SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


"YALNIZ ATLAR YIKILIR DÜZLERDE SUYA ÖZLEMLERİNDEN


"YALNIZ ATLAR YIKILIR DÜZLERDE SUYA ÖZLEMLERİNDEN

BİR BEN MİYİM YALNIZLIĞA YENİLEN, SEN, SEN, SEN "

                                                      GÜLTEN AKIN

"Bilmem rengi nasıldır, boyu ne kadar. 

Biçen her kimse yıllardır yanlış biçiyor. 

Bir elbise ki, alabildiğine dar.. 

Nedir bir türlü sırrını anlamadık, 

Kimdir bizimle böyle şaka ediyor, 

Hangi cebini karıştırsan yalnızlık.." -TURGUT UYAR

 

Yalnızlık bazen kişinin kendi seçimidir; dingin olmak, üretmek için yalnız kalmak iyi gelebilir. Yalnızlık hüzün verir, korkutur bazen.

Turgut Uyar'ın şiirindeki özne gibi, bazen de yalnızlığını gideremediği için başkaldırır yalnızlığa. Özellikle şiir öznesi, "ben"inin yalnızlığı anımsatmasına başkaldırır.

Turgut Uyar'dan alıntıladığım dizelerin ilk üçü için, okuduğum bir denemede yazar, "Turgut Uyar bana göre yanılıyor. Biçen yanlış biçmiyor, bu darlık yalnızlığın varoluşuyla ilgili. Yalnızlığın kalıpsızlığına kendi kalıbımızı sığdırmaya çalışıp şikâyet etmektense, onun bize verdiği özgürlükle nasıl olmak istediğimize karar vermek en güzelidir belki de." diyordu.

Denemenin sonunda da yazar, alıntı yaptığım son üç dize için; "İşin özünü de yine Turgut Uyar anlatmış aslında." diyerek, "Anlamadık bu sırrı, bizimle kafa bulan kim onu da bilmiyoruz fakat şu bir gerçek cebimizi her karıştırdığımızda var olacak o yalnızlık…" diyor.

 

"BİZLER BÜYÜKKEN BU KADAR YALNIZIZ DA

YA ONLAR KÜÇÜCÜK KALIRSA ARDIMIZDA?"

                                              BEHÇET NECATİGİL 

Bazen kendi seçimidir yalnız olmak, bazen de zorunlu olarak yalnızdır insan...

Niyazi Akıncıoğlu, Kırklareli'nde "Memleket içinde müesses iktisadi ve sosyal temel nizamları komünizm yolu ile devirmeye matuf cemiyeti sevk ve idare" suçlamasıyla 

4 Nisan 1953'te tutuklanır. Dayanaksız ve gülünç belgelerle, tanıklara karşın tutuklu yargılanır. Akıncıoğlu, dava başladıktan sonra tüm suçlamaları çürütür; hem kendisinin hem de diğer tutukluların özgürlüğüne  kavuşmasını sağlar.

Akıncıoğlu'yla aynı davadan tutuklanan Kepirtepe Köy Enstitüsü mezunu Hasan Özkan'dan Mehmet Başaran'ın "Yasaklı" adlı kitabında "İsveçli Konuk" başlığıyla aktardığı, hem davanın bir kumpas olduğu hem Akıncıoğlu'nun

çok iyi bir avukat olup kendilerini nasıl savunduğu hem de bu davada yalnız bırakıldıklarına ilişkin anısı şöyledir:

"Tıkılmışız Kırklareli zindanına. Ne basının, ne dünyanın haberi var. Gizli örgütmüşüz, bir elçilikten para yardımı istemişiz sözde... Duruşmada 'Gizli Maksatlarımıza Hizmet Edecekler Listesi" çıkardılar bir de. Kim hazırlamış, nasıl hazırlamış, hiçbirimizin haberi yok. Sonradan İstanbul'da hazırlandığını öğreniyoruz. 1001 numaralı, 1002 numaralı ajan... Göz açtırmıyorlar bize. Her duruşmada 'Hainler, astıracam sizi!' diye bar bar bağırıyor savcı. Yaşlı bir yargıç var, adam tedirgin... Anlayamadığımız bir şeyler dönüyor. Emniyet Müdürü Adnan Çakmak, Vali, Ankara'yla telefonlaşmalar... Niyazi Akıncıoğlu da aramızda, iyi avukat adam, konuştu mu, dut ağacı gibi silkeliyor hepsini...

Bi savunma yaptı, her şeyin bir tertip olduğunu, bir yerlerden yönlendirildiğini koydu ortaya. Kim dinler..."

 

23.12.1953  tarihli, Hasan Özkan'a gönderilen bir mektubu vardır şairin; içinde de imzalı dört şiir. Adı, "HAPİSHANEYE DAİR"

"Çok şeyim oldu bu yaşa kadar,

Söğütten atım oldu,

askerde mavzerim;

Bunlardan başka daha nelerim:.

Kerhanede dostum oldu,

Hapsanede postum

Ben sonuncusunu severim."

Akıncıoğlu'nun elyazısı ile yazıp imzaladığı şiirleri Asım Bezirci orijinal hâliyle yayımlamıştır.

Bu şiir "Umut Şiirleri" kitabında "TÜRKÜ" başlığı altında uzunca bir şiirdir. Bazı bölümlerini sunuyorum size...

"Arzuhal edeyim sana halım:

Ben Çiğdem'in dedesi,

Çiğdem'in  babası benim oğlum.

Servi boylum.

"karanfil oylum oylum."

Yıllar öncesinden gelirim,

Yüz akıyla, 

dost aşkıyla.

Nelerim olmadı bugüne kadar:

Askerde mavzerim oldu,

Kerhanede dostum,

Hapsanede postum oldu.

Söğüt dalı atlara mı binmedim,

yumurta mı çalmadım folluklardan

ben.

Ah ben ne haltlar etmedim."

 

İnsanın bütün benliğiyle; kendini diğer varlıklardan uzak duyumsaması, bu duyguyu kalabalıklar içerisindeyken yaşaması daha acıdır. Çevresinde insanlar varken bir tutuklu, yapayalnız duyumsayabilir kendini. 

Büyükler, başedebilir yalnızlıkla... Dünyanın başkalarının anladığı kadar geniş olmadığını, kendi anladığından daha dar olduğunu duyumsayabilir yalnız...

Ya çocuklar... "Ya onlar küçücük  kalırsa" yalnızlıkla nasıl başeder?..

 

Niyazi Akıncıoğlu, hapiste iken, eşi Şaziye Hanım üç çocuğuyla geçinmeye uğraşacak, baba öğretmen Muharrem Akıncıoğlu da ellerinde kalan arazileri satarak aileye destek olacaktır. O sıralarda ilkokula gitmekte olan Tevfik Altan Akıncıoğlu, sınıf arkadaşlarından anlamını bilmediği "senin baban komünist, onu asacaklar" cümlelerini duyduğunu, ilkokul öğretmeninin ona, koşullarını düşünerek Kızılay için para toplamak üzere dağıtılan zarflardan vermediğini anlatır Dr. Ali Kurt'a. Bu bilgileri, Sevgili Dr. Ali Kurt'un "YAZILMADIK BİR ŞARKI- M. Niyazi Akıncıoğlu Hayatı ve Sanatı" adıyla yayımladığı kapsamlı araştırma kitabından aldım.

ÇOCUKLARIM

Arkadaşlar çıktılar,

ciğerleri sağ olsun.

 

Yeşil dalda hür,

kuş yuvada mesut;

yeşil, mavi, mesut,

gözlerin.

 

Oğlum, küçüğüm, Tevfiğim,

Ortancam, kızım Zeynebim;

ve sona en küçüğüm, Cüneytim 

Benim takma adım: Eflâtun;

günün doğuşunu ben bir yıl

görmedim.

 

Ak kağıda mektup yazma sulh gelir,

Hasret biter vuslat gelir neyleriz..

Eflâtun kim Cüneyt kimdir; kim bilir;

Bazan biz de böyle gönül eyleriz.

 

Ben güveylik urbaları sandıkta,

gelinleri düşündükçe severim. 

Hey gaziler çalış anam; giderim. 

 

Bu şiir 1952 yılında yazılmış; yani, şair tutukluyken..

Düzmece bir dava, Akıncıoğlu'nu iki yıl günün doğuşuna hasret, yalnız bırakır sonunda aklanır. Sonra:

"Ekmek parası bu,

Avukatlık ediyoruz işte..." deyip sessiz bir yaşamı yeğler.

11.12.1954 tarihinde aklanır;ama bu kez de kendi seçimidir, yalnız, sessiz yaşam...

Akıncıoğlu, o düzmece davanın 16.8.1954 tarihinde yaptığı savunmasının sonunda, "Komünist, hain değilim! Bu memleketin, bu milletin, bu devletin, bu hükümetin, istediği bir vatandaşım; Türk'üm! Takdim yazısında ikinci Devlet Reisimizin imzasını taşıyan bir kitabı, Rus klasiklerinden Anton Çehov'un kitabını okuyacak kadar toleranslıyım ve böyle kritik bir davada, müdafaama; mezkur muharririn hikâyesiyle başlayacak kadar cesurum. Ama suçsuzum. 504 gündür hapishanede olmama rağmen korkunç derecede suçsuzum." demiştir. 

 

"Yalnızlık, müziğin bile seni dinlemesidir. Yalnızlık, insanın kendine mektup yazması ve dönüp dönüp okumasıdır." diyor Özdemir Asaf. 

Yalnızlık bir kaçıştır da... Sıkıldığımız, toplumsal baskılardan yorulduğumuz, acı çektiğimiz zaman, ağır gelen yüklerden kaçmak istediğimiz zaman medet umduğumuz yaşam biçimidir yalnızlık...

"yalnızlıktan da kurtulup yalnız kalmak isterim.” diyor Attilâ İlhan da.

 

Bir ozan da, "Şiir duyguların dilidir!/ Ben de bildiğim dilden ulaşmaya çalışırım." dedikten sonra, "Ulaşamazsam sanma ki yalnızlığa alışırım!../ Zor günler bekliyor.../ Belki yokluğa karışırım." diyor.

 

Herkes yalnızlığı kendine göre algılıyor; bazı kişiler de yalnız bırakılmayı içtenlikle istiyor, “Çok şey istemiyordum hayattan, sadece yalnız bırakılmak…” diyen bir yazar gibi... “Yalnızlığı sevmeyen özgürlüğü de sevmez. Kişi ancak yalnız olduğunda özgürdür çünkü." diyen Schopenhauer gibi...

"Bilmezler yalnız yaşamayanlar,

Nasıl korku verir sessizlik insana;

İnsan nasıl konuşur kendisiyle;

Nasıl koşar aynalara,

Bir cana hasret,

Bilmezler." derken ORHAN VELİ;

 

"Can yoldaşın olmazsa olmasın

Yalnızım diye hayıflanmayasın.

Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi;

Bir anne şefkatine müsavi;

Üç adım ötede deniz;

Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz.

Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara;

Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgâra

Ve kış yaz,

Dalda kuş eksik olmaz.

Dağ başında duman.

Yalnızlık nedir göreceksin öldüğün zaman."   demektedir CAHİT SITKI..

 Herkese dilediği gibi bir yaşam sürmesi dileklerimle...

                          HOŞÇA KALIN.

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51