her TC vatandaşının da bu ve benzer durumlarda acılarını biraz olsun hafifletecek tek karar ,budur.
Bizler, TC varandaşı olarak normal insanlarız. Duygusuz,hasta kişilikli, insan kılığında gezen canlılarla aynı toplumda yaşamak istemiyoruz. Evlatlarımızı, bir canavar yok edecek korkusuyla yaşamak da istemiyoruz.
Biz evlatlarımız için en güzel hayatı sunmak adına çabalıyoruz. Ama vicdan taşımayanlar yok edecek korkusuyla yaşıyoruz.
Vicdanı sahibi olmayanların, yaşamaya da hakkı yoktur.
Çektiği onca acıya rağmen babanın vicdanına bir bakın;
“ Katilin 9 yaşlarında bir çocuğu varmış. Kız mı erkek mi bilmiyorum ama karşılaşırsam eğer , saçlarını okşarım “
Topluma hizmet eden kıymetli muhtarıma, kalbi güzel eşine ve diğer evlatlarına, yakın uzak tüm akrabalarına baş sağlığı diliyorum. Çok zor olduğunu biliyorum ama, yüce Allah’tan, hemşehrilerime, bu derin acılara dayanma gücü vermesini diliyorum.
Babanın ve ailenin diğer fertlerinin haklı sitemlerine gönülden katılıyorum. Toplumsal olaylarda, haberlerin doğruluğu elbette önemli. Fakat bazı haberler var k,i doğru da olsa yapılmamalı.
Azra kızımızın katilinin bir an önce en ağır cezayı almasını bütün kalbimle diliyorum. Çünkü:
“GEÇ KALAN ADALET, ADALET DEĞİLDİR”
BİR KADIN DAHA ….
Yine aynı dönemde İzmir de görev yapan, Kahramanmaraşın Andırın ilçesine tatile gelen hemşehrimiz, Emine GÖKKIZ Öğretmenlerimizin de ormanlık alanda ağaca asılı şekilde ölü bulunması , KADİRLİ halkını derinden etkiledi. Öğretmenlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm yakınlarına sabırlar ve başsağlığı diliyorum.
HER ZAMAN BERABERİZ
İlbistanlı Köyü, Küme evlerinden Hatice TOPÇU ve arkadaşlarına sevgiler, selamlar gönderiyorum. Gazeteler, köylere ulaşamadığından , sosyal medya üzerinden yazılarımı okuyan Kadınlar, taleplerinizi değerlendiriyorum. Önemli olan doğru yolda beraber yürümek. Ve yürürken ses çıkarmak.
Ben ,yüreğinde iyilikler biriktiren tüm Kadınların, kalbinin gücüne inanıyorum ve güveniyorum.
Çok sevdiğim canım üyelerimden Fatma GÜRLEK ve güzel kızı Habibe GÜRLEK hanımlara her daim yanımda oldukları için çok teşekkür ediyorum. Tüm üyelerime sonsuz sevgi ve selamlar gönderiyorum.
30 Ağustos Zafer Bayramımız ile ilgili detaylı bir yazım geçen hafta yayınlanmıştı. Ama tekrar kutlama ihtiyacı hissettim. Ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun. Zafer inananlarındır. Onlar da İnanarak tarih yazdılar.
Atamızın anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Ve tekrar tekrar bıkmadan yorulmadan söylüyorum. Hatta son nefesime kadar söyleyeceğim.
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”
Haftaya tekrar görüşebilmek dileğiyle sağlıkla kalın mutlu kalın. Yaşadığınız her anın keyfine varın, çünkü tekrarı yok.