Yaşamımın bu dönemlerinde her nasılsa mezarlığa yolum çok düşer oldu. Doğal diye düşünüyorum; yaşlandığımızdandır. Hani; Cahit Sıtkı Tarancı ?hayata beraber başladığımız dostlarla da yollar ayrıldı bir bir? diyor ya o unutulmaz ?35 Yaş? da?
İmam törenin sonunda soruyor: Merhumu ya da merhumeyi nasıl bilirdiniz. Törene katılanlar iyi bilirdik diye hep bir ağızdan bu soruyu yanıtlıyor ?iyi bilirdik.? sonra ikinci soru geliyor: Hakkınızı helal eder misiniz? Eskiden topluca yanıt verilirdi ?helal olsun.? fakat ne oldu bilinmez medyada bazı ?ben etmiyorum arkadaş? diyenler olduğuna dair haberler çıktı. bazıları bu nedenle mevtanın yakınlarından dayak yediler!
Aklıma 28 Şubat gelince, gözümün önüne bu mezarlık manzarası geliyor. Bir defa merhumun daha tam adı bile koyulmadı, ne idi 28 Şubat? Darbe desen değil, muhtıra desen değil, kimi hedef aldı hedef aldıklarına ne yaptı anımsıyor musunuz? 1000 yıl sürecek diye sunumu yapılan 28 Şubat!
Dönem darbe için olağanüstü provokasyonların olduğu bir dönemdi. Yıllardır bir savaş halinde sürdürülen türban kavgası üniversitelerde sürmekteyken 1995 seçimleri geliverdi ve beklenmeyen bir şey oldu; Refah Partisi %21.38 oy alarak seçimden zaferle çıktı! Çıkarılacak sonuç ?bu kavga yanlış bir kavgaymış? yerine ?bunlara iktidar verilir mi?? oldu. Generaller, yüksek bürokrasi, bazı medya gurupları, bir kısım akademisyen bu endişe ile sokaklara çıktılar?
Kim söylemişti o ?Cehennemin yolu iyi niyet kilitli taşlarıyla döşeli? sözünü? Bilmiyorum. Ama buralara gelişimizin yolu bundan yirmi yıl öncesinden biraz öncesinde başlayan o ?irtica ile mücadele? taşlarıyla örüldü. Buralara gelişimizde ve Milli Eğitimin bu kadar berbat bir duruma getirilmesinde ve kırsal alanın gericiliğe ve dinsel bağnazlığa terk edilmesinde 28 Şubat´ın çok büyük katkıları var. Şimdi düşünüp bir defada yanıtlayın gerek var mıydı Refah Partisinin kapatılmasına? Siyasette boşluk yoktur, doldurulur. Nitekim doldurulmakta gecikilmedi.
1997 nin yazını Türkiye ANASOL-D hükümetiyle karşıladı. Bu hükümet biraz da oluşturulma nedeni olan 28 Şubat koşullarının icra hükümeti olarak çalıştı. Birçok öneri ve talep vardı hatta ?Tevhid-i tedrisat kanunun uygulanması? bile isteniyordu. İvedilikle 28 Şubat kararlarının uygulanılması çalışmalarına başlandı? Öncelik, doğal olarak 8 yıllık eğitimdi. Hızla uygulanması için gerekli hazırlıklar yapıldı. Fakat alt yapı yetersizdi. Olsun, derhal çözüm bulundu ?taşımalı eğitim? kırsal alanda tüm ilkokullar kapatıldı. Öğretmenler taşımalı eğitim-öğretimin yapılacağı yerlerdeki okullara atandılar. ?Göç yolda dizilir? atasözümüz uyarınca yola çıkıldı. Artık kırsalda öğretmen yoktu!
Hikmet Uluğbay dönemin MEB Bakanıydı. İnternette adıyla açılmış bloğunda 8 yıllık eğitimin yararları üzerine yazılar yazmış. Doğal olarak övüyor ve övünüyor. Fakat kırsalı öğretmensiz bıraktıklarını yazmamış. İyi, kötü cebinde gazetesiyle köy kahvesine gelen tv de veya radyoda haberleri köylülerle dinleyen, tartışan bazen yorumlar yaparak belki laik ve demokratik Cumhuriyete bakış için pencere olan öğretmen artık yok!
Bir arkadaşımla o yaz ADD nin gençlik kolu için yaz kampı yeri aramak üzere Pozantı çevresinde köylere gittik. Niyetimiz; nasıl olsa boş kalmış İlkokul binalarından yararlanmaktı. Hayal kırıklığına uğradık: Necip milletimiz daha bir yıl geçmeden öğretmeni ve okulu unutmuştu! Cam çerçeve kapı hatta tuğla veya briketlerini bile sökmüş kırmışlardı. Sonra 8 yıllık eğitime son verildi. Yerine kimsenin ne olduğunu bilmediği bir sistem koyuldu. Kırsal yine öğretmensiz. Ancak 10 haneli köy de olsa imamı var camisi var? Herkes cennete hazırlanıyor! Cennetin yolu ise bu dünyada verilecek oylarla döşenmiş?
Şimdi, merhum 28 Şubatı nasıl bilirdiniz? hakkınızı helal ediyor musunuz? Sorularına biraz kırgın ve kızgın yanıt vermiyorum?
