Değerli okurlar, Yemen´in tarihi ve coğrafi özelliklerine girmeden sizlere biraz Piri Reis´ten bahsedelim. Bilindiği gibi UNESCO, 2013 yılını Dünyada Piri Reis yılı ilan etmiştir. Biz de konumuzla yakından ilgili olduğu için kısaca sizlere Piri Reis´i tanıtalım ve 29 Aralık 1960 yılında Nazım Hikmet tarafından Moskova´da yazılan Piri Reis´in Haritası adlı şiirini sunalım.
Piri Reis, 1470 yılında doğdu, asıl ismi Muhiddin´dir. Amcası Kemal Reis´in yanında küçüklükten itibaren iyi bir denizci olarak yetişti. 1511 yılında Kemal Reis şehit olunca, Gelibolu´da dünya haritasını çizmekle uğraştı ve 2 yılda tamamladı. 1517 yılında haritasını Yavuz Sultan Selim´e sundu. Kanuni Sultan Süleyman döneminde bir taraftan Filo komutanlığı yapıp diğer taraftan ? Kitab-ı Bahriye? adlı eserini yazıp Pargalı İbrahim Paşa aracılığı ile 1526 yılında Kanuni´ye sundu. Piri Reis, Pargalı tarafından yakın çevresine alındı. 1547 yılında Hint kaptanlığı görevine atandı. Bu devirde Yemen ve çevresinde Portekizlilerin hakimiyeti vardı. Piri Reis, Aden´in tekrar ele geçirilmesini sağlamış, Kızıldeniz´i güvenlik altına almış ve Portekiz´e büyük bir darbe vurularak Yemen kıyıları Portekizlilere kapatılmıştı. Aden zaferinin arkasından yapılan Hürmüz seferinde, gerek Basra Valisiyle gerekse Mısır Beylerbeyiyle ters düşmesi sebebiyle 1554 yılında idam edildi.
Şimdi sizlere Nazım Hikmet tarafından Moskova´da yazılan Piri Reis şiiri?
PİRİ REİSİN HARİTASI
Piri Reis düşlerimizi çizmiş haritasına
boyamış serin deniz sabahlarının renkleriyle.
Piri Reis düşlerimizi çizmiş haritasına
göz görmemiş, el değmemiş yıldız hevenkleriyle.
Piri Reis düşlerimizi çizmiş haritasına
varılan kıyılardan ayak basmamış kumsallara doğru
hayırsız adalarla yeşil papağanların arasından
billur köşklere giden yolu.
Reis´in haritasında kıtalardan büyük boynuzlu balıklar
ve timsah başlı maymunlar yanardağlardan iri
Reis´in haritasında yelkenliler yürek kadar
ama balıklarla maymunlar yutamıyor yelkenlileri.
Yolculuklar başlamaz yürek çağırmasa
akıl yorulabilir, yılabilir, ama yüreğin sırtı gelmez yere.
Yelkenlilerle gidiliyor kosmosa
Piri Reis´in haritasında yüzen yürek kadar yelkenlilerle
29 Aralık 1960 Moskova
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay, ?Osmanlı Arşiv Belgelerinde Yemen? adlı kitapta Yemen konusunu yazdığı önsöz de şöyle anlatır,
?Osmanlıların Yemen ile ilk ilgilendikleri tarih, 1530´lu yıllara tesadüf eder. Bu tarihlerden itibaren Osmanlı Devleti, İstanbul´dan Yemen´e üst düzeyde görevliler göndererek hem kendisi hem de bölge için güvenli bir yönetim kurma gayret ve çabası içerisine girmiştir. İkili ilişkilerin çok sıcak geliştiği bu dönemde, Yemen idarecilerinin Osmanlı Devleti´ne bağlılıklarını sundukları bilinmektedir. Sonraki tarihlerde bu politikada bazı değişiklikler olmuşsa da, genel hatlarıyla Yemen´in Osmanlı yönetimi altında bulunması, kaçınılmaz bir durum almıştır. Çünkü başta Portekizliler olmak üzere diğer Batılı devletlerin emelleri ortaya çıkmış ve Yemen´i de içine alan İslâm coğrafyasının güvenliği tehdit edilir olmuştur. Bu çerçevede, Osmanlıların Yemen üzerindeki hakimiyetlerinin temel sebeplerinden birinin Müslümanların kıblesinin bulunduğu Mekke şehrine oldukça yakın olan bölgeyi ve çevresini yabancıların suikast ve saldırılarına karşı korumak olduğunu rahatlıkla söylemek mümkündür.
XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra Seyyid Ahmed Muhtar Paşa´nın öncülüğünde Yemen´e gönderilen Osmanlı kuvvetleri bölgenin büyük bir kısmını kontrolleri altına alırlarken, diğer taraftan da Yemen´de geniş bir vilâyet teşkilatı oluşturularak kaza ve nahiye merkezleri kurulmuş, hükümet konakları inşa edilmiş, posta teşkilatı kurularak telgraf hatları çekilmiş, geniş yollar, iskele ve limanlar yapılmış, eğitim ve sağlık alanındaki hizmetlere öncelik verilmiştir.
Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı gibi çok zor şartlarda bulunduğu bir dönemde dahi Yemen´in hukukunu korumak üzere bölgeye asker göndermiştir. Gerek bu dönemde ve gerekse Mondros Mütarekesi sonrasında Yemenlilerin Osmanlılara olan bağlılıkları devam etmiş, hatta Yemen´de kalan Türk subay ve askerleri Yemen Millî Ordusu´nu teşkil etmişler, Yemen şehirlerinde bir süre daha Osmanlı sancağının dalgalanmasını sağlamışlar, bu bölgelerin İngiliz emellerine bırakılmasının önüne set çekmişlerdir. Türk askerlerinin Yemen´den çıkarılması yönündeki ısrarlar ve İngilizlerin Arap Yarımadası´nda Arap birliğinin kurulması yolundaki aldatıcı teklifleri, Yemenliler tarafından reddedilmiştir??
Yemen Milli Arşiv Merkezi Başkanı Ali Ahmed Aburical ise Yemen ve Türkiye... Ortak Tarihten Esintiler başlıklı yazısında,
Bu kitap, Yemen Cumhuriyeti Milli Arşiv Merkezi ile kardeş Türkiye Cumhuriyeti Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü arasında arşivcilik alanında var olan sıcak ilişkilere dayalı yapıcı işbirliğinin önemli bir sonucudur. Bu ilişkiler 1993 yılında başlatılmış ve başarılı olması için de iki taraf, kararlı bir tutum sergilemiştir. Bu işbirliği, Türk Devlet Arşivlerinin şimdiki Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay döneminde daha da gelişerek artmıştır.
İki kardeş ülkenin tarihî ilişkilerinin öğrenilmesinde önemli bir nokta olması itibarıyla Yemen Milli Arşiv Merkezi ile Türkiye Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü arasında, arşivcilik hususunda sürdürülen ilişkiler; yöneticilerin ortak isteği olmasaydı, bu seviyeye ulaşmaz ve bu verimli çalışmadan da söz edilemezdi. Bu ortak arzuyu, geçen dönemlerde Türk Arşiv yetkilileriyle yaptığım görüşmelerde gördüm. Bu görüşmeler, Sana´da düzenlenen I. Osmanlı Belgeleri Sergisi ve Ankara´da düzenlenen II. Sergi ve ortak sempozyum başta olmak üzere birçok ortak çalışmalar yapmaya vesile olmuştur.
Yemen Milli Arşiv Merkezi ile Türk Devlet Arşivleri arasındaki ilişkilerin mükemmel bir şekilde gelişmesi, Yemen ve Türk halkları arasında 1543 yılında başlayan tarihi ilişkilerin derinliğini ifade etmektedir. Bu tarihte Hint Okyanusu, Kızıldeniz, Aden Körfezi ve Arap Denizi´nde bulunan yabancı güçler, Mekke ve Medine gibi kutsal yerleri tehdit etmekteydiler. Kutsal bölgelere yönelen bu tehdit ve saldırıları önlemek amacıyla Osmanlı Ordusunun öncü birlikleri de bölgeye gelmiştir. Belgeler göstermektedir ki, 1849 yılında Osmanlıların bölgeye tekrar gelişi, ülkeyi içinde bulunduğu kötü durumdan kurtarılması arzusuyla bizzat Yemenli din adamları, Şeyhler ve ileri gelenlerin çağrısı üzerine gerçekleşmiştir.
1918 yılında sona eren Osmanlı hakimiyeti dönemi boyunca Yemenliler; idari, malî, adlî ve diğer alanlardaki modern sistemlerle tanıştılar. Ayrıca Yemen´e, Osmanlı Devleti tarafından gerçekleştirilen ve finanse edilen telgraf hatları, sağlık hizmetleri, asfalt yollar, okullar, artezyen kuyuları gibi belgelerin ispat ettiği sanayi alanlarında hazırlanan birçok proje ve hizmetler yapılmıştır.
Osmanlı Arşivi´nde muhafaza edilmekte olan belgeler, Yemen´i kalkındırmak ve az önce işaret edilen modern hizmetleri getirmek için Osmanlı Devleti´nin harcadığı gerçek çabaları açık bir şekilde yansıtmaktadır. Bu kitap söz konusu alanla ilgili birçok belgeyi içermekte ve 2. Osmanlı dönemi başlarında Yemen´e siyasi, ekonomik, sosyal ve diğer konularda yaptığı projeler ve gelişmelere ilişkin birçok örneği sunmaktadır?
Değerli okurlar, Yemen konusuna bugünden itibaren ana hatlarıyla giriş yapmış olduk. Bundan sonraki haftalarda Yemen tarihi, coğrafyası ve orada yaşananları detaylı olarak inceleyeceğiz.
Devam Edecek
KAYNAKLAR:
1)- Osmanlı Arşiv Belgelerinde Yemen
2)- Dz. Alb. Erdoğan Şimşek, Piri Reis
3)- 20 Aralık 2013 Aydınlık Gazetesi Kitap Eki