Değerli okurlar, bu hafta sizlere Mustaf Balbay´ın ?Yemen Türkler Mezarlığı? kitabından aldığımız Tarsus´lu Doktor Hayri Bey´in öyküsünü anlatacağız.
Yemen´de karşılaştığımız her Türk kökenli gibi Dr. Hayri´nin de anlattığı öykü hayli ilginç...
Dede Ali Rıza İsmail, 1918´deki çekilme öncesi Yemen yönetiminde muhasebe müdürlüğü yapıyor. Maliye işleri dededen soruluyor. Çekilmeyle birlikte İstanbul´a dönüyor. Ama Taiz´deki iki evini de satmıyor. İstanbul´da bir süre kalıyor, tekrar Yemen´e dönüyor. İmam Yahya, Yemen maliyesinin düzenlenmesinde ona görev veriyor. Yahya ölüyor, İmam Ahmet döneminde de aynı işi yapıyor. Dede iyice yaşlanınca İmam Ahmet çağırıp soruyor:
? Senin yerine oğullarından birini buraya alalım, hangisi uygun?
Ali Rıza İsmail, "Büyük oğlum Muhammed´i alın," diyor, yani Hayri Bey´in babasını.
Dede yıllar önce, baba Muhammed de on yıl önce ölmüş. Oğul Hayri´ye bütün belgeleri bırakmışlar. Bir koşu getirdi. Pasaportlar, nüfus cüzdanları... Tarsus nüfusuna kayıtlı.
Hayri Bey bu belgeleri gösterdikten sonra sordu:
? Şimdi ben başvuruda bulunsam, Türkiye Cumhuriyeti kimliği alabilir miyim?
Kesin bir yanıt veremeyeceğimi, büyükelçiliğe başvurmaları gerektiğini söyledim.
Sohbet bugüne geldi, Hayri Bey yaşamından memnun. "Artık Yemenliyiz," dedi, arkasını biraz buruk getirdi:
"Malımız mülkümüz yerinde. Yemen yurttaşıyız. Burayı da benimsedik. Ama Türkiye Cumhuriyeti deyince içimiz cızz etmiyor değil. (Elini kalbinin üzerine götürerek) Hani şurada bir şey var..."
Yemen´de İmam yönetiminin sona ermesinden sonra Türkiye´ye gelip gitmeler daha sık olmuş. "Beş yıl önce akrabaları görmeye gittik," dedi, devam etti:
"Bizi tanıyınca bir hoş oldular. Sarıldılar. Amcam kızı Leyla´yla tanıştık. Çok sevindiler. Ben Osmanlı döneminden olduğumu bütün belgeleriyle kanıtlarım, daha başka belgeler de var..."
Hayri Bey diş hekimi, ama mahallede herkes onu doktor bellemiş. Doktor aşağı doktor yukarı... Hayri Bey´in öyküsü bitmedi. Oğullarını yurtdışında okutmuş, iyi yetişmelerini sağlamış. Taiz´e dönmüşler. Şimdi büyük oğlu Doktor Semir Hayri Muhammed Ali, Yemen parlamentosu üyesi. Taiz´de sevilen bir kişiymiş. Bugünlerde Taiz´deymiş, ama ona ulaşmamız olanaksızmış. Kim bilir hangi mahallede sorun dinliyormuş...
Yemen´de soyadı yasası olmadığı için çocuğun adının arkasına babasının ve dedesinin adı getiriliyor.
Hayri Bey parlamentoda Türk kökenli oğlu dışında bir kişinin daha bulunduğunu söyledi.
Sohbetin ortasındaki bir konuyu anımsatıp, bana da bir görev verdi:
"Yemen´de oturup Türkiye Cumhuriyeti kimliği olanların çocukları, torunları acaba Türkiye Cumhuriyeti kimliği alabilirler mi?"
Hayri Bey´in geleceğe ilişkin bir planı var. Taiz´de tanınmış bir diş doktoruymuş. Bir hastane kurmayı planlıyormuş. Tabii burası için doktor ve teknik eleman gerekli.
"Acaba," dedi, "Türkiye´den doktor getirsem, bunun planlarını yapıyorum..."
Oturduğumuz koltuk takımıyla pencere arasındaki rahlede İngilizce-Arapça Kuran açık olarak duruyordu.
Hayri Bey yüzyılın başından bu yana zaman zaman olumsuzluklar yaşadıklarını söyledi. Bunları aşmanın sırlarından birini de şöyle açıkladı:
"Taiz´in ileri gelenleri, şeyhler, kızlarını bizim ailelerin erkeklerine veriyorlardı. Bu evlenmeler sonucunda Yemen yönetiminin önde gelen kişileriyle yakınlıklarımız oldu. Yönetim anlayışı zaman zaman değişiyordu. Örneğin mallarımızı almaya girişiyorlardı. Böyle zamanlarda evlilik ilişkilerinin çok faydası oldu."
Hayri Bey e göre, Osmanlı´nın 1918´de çekilme kararı almasının ardından, Yemen´den ayrılmayan Anadolu kökenlilerin bugünkü devamı olanların nüfusu 500 bini geçer.
İş fotoğraf faslına gelince, yeniden yer koltuklarının olduğu büyük salona geçtik. Aile büyüklerinin fotoğrafları bir bir getirildi. Sehpanın önüne tek tek dizdik, önde siyah beyaz çerçeveli fotoğraflar, arkada Hayri Bey...
Ayrılmadan önce Hayri Bey üzerime, kendi fısfıslı parfümünden bolca sıktı. Ağır kokulu parfüm yol boyu bizimleydi.
Taiz´den Musa Kapısı´nı geçip ayrıldık. Kubbeli yapılar, süslemeli çeşmeler, yapıların ikinci kadarındaki pencereler insanın aklına ilk, İstanbul´un eski semtlerini getiriyordu.
CENBİYE´NİN YEMENLİLER İÇİN ÖNEMİ
Yemen´de çocuklar dahil herkesin belinde bir Cenbiye denilen hançeri vardır. Bir Yemenli erkek için olmazsa olmaz en önemli aksesuardır. Onların da kişilerin maddi durumlarına göre çeşitleri vardır. Fotoğrafta da görüleceği üzerine damatlar dahi Cenbiye ile gerdeğe girerler. Dükkânlarda satılan ürünler içinde en başta o gelir. Hem her Yemenli satın almak zorunda, hem de yabancıların en çok aldığı hediyelik eşyadır. Cenbiye´nin kesici yönü değil, göz alıcı yönü olan kınını gösterip anlatırlar.
Devam Edecek