Ahmet ERDOĞDU


KURTULUŞ SAVAŞI GÜNLERİ (6)


/resimler/2016-5/7/1114251076480.jpgKURTULUŞ SAVAŞI´NDA İÇ İSYANLAR

Kurtuluş Savaşı yıllarının işlendiği yazı dizimizde yazarımız Ahmet ERDOĞDU sordu, konunun uzmanı Sayın Zeki SARIHAN yanıtladı.

İster millî kurtuluş savaşı olsun, ister sosyal bir devrim olsun, iç savaş yaşamamış bir devrim hemen hemen yoktur.

            Ne kadar haklı ve mantıklı gerekçelere dayanırsa dayansın, bir ülkenin bütün bireylerini devrim programı içinde toplamak mümkün görünmüyor. Bunun nedeni, her devrim bazı sınıfların çıkarlarına uygundur, fakat bazılarının çıkarlarına uygun olmayışıdır. Devrimden çıkarları bozulanlar, devrime karşı direneceklerdir. Bir kısmı da bilgisizlikleri yüzünden çıkarlarının nerede olduğunu bilmezler ve karşı devrimcilerin basit bir aleti olurlar.

            1919-1921 yıllarında Anadolu´nun çeşitli yerlerinde 18 silahlı ayaklanma patlak verdi. Bunların bir kısmını İstanbul´daki işbirlikçi yönetim çıkarmıştır. Bir kısmı Hıristiyan azınlıkların ayaklanması, bir kısmı da yerel feodalitenin ve bazı Kuvayı Milliye şeflerinin başkaldırmasıdır. Bunların hepsi, ya doğrudan doğruya Kuvayı Milliye´yi boğmaya yönelmişti ya da sonuçta Kurtuluş Savaşı´nı zayıflatan, onu engelleyen bir nitelik taşıdıklarından karşı devrimci özellik taşımaktaydılar.

Ahmet ERDOĞDU´nun Sayın Zeki SARIHAN ile yaptığı ?TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI´NDA İÇ İSYANLAR? adlı söyleşiyi 5. Sayfamızda okuyabilirsiniz.

/resimler/2016-5/7/1114525764508.jpgKURTULUŞ SAVAŞI GÜNLERİ (6)                 

KURTULUŞ SAVAŞI AYNI ZAMANDA BİR İÇ SAVAŞTIR

Değerli okurlar, bu hafta Sayın Zeki Sarıhan´a ?KURTULUŞ SAVAŞI´NDA İÇ İSYANLAR?ı sorduk. Verdiği cevapları sizlere özetleyerek sunuyoruz.

 

Z. SARIHAN- Kurtuluş Savaşındaki iç isyanları tek tek sayacak olursak:

1)-Şeyh Eşref ayaklanması: İç isyanlardan yalnız Şeyh Eşref ayaklanması, doğrudan doğruya dinî bir içeriktedir. Henüz başlamakta olan millî direnişten çok, 1909´daki 31 Mart ayaklanması gibi subayları ve modernleşmeyi hedef almıştır. Bayburt´un Hart bucağında Şeyh Eşref, mehdilik-din yayıcılığı iddialarıyla ortaya çıktı. Şeyh Eşref´in adamlarının birçoğunu öldürdü, kendisini esir aldı. Eşrefe karşı hareket 26 Ekim 1919´dan 24 Aralık 1919´a kadar iki ay sürdü.

/resimler/2016-5/7/1115164358717.jpg2)-Ali Batı Ayaklanması: Ali Batı isyanı, devletin dağılma sürecine girmesinden yararlanarak bölgesel hâkimiyet kurmak isteyen bir aşiret hareketidir. 11 Mayıs-18 Ağustos 1919 tarihleri arasında üç aydan fazla sürdü. Midyat, Nusaybin, Ömerkan´da Aşiret reisi Ali Batı, devlet otoritesinin zayıflamasından yararlanarak bölgede hâkimiyet kurmak için birkaç yüz atlısıyla Nusaybin´i basıp hapishaneyi boşattı. Üzerlerine gönderilen kuvvetlerden iki kez kurtulmayı başardı. Sonunda öldürülerek kuvvetleri dağıtıldı.

3)-Haçin Ermeni Ayaklanması: Haçin Ermenilerinin durumu ve onlara karşı yöneltilen askerî hareket Birinci Dünya Savaşı´ndaki Ermeni olaylarının Mütareke dönemindeki bir devamıdır. Ermenilerin arkasında şimdi artık Çukurova´yı işgal eden Fransızlar vardır. Ermeni nüfusunun çoğunlukta olduğu Adana´ya bağlı Haçin (sonraki adı Saimbeyli) ilçesinde Ali Fuat Cebesoy´u ifadesiyle ?Kartal yuvası gibi yalçın ve yüksek kayalıklar üzerinde bulunan? Ermeni kuvvetini, Avram Çavuş kumandasında bin beş yüz kişilik bir Ermeni kuvveti koruyordu. Uzun süre kasaba muhasara edildi. 15 Ekim 1920´de saldırı başladı. Haçinliler, etrafı çevrilmiş olan ilçede uzun süre dayandıkları gibi, çemberi yararak çevrede birçok yeri de zapt ettiler. 13 Temmuz 1920´den 15 Ekim 1919´a kadar süren harekât sonrasında Haçin Türk kuvvetlerinin eline geçti. Ermenilerin pek azı kaçabildiler. Gerisi öldürüldü.

/resimler/2016-5/7/1115377796587.jpg4)-Koçkiri İsyanı: 1920 yılının Ekiminden 1921 Haziranına kadar sürdü. Hafik, Zara, Suşehri, Refahiye, Kemah, Kangal, Ovacık yöresine yayılmış kırk bin kişilik aşiret reislerinden Haydar, önceleri Kürt Teali Cemiyeti´nin üyesiydi. İmranlı´da Jepin adlı Kürtçe bir gazete de çıkarılıyordu. Alişir, İmranlı çevresinde bin silahlı toplayarak yerel askeri birlikleri teslim aldı. Aşiret Doğu Anadolu´daki Kürt aşiretlerinden yardım istedi. Bazı aşiretler bu çağrıya uyarak kuvvet gönderdiler. Erzincan isyancıların eline geçti. Bazı aşiretler ise bu çağrıya uymayarak hükümete sadık kalacaklarını söylediler. Bazı yerlerde isyancılara karşı gönüllü asayiş birlikleri kuruldu.

            İsyancılardan yedi derebeyi, Kürt bölgesinde Kürt valilerin yöneteceği özerk bir il istiyorlardı. Birçok çarpışmalardan sonra 500 isyancı öldürüldü. Subaylar, Kürtlere karşı pasifikasyon hareketine geçtiler ve Ermeniler gibi Kürtleri de yok etmeyi, yerlerinden yurtlarından uzaklaştırmayı önerdiler. Türkiye´nin Türklerin ve Kürtlerin yurdu olduğunu ilan eden Ankara Hükümeti, buna yanaşmadı. Meclis´teki Doğu milletvekillerinin baskıları ile ve ittifak içinde olduğu Kürtleri yatıştırmak için isyan bölgesinde ordunun giriştiği hareketi incelemek için inceleme kurulu gönderdi. Merkez Ordusu Kumandanı Nurettin Paşa görevden alındı.

5)-Pontosçuların çalışmaları: Kurtuluş Savaşı başlarken Orta ve Doğu Karadeniz kıyılarında önemli ölçüde yerli Rum nüfus vardı. İmparatorluğun çökmeye yüz tutmasıyla bu bölgede bir Pontos Rum devleti kurmak için Rum ticaret burjuvazisinden bir kısmı hareketlerini artırdılar. Batum´da 1919 sonlarında Pontos Rum Hükümeti adıyla bir hükümet kuruldu. Daha önce Karadeniz kıyılarından Rusya´ya göç etmiş Rumlar geri dönmeye başladılar. Paris Barış görüşmelerine bölgede Rum nüfusun çoğunlukta olduğu konusunda tezler götürüldü. Samsun tütün fabrikası müdürü Tekamandis ve Amasya Samsun çevresi Metropoliti Yermanos liderliğinde Samsun´da kurulan çeteler dağlara çekildiler. Trabzon´da da Köroğlu ve Eftalidi Rum çeteleri kuruldu. Bunlara karşı yerli Türk ağa ve beyleri de Keloğlan ve Topal Osman gibi çeteler besliyorlardı. İki taraf sürekli çatışıyordu.

            Daha 1919 yılı Mayıs ortalarında İstanbul Hükümeti, İngilizlerin de baskısıyla buradaki Rum burjuvazisinin güvenliğini korumak için tedbir almak zorunda kaldı. Dokuzuncu Ordu Birlikleri Müfettişi olarak Samsun´a gönderilen Mustafa Kemal Paşa´nın üç görevinden biri buradaki asayişi sağlamaktı.

            Ankara Hükümeti, Amasya´da Merkez Ordusu´nu kurdu. Bu ordu, denizden yapılabilecek bir yabancı müdahalesini desteklememeleri için Rum halkından bir kısmını içerilere göç ettirdi. Trabzon´dan ve Fatsa´dan başlayarak Samsun, Tokat ve Havza´ya doğru genel bir temizleme hareketine geçildi ve 11.000´den çok Rum öldürüldü. Bir o kadarı da teslim alındı. Bu bölgede Rumların öldürdüğü Türklerin sayısı ise 2.000´e yaklaşıyordu. Pontosçuların çalışmaları böylece sindirilmiş oldu. Cumhuriyet kurulduktan sonra da Türk Hükümeti, bölge Rumlarının tümünü Batı Trakya´daki Türklerle değiştirdi.

6)-Milli Aşiretinin isyanı (1 Haziran-8 Eylül 1920): Urfa çevresinde yaşayan Milli Aşireti, Fransızların kışkırtmasıyla bin atlı ve develi, bir o kadar da yaya ile Viranşehir ve Siverek´e kadar işgal etti. Bu Kürt aşiretinin isyanını bastırmada Diyarbakır´dan gönderilen hükümet kuvvetleriyle hükümete sadık yerel feodallerin bir kısmı işbirliği yaptılar.

7)-Kuvayı İnzibatiye: Anadolu´ya gönderilen ordu müfettişlikleri, Merkezi Hükümetten kopunca İstanbul´da bir Anadolu Genel Müfettişliği kuruldu. Bu müfettişliğe bağlı olarak Anadolu´da gelişen ulusal ayaklanmayı bastırmak için 28 Nisan 1920´de bir inzibat kuvveti kuruldu. Halife Ordusu da denilen kuvvelerin yüzde doksanı paralı gönüllülerden oluşmuştu. 94 subay ve 1.000 kadar erden oluşan Kuvayı İnzibatiye´ye yazılanlara iyi para veriliyordu.

            Fakat bu karşı devrim ordusunda moral düşüktü. Erler ve subaylar savaşmak istemiyorlardı. Adapazarı çevresinde yapılan çarpışmalarda karşı devrim ordusu, yurtsever çetelerle paramparça oldu.

8)-Anzavur İsyanı: Binbaşı emeklisi Anzavur Ahmet 1919-1920´de üç kez ortaya çıktı. Onu, Çanakkale boğazının güvenliği için İngilizler destekliyorlardı.       1 Ekim-25 Kasım 1919´da iki aya yakın birinci çıkışında Balıkesir-Biga-Susurluk çevresinde hareket gösterdi. Bu birinci isyanında İstanbul´da Kuvayı Milliye dostu Ali Rıza Paşa Hükümeti işbaşındaydı. Anzavur, çevresine topladığı 300 kişiyle Susurluk´taki askeri kışlayı yağma etti. Çevredeki millî kuvvetleri ?Bana yanlış bilgi verdiler, birliklerin birinde görev verirseniz size katılırım? diye oyaladı. Çerkez Ethem kuvvetlerinden kaçıp kurtulmayı başardı.

            Anzavur, üç aya varmadan (16 Şubat 1920) yeniden ortaya çıktı. Gâvur İmam, Şah İsmail çeteleriyle işbirliği yapıp Biga´da idareyi ele aldı. Askerlere ve idarecilere işkence yaptı. Fransızların elindeki Akbaş Cephaneliğini soyup silahları Anadolu´ya kaçıran Köprülü Hamdi Bey´i şehit etti. Yağmacı isyancıların sayısı 800´ü aştı. Anzavur Ahmediye Cemiyeti adı altında çevresini genişletti. Anzavur kuvvetlerinin üstüne gönderilen erler, yolda dağılıyorlardı. Bunlar Yenice´ye saldırdılarsa da bölgede olağanüstü önlemler alan hükümet, Çerkez Ethem kuvvetlerine isyancıları dağıttırdı.

            Anzavur´un üçüncü çıkışı, Kuvayı İnzibatiye ile birliktedir. İngilizler ona 500 lira verdiler. İkinci Biga bozgunundan kaçabilen serseriler ve köylülerden kurulu kuvvetleriyle Adapazarı ve Kandıra´yı ele geçirdi. 15 Mayıs 1920´de yenildiyse de iki gün sonra yeniden Geyve Boğazı´nı tuttu. Fakat tam bir bozgun içinde ve yaralı olarak İstanbul´a kaçtı.

9)-Bozkır Ayaklanması: Konya´nın Bozkır ilçesinde biri 27 Eylül-4 Ekim 1919´da, ikincisi bundan 16 gün sonra 20 Ekim´den 6 Kasım´a kadar süren iki isyan çıktı. Merkezi feodaliteye bağlı gerici hocaların tahrikiyle birincisinde yüz kadar köylü Bozkır´ı bastı. Askerlik şubesindeki silahları yağma etti. Beyşehir´den gönderilen kuvvetleri yendi fakat Konya´dan gönderilen nasihat heyetinin telkinleriyle dağıldı. 16 gün sonra 70 kadar silahlı, 200 kadar silahsız isyancı Bozkır kaymakamına başvurarak çevredeki Millî Kuvvetleri istemediklerini bildirdiler. ?Padişah´ın emri? diyerek Bozkır´a girdiler. Arif Karakeçili kuvvetleri isyancıları kovaladı. Bozkır geri alındı. Delibaş Mehmet kaçtı.

10)-Konya Ayaklanması: (2 Ekim-22 Kasım 1920): Bozkır isyanından bir yıl sonra Konya yönünde daha kuvvetli bir feodal ayaklanma baş gösterdi. Bu ayaklanmadan İngiliz gizli servisi ve Damat Ferit´in adamı Zeynelabidin Hoca´nın parmağı vardı. Bir köy ağası olan ve bir zamanlar Kuvayı Milliye´de çalışmış olan Delibaş Mehmet, isyanın başına geçti. Delibaş Türkmenlerden 500 kişi toplayarak Çumra´yı bastı. Önceden hazırlanan planlarla geniş bir alan isyancıların eline geçti. Delibaş kuvvetleri, 3 Ekim´de Konya´ya girdi. Askerî okul öğrencileri ve gönüllüler direndilerse de Delibaş şehri ele geçirmeyi başardı. Alaaddin Tepe´de mevzilenmiş olan millî kuvvetler de düştü. Delibaş, Konya´ya bir vali atayarak hükümet örgütünü kurdu. Cezaevini boşalttı.

            Ankara´nın emriyle Konya´ya giden Refet Paşa kumandasındaki millî kuvvetler üç gün sonra Konya´ya girdiler. İsyancılar Bozkır yöresine çekilerek direnmelerine devam ettiler. İki taraf arasında çarpışmalar oldu. Millî kuvvetler isyancılara karşı sert davrandılar. Beyşehir´de 30 kişi asıldı. Ilgın´da isyancıların evleri yakıldı. Kendi arkadaşları Delibaş´ın kellesini getirerek millî kuvvetlere sığındılar. Bir buçuk ay süren isyan tamamıyla bastırılırken 250 kişi de asıldı. 

  MİLLÎ CEPHEDEKİ ANLAŞMAZLIKLARDAN ÇIKAN İSYANLAR:

1)-Demirci Mehmet Efe (6 Aralık -23 Aralık 1920): Daha önce Anzavur´a ve Konya´daki gerici ayaklanmalara karşı başarılı hizmetleri görülen Demirci Mehmet Efe, Eğridir, Antalya bölgesinde 500 kişilik kuvvetiyle Yunan ilerlemesine karşı koyuyordu. Demirci Efe, Yunan işgalinden önce dağa çıkmış bir eşkıya idi. İzmir´in işgalinden sonra eşkıyalığı bırakarak arkadaşlarıyla birlikte millî müfrezeler kurmuş, Aydın Cephesi´ni kuranlar arasında yer almıştı. Yararlı hizmetleri olmakla birlikte kendi başına buyruk kalmak istiyordu. Düzenli ordunun kurulmasına geçildiği sıralarda Çerkez Ethem´le birlikte bir engel olarak görüldü ve 1920 yılı sonlarında 800 kişilik müfrezesinden 700´ü esir alındı. Kendisi de 30 Aralık´ta teslim oldu.

2)-Kuvayı Seyyare´nin Tasfiye edilmesi (7 Aralık 1920-23 Ocak 1921)

Çerkez Ethem, Batı Anadolu´da Yunan işgalini durdurmak için köylülerden Kuvayı seyyare adında büyük bir askeri birlik meydana getirmişti. Seyyar Kuvvetler, Anzavur´un Düzce, Bolu, Zile ve Yozgat isyancılarının bastırılmasında çok yararlı hizmetler gördü. Düzenli birliklerin zayıf olduğu 1919-1920 yıllarında Kurtuluş Savaşı´nın en vurucu gücünü oluşturuyordu. Kuvayı Seyyare, millî burjuvazinin sol kanadını, küçük toprak sahipleri, orta, hatta kısmen yoksul köylüleri temsil ediyordu. Bolşevik devriminin etkileri altındaydı. Yeşilordu akımının askeri gücü olarak görülüyordu. Kuvayı Seyyare içinde 700 kişilik Bolşevik Taburu, Parti Pehlivan gibi unsurlar da vardı. Eskişehir´de yayımlanan Bolşevik eğilimli Yeni Dünya gazetesinin Ethem Bey´le ilişkileri vardı.

Çerkez Ethem´le Kemalist odak arasındaki mücadele, esas olarak ulusal cephede sınıfların önderliği ele geçirmek için mücadelelerden en şiddetli olanıdır. Kemalist önderlik, zayıf olduğu 1919 ve 1920 yıllarında Ethem kuvvetleriyle işbirliği yaptı fakat önderliği ona kaptırmamak için de ihtiyatlı davrandı.

Millî kuvvetlerin merkezî bir otoriteye bağlanmaya başlandığı zaman Ethem, Batı Cephesi´nin emrine girmek istemedi. Düzenli ordunun savaşı kazanamayacağını ileri sürerek, kendisimin bağımsız olarak bırakılmasını istedi. Oysa artık savaş düzenli bir ordu kurulmasını gerektirecek aşamaya gelmişti ve savaş ancak böyle kazanılabilirdi.

Ethem taraftarlarıyla Kemalistler birbirlerini hayli kolladılar. Birbirlerine tuzaklar kurdular. Bazı anlaşma yolları denendi fakat olumlu bir sonuca ulaşılamadı. Bunun üzerine Batı Cephesi´nden iki koldan Ethem Bey´in kuvvetleri üzerine saldırıya geçildi. Yenileceğini anlayan Ethem Bey, kuvvetlerini dağıtmak zorunda kaldı. Kuvvetlerinden bir kısmı millî orduya katıldı, bir kısmı köylerine gittiler, kendisi 20-25 kişilik bir kuvvetiyle Yunanlılarla bir anlaşma yaparak onlara sığındı. Götürüldüğü İzmir´de Meclis ve millî ordu aleyhine faaliyetlerde bulundu.

3)-Yozgat-Zile ayaklanması (13 Mayıs-27 Ağustos 1920): Bu ayaklanma üç buçuk ay kadar sürdü. Merkezi feodaliteye bağlı ve Hürriyet ve İtilaf Partisi taraftarı Çapanoğulları, Millet Meclisi´ne seçim yapılırken aleyhte davranışlarda bulunmuşlardı. Halecilik ve Kuvayı Milliyecilerin hayvan vergisini artıracağı propagandasını da yapıyorlardı. Postacı Nazım da bu sırada Yıldızeli´nde isyancılara önderlik yapıyordu. Aynacıoğulları da ayaklanmanın içindeydi. Yıldızeli´nde Halife Ordusu adlı bir çete kuruldu. İsyancılar, yeni vergilerin konulacağı, seferberlik yapılacağı, mallarının alınacağını yayıyorlardı ve Vatana ihanet kanunun uygulanmamasını istiyorlardı. Hükümet kuvvetleri Sulusaray ve Artova´daki kuşatmayı zorla yararak çekildiler. Yıldızeli´ne gönderilen tabur da isyancılar tarafından tutuklandı. Bunun üzerine isyancıların cesareti arttı. Ayaklanma bütün bölgeyi sardı. Mustafa Kemal Paşa, Mucur´da bulunan Cemalettin Efendi´den harekete geçmesini istediyse de gerekli desteği göremedi. Bölgede Kuvayı Milliye´nin kurulması zorlaştı. Müdafaai Hukukçular ancak kendi yakınlarını Kuvayı Milliyeye alabiliyorlardı. 9 Haziran´da Yozgat´ta sıkıyönetim ilan edildi. Başına da Kılıç Ali getirildi. Fakat Ankara Vali Vekili Yahya Galip Bey, bu haberi Çapanoğulları´na sızdırdı. Yozgat´a giden Kılıç Ali kuvvetleri isyancıları dağıtamadı. Çapanoğulları kaçtılar. Askeri birlikler hem zayıftı, hem de bunlar isyancılara karşı silah kullanmak istemiyorlardı. İsyancılar kenti kuşattılar ve 14 Haziran´da ele geçirdiler. Çapanoğlu Celal Bey, Ankara´ya yürüyeceklerini ve Mustafa Kemal Paşa´yı yakalayacaklarını bildiriyordu. Kılıç Ali, kuvvetlerini Boğazlıyan sırtlarına çekti. İsyancıların yaptığı bir baskınla da bütün kuvvetlerini kaybetti.

Ankara Çerkez Ethem´den yardım istedi. Eskişehir´den Yozgat yönüne sevk edilen 2.100 kişilik silahlısı, 1.300 hayvanı, 4 kudretli dağ topu, bir sahra topu, 8 makinalı tüfeği ile  Ethem Bey, Yozgat´a girdi. Sokak çarpışmalarıyla kenti kurtardı. Divanı harpler kurdu. 12 elebaşı şehrin ortasında idam edildi. Mutasarrıfla savcı da tutuklananlar arısındaydı. Asilere yardım ettiği ileri sürülerek Ermeni mahallesi yakıldı. Ethem, saldırıya hazırlanan isyancıları yenerek Alaca´yı da kurtardı. Arapseyfi Boğazı´nda bir çarpışmayla Çapanoğullarının gücünü perişan etti. Çolak İbrahim ve Refet Bey kuvvetleri de yetişerek ayaklananlardan kalan artıkları temizlerdiler. Çeşitli kuvvetlerin birleşmesiyle askerî hareket Alaca, Zile, Tokat´a doğru gelişti. Zile´deki halifeciler, Avukat Ali Bey´in önderliğinde ayaklandılar. Bölgeye askerî kuvvet gönderilmesi üzerine bir kısın isyancılar ayaklanmaktan vazgeçti. Postacı Nazım ve arkadaşları, 6/7 Haziran gecesi ilçeye girdiler. Kaleye hapsettikleri askerleri teslim aldılar. Müdafaai Hukukçuların evlerini yağmaladılar. Müftüyü ilçeye kaymakam yaptılar. Çevreden de yardım alan askerlerin ağır hareket etmesi üzerine Mustafa Kemal Paşa, gerekirse Zile´nin topa tutulmasını istedi. Cemil Cahit komutasındaki askerler, Deveci Dağı´nda halifecileri bozguna uğratarak 12 Haziran 1920´de Zile´ye girdi. 21 Haziran´a kadar çevredeki halifeciler temizlendi. Zile´de 22 kişi asıldı. Çarpışmalarda hemen hepsi askerden olan 350 kişi öldürüldü. Tokat, Zile ve Yıldızeli´nde sıkıyönetim ilan edildi. Ethem Bey, üzerine kuvvet gönderildiğini Çapanoğullarına haber veren Ankara Vali Vekili Yahya Galip Bey´i de divanıharpte yargılamak istediyse de Mustafa Kemal Paşa, buna yanaşmadı. Ethem´in ağabeyi mebus Reşit Bey´i araya soktu. Yahya Galip Bey, yargılanmaktan kurtuldu. Ancak bu olay Ethem Bey´le Mustafa Kemal Paşa´nın arasını iyice gerdi. Elebaşlardan Çapanoğlu celal Bey de affedildi.

Birinci Yozgat ayaklanmasında bağışlananlardan kurulu 500 kişilik gönüllü alayı, cepheye gönderilmek üzere Yozgat´a getirilmişti. Fakat bunlar cepheye gitmeyerek kaçtılar. 6 Eylül 1920´de Erbaa´yı, 9 Eylül´de de Zile´ye bağlı Ortaköy bucağını bastılar. Üzerlerine gönderilen bir millî müfrezeyi yolda bozarak esir ettiler. Amasya-Tokat arasında da ayaklanma başlamış, Çengelhan basılmıştı. Yozgat´tan kaçan kafileler Kırşehir´in Nogaykızı köyünde toplandı, üzerlerine gönderilen jandarma birliğinin subay ve erlerini öldürdüler veya esir ettiler.  Eskişehir´den gelen Çolak İbrahim kuvvetleri sıra ile Yozgat, Karamağara, Akdağmadeni´ne gitti, isyancıları bozguna uğrattı, kuşattı ve İkinci Yozgat Ayaklanması böylece bastırılmış oldu.

4)-Çopur Musa: Afyon dolaylarında askerleri kaçmaya ve halkı askere gitmemeye teşvik eden Çopur Musa adlı bir eşkıya, 21 Temmuz 1920´de Çivril´i basmış, Azerlerine gönderilen kuvvetlerden kaçarak 30 Temmuz´da Yunan ordusuna sığınmıştır.

5)-İnegöl Olayı: 8 Temmuz 1920 günü Bursa´nın düşmesinden sonra İnegöl yöresine çekilen askerlerin halka iyi davranmaması sonucu kasaba halkı millî kuvvetlere karşı tutum alarak silahlandılar ve askerleri kasabaya sokmamaya karar verdiler. Bir ay kadar süren bu durum, 20 Ağustos 1920 günü askerlerin kasabayı işgali ile son buldu. Silahlı halk güçleri dağıldı. Kasabanın ileri gelenleri belediyede toplandı. Mücadelenin gereği kendilerine anlatıldı. Belediye başkanı ve kışkırtıcılardan birkaç kişi tutuklandı.

6)-Cemil Çeto isyanı: Garzan´da Bahtiyar Aşireti reisi Cemil Çeto, bazı aşiret reislerini çevresinde toplayarak bölgede hükümet kurma girişiminde bulundu, 300 silahlı adamıyla Kuvayı Milliye´ye karşı harekete geçti. Ayaklanmayı 13. Kolordu Kuvvetleri bastırdı, Cemil Çeto ve dört oğlu 7 Haziran 1920´de teslim oldu.

1921 yılı başlarında Anadolu´da silahlı bütün karşı devrimci hareketler söndürüldü. Genel olarak kurtuluş hareketi, özel olarak da Kemalistler, egemenliklerini sağlamlaştırdılar. Düzenli ordu ve Yunan ordusuyla meydan savaşları dönemine geçildi.

Bunun dışında Adapazarı-Düzce-Bolu yöresi ayaklanmaları da vardır ki; Kurtuluş Savaşı´nda millî kuvvetleri en çok uğraştıran, geniş bir bölgeye yayılan bu isyan, esas olarak Damat Ferit Hükümeti´nce teşvik edildi ve en gerici yerel feodalitenin önderliğinde gelişti. Bu isyana onların etkisinde kalan geniş bir esnaf ve köylü kitlesi katıldı. Ancak yerimizin darlığı açısından bu konuya geniş yer veremiyoruz.

   

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00